KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Eğitim > Dersler > Felsefe


Felsefe


Cevapla
 
Seçenekler
  #1 (permalink)  
Alt 21.10.06, 16:26
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Ünlem Sanal Sohbet: Chat

21. yüzyılın ilk yıllarını yaşadığımız bugünlerde, baş döndürücü bir hızla gelişen teknoloji, hayal edilemeyecek noktalara ulaşmıştır. Toplumların ve bireylerin ekonomik, sosyal, psikolojik vs. yapılarında büyük değişimlere neden olan teknolojik gelişmelerin bir ayağını da bilgisayar ve internet oluşturmaktadır.
Günümüz dünyasında en hızlı gelişen alanlardan biri olan internet, kısa sürede farklı birçok alanda kullanılır hale gelmiştir. Internet, birçok bilgisayar sisteminin birbirine bağlı olduğu, dünya çapında yaygın olan ve sürekli büyüyen bir iletişim ağıdır. Dünyanın en büyük bilgisayar ağı internet, yaygınlaşmaya başlamasının daha onuncu yılını doldurmadan, geniş bir kullanım alanına kavuşmuştur. Eğitimden sağlığa, eğlenceden akademik bilgiye, ekonomiden turizme kadar, akla gelen her alanda veri sunan internetin kullanıcı sayısı bir hayli artmış [1] ve geleneksel yayıncılığa alternatif bir medya modeli olarak insanların yaşamında vazgeçilmez bir konum elde etmiştir [2].
İnternet, insanların, her geçen gün gittikçe artan “üretilen bilgiyi saklama/paylaşma ve ona kolayca ulaşma” istekleri sonrasında ortaya çıkmış bir teknolojidir. Bu teknoloji yardımıyla, pek çok alandaki bilgiye kolay, ucuz, hızlı ve güvenli bir şekilde erişilebilmektedir. İnternet’in en temel işlevi, haberleşme ve iletişimdir. İnternet üzerinden, dünyanın dört bir tarafıyla faks kadar hızlı, posta kadar ucuz bir şekilde iletişim kurulabilir, istenilen her konuda araştırma yapılabilir, bu süreç içinde gerekli görülen bilgi ve dokümanlar kişisel bilgisayara yüklenebilir, oturulan yerden kalkmadan alış-veriş yapılabilir, müze ve sergiler gezilebilir, müzik arşivlerine girilebilir, farklı ülkelerden insanlarla her konuda yazıyla veya sesli olarak tartışılabilir, ithalat-ihracat ile uğraşılıyorsa yurt dışındaki bağlantıları en küçük zaman diliminde gerçekleştirilebilir ve mesajlar minimum maliyetle, günün her anı, dünyanın her yerine gönderilebilir [3].
İnternetin kullanıcılara sunduğu en önemli hizmetler arasında, hızlı ve ucuz bir şekilde haberleşme olanağı sağlayan e-mail, yani elektronik posta, şekil, grafik, resim, yazı, ses, görüntü, müzik vs. içeren sayfalardan oluşan www (world wide web), herhangi bir konu üzerine dünyada tartışma olanağı sağlayan haber grupları, dosya aktarmakta kullanılan FTP ile -araştırmamızın konusunu oluşturan- internet ve klavye yardımıyla gerçek zamanlı sohbet etme imkanı sunan IRC (Internet Relay Chat) sayılabilir [4].
Chat, internet üzerinden, birden çok kişinin aynı anda sohbet etmesini sağlayan bir servistir. Sözcük anlamı olarak, İngilizce’de; sohbet, sohbet etmek, konuşmak karşılığı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca İngilizce’de, “chatterbox”, yani boşboğaz, geveze anlamlarını da içermektedir. Orijinal kullanımında chat, IRC (Internet Relay Chat)’nin kısa yazılımıdır.
IRC, kullanıcıların internet üzerinden sohbet etmelerini sağlayan bir ortamdır. Kişiler, çeşitli IRC sunucularına bağlanarak, aynı sunucu üzerindeki diğer kullanıcılar ile karşılıklı sohbet edebilirler. Bir IRC sunucusuna bağlanmak için, adına “irc client” denen uygulamaların kullanılması gerekir. Bunlardan belli başlı olanlar; Xircon, Virc, Mirc, Pirch biçiminde sıralanabilir. Temel IRC kavramlarından biri de “kanal”dır. IRC üzerinde kullanıcılar, kanal adı verilen bu sanal ortamlarda bulunur ve kullanıcının bir kanala mesaj göndermesi, o mesajın kanalda bulunan herkese gitmesine neden olur. Kanallar, kullanıcılar tarafından oluşturulabilirler. Bir kanal içerisindeki tüm kullanıcılar, o kanaldan ayrıldığında, kanal otomatik olarak yok olur. Bir kanalı oluşturan kişi, aynı zamanda o kanalın operatörü olur. Bir kanal operatörü, o kanalda bulunan başka bir kişiyi, kanaldan atabilir, bir daha girmesini engelleyebilir, kanala belirli sayıda insanın girmesini sağlayabilir ve yine kanala şifre koyabilir. Bahsedilen operatör, bu hakkı başka birine aktarabilir. Yani, bir kanalda birden fazla operatör olabilir [5].
İnternet kullanıcıları, IRC sunucuları vasıtasıyla iletişim kurabilmek için, “nick” adı verilen takma isimler kullanırlar. Kullanıcılar, IRC yazılımlarından belirli komutlar vererek, bir veya birden fazla kişiyle açık şekilde sohbet edebilirler. Sohbet, metin tabanlı yazışma şeklindedir. Ancak, bazı programlar, metin tabanlı olmalarının yanı sıra, kullanıcılar, birer çizgi karakter seçerek sohbetleri çizgi roman karelerinde olduğu gibi izleyebilirler. Hatta, bu karakterlere yazılan soru ve ünlem işaretlerine, sözcüklere göre veya bir şablon üzerinden mimikler ve jestler verilebilir. İnternette chat yapılırken, işlemlerin çoğunda, mouse (fare) yoğun olarak kullanılır. Tüm dünyada tanınan özgün bir semboller dizisi de bulunmaktadır. Bu sembollerden belli başlıları şunlardır [6]:

8-| Asılı kalmak
8 Sonsuzluk
8-# Ölüm
:-o Sürpriz
:-) Komedi
:-} (Biraz alaylı) sırıtmak
>:-< Çılgın(lık)
:-( Drama
:-((( Çok üzülmek
:-| (Bir şeye) ilgisiz, kayıtsız kalmak
:-X Ağzım mühürlü (sır vermem)
:-( Üzülmek
:- Erkek
:-* Öpmek
:-))) Kahkahayla gülmek
;-) Göz kırpmak
:-) Gülümsemek
:-D Sırıtarak gülmek

Chat sayesinde, pek çok kişinin internete bağlı olduğu bir durumda, birden çok bilgisayarla bağlantıya geçilebilir. Chat, birden çok bilgisayarla bağlantı kurulduğu, bilgisayardaki verilerin telefon hattı aracılığıyla başkalarına iletilebildiği internet ortamında, başka kullanıcılarla gerçek zamanlı olarak, karşılıklı yazışabilmeyi sağlayan sistemin adıdır. Yani bu sayede, kişisel bilgisayara yazılanlar karşı tarafa gönderilebilirken, karşı tarafın yazdıkları da kişisel bilgisayarda takip edilebilir.
İnternet içinde yoğun olarak kullanılan “chat” (sohbet) alanı, dünyada olduğu gibi ülkemizde de, özellikle gençlerin yoğun biçimde ilgisini çekmektedir. Chat’in en önemli amaçlarından birisi, ilgi alanları benzer olan kullanıcıların fikir alışverişinde bulunmaları ve tartışarak sorunlarına çözüm üretmelerini sağlamaktır. Kimi örgütlerde, bir yanda “chat” oturumları yapılarak; çalışanlar, yöneticiler ve müşteriler arasında bilgi alışverişi, iş geliştirme olanağı sağlanırken, diğer yandan “chat” ortamında kullanıcılar, yeni yeni kişilerle tanışma fırsatı bulabilmektedirler [7].
Chat ortamı, birbirinden farklı düşüncelerin karşılaştığı/çarpıştığı, deneyimlerin/önerilerin paylaşıldığı, değiş-tokuş edildiği bir agora niteliğindedir ve bu özellikleriyle de, aslında başlı başına “yeni bir evren” özelliği taşır. Bu ortam, sanal toplulukların, sanal dünya ve sanal kültürün serbestçe dolaştığı bir alan görünümündedir. Fiziksel olarak bedenin varlığını gerekli kılan ve bir anlamda onun ifadesi olan kimlik, bu haliyle kendisi olmadan da varolabilmektedir. Ancak bu haliyle, dile getirilen düşüncelerin kullanıcı kişi açısından bir sorumluluk gerektirmemesi, o kimliğe ait eylemlere muhatap olanlar açısından “güvensizlik” oluşturmaktadır.
Chat dünyasında kimlikler kaygan ve değişkendir. Ancak, akışkan ve devingen bir kişilik arayışı sonunda, bu kimliklerin yeni bir kalıp kişiliğe dönüşmesi, hiç de olanaksız değildir. Hatta, bugünün internet kişiliklerinin, ileride karşımıza birer norm olarak çıkmaları da olasıdır. Siber uzay bağlantılarının, etten kemikten insanlarla olan bağlantıların yerine geçmesi tartışılmaktadır. Burada asıl önemli olan, bastırılmış ve tekbenci arzulara cevap veriyormuş gibi görünen yeni teknolojilerin, gerçek dünyadaki ahlaki-siyasal yaşamda nasıl yankılar uyandırdığı, nelere yol açtığıdır. Çünkü, öteki sanal takma adlarla ve birimlerle etkileşime geçmekte olan zevklerin; yitirilen ruhsal ve ahlaki yaşantıdaki bir şeylere tekabül etmemeleri mümkün değildir. Ahlaki yaptırımların ve bağlantıların, yerleşik kimliğin sürekliliği içinde korunması söz konusuyken, internet dünyasındaki haz talepleri, bu çerçeveyi çok hızlı bir şekilde kırmakta ve çok sıradan bir tartışma adabı içinde konuyu sanallaştırmaktadır. Nihayetinde, doğrudan karşılaşmayışların ahlaki anlayışlarda meydana getirdiği gevşeklikler, toplumsal yapıyı da altüst etmeye yetmektedir [8].
Chat’teki güvensizlik ortamının en önemli nedenleri, kurulan sanal ilişkilerde çoğu zaman cinsiyet, yaş, meslek ve fiziksel durum gibi özelliklerin farklı sunuluyor olmasıdır. Çoğunlukla erkekler, internette kadın rolüne girip arkadaş aramaktadırlar. İnternet aracılığıyla kurulan sanal ilişkilerde kullanıcılar; cinsiyet, yaş, meslek, isim, gelir ve beğenmediği fiziksel özelliklerini farklı bir formda sunarak, kendilerini bu kimlikle –belki de olmak istedikleri biçimde– tanımlayabilmektedirler. Bu yönüyle bakıldığında, bireylerin gerçek yaşamda arkadaş edinme yolları ve sosyal ilişkilerdeki başarısızlıklarının neden olduğu toplumsal yaşamdan soyutlanmaları, sanal ortamın cazibesini daha da artırabilmektedir.
Sanal dünyada oluşturulan rumuz adlar, yani "nick name" ile, yedek kişilikler, kimi zaman bireyle özdeşleşirken, kimi zaman da gerçekliğin tam dışına çıkılabilmektedir. Sanal ortamda; cinsiyet, yaş, sosyal statü, medeni hal gibi özellikler değiştirilmekte, bireyler, tam da olmak istedikleri gibi kendilerini tanıtmaya çalışmaktadırlar.
İzmir ve Mersin'de, 240 internet kullanıcısı üzerinde yapılan bir araştırmaya göre; deneklerin %35'inin yaşını, %32'sinin cinsiyetini, %38'inin mesleğini, %77'sinin ismini ve %53'ünün ise, beğenmediği fiziksel özelliklerini farklı sunarak iletişim kurmakta ve kendilerini ifade etmektedirler. Buna göre erkekler, kendilerini kadın olarak tanıttıklarında, internette daha kolay arkadaş bulmakta, başka birisinin adıyla ve özellikleriyle chat ortamında dolaştıklarında rahatlama yaşamaktadırlar. Erkeklerin kendilerini, neden kadın olarak tanımladıklarına ilişkin soruya denekler; chat ile iletişimde daha kolay arkadaş edinildiği ve bu yolla daha fazla eğlenildiği biçiminde yanıtlar vermişlerdir [9].
Chat, gerçek hayattaki aktiviteleri engelleyecek kadar uzun süre yapılmaya başlandığında, bir tür bağımlılık meydana getirme riski de taşımaktadır. Chat, sosyal ilişkileri sorunlu ve şizoid kişilikleri olan insanlar için bir kaçıştır. Eğer bir insan, chat için çok fazla vakit harcıyor ve diğer hobileri için ayırdığı zamanı kısıtlıyorsa, o kişi bağımlıdır ve mutlaka tedavi görmelidir. Chat bağımlıları; arkadaş edinemeyen, ailevi-ruhsal, sorunlar yaşayan, farklı bir yaşam arzulayan ve bastırılmış istekleri olan insanlardır. Aslında chat, yüz yüze görüşmeyi engellediği, gerçek kişilikleri gizlediği için iyi bir iletişim tekniği değildir [10].
Bağımlılık, genel olarak internetin aşırı kullanılması isteğinin önüne geçilememesi, internete bağlı olmadan geçen zamanın önemini yitirmesi, yoksun kalındığında ise, aşırı sinirlilik hali ve saldırgan olunması durumu olarak tanımlanabilir.
Birçok kişi için bağımlılık kavramı, ilaç almayı içerir. Bundan dolayı, belki de resmi tanımların birçoğu, ilaç içme konusuna yoğunlaşmıştır. Bu tanımlara rağmen, diğer davranışların da potansiyel olarak bağımlılık meydana getirebileceği görüşü gittikçe artmaktadır. Bu görüşler; kumar oynama, aşırı yeme, cinsellik, bilgisayar oyunları oynama, chat yapma ve çiftlerin birbirine aşırı bağlılığı gibi farklı biçimleri içermektedir [11].
Chat konusunda sağlıklı bir tespit yapabilmek için, chat yapan kullanıcıların sosyo-ekonomik profilinin çıkarılması yerinde olacaktır. Buna göre, gece ve gündüz chat yapanlar, farklı toplum kesimlerinden gelmektedirler. Gündüzleri daha çok ortaokul, lise, üniversite öğrencileri ve esnaflar chat yaparken, bunun büyük kısmını erkek kullanıcılar oluşturmaktadır. Yaş ortalaması 20-30 arasında olan kullanıcılardan, erkek adıyla (nick) chat yapan kadın sayısı çok azdır. Bununla birlikte, kadın nick'li erkek sayısı daha fazladır ve ayrıca, chat yaparken kadınlar, erkeklere göre daha seçicidir [12].
Chat yaparken kimliğin gizlenmesiyle ilgili, cinsiyete göre bir sınıflandırma yapmak mümkündür. İnternette chat sırasında kadınlar, erkeklere göre, daha çok kimliklerini gizlemektedirler. Bu durumun, kadınların baskı altında yetiştirilmelerinden kaynaklandığı ifade edilebilir. Ayrıca kadınlar, sanal ortamda da tacize uğramaktadırlar. Bu nedenle, gerçek kimlik ile sanal ortama katılmak, kadınlar açısından ürkütücü olabilmektedir. Bu tablonun, toplumun, kadına biçmiş olduğu rollere bağlı olarak oluştuğu söylenebilir [13].
Chat ortamında yapılan sohbetlere, konuları açısından bakıldığında, cinselliğin en baskın konu olduğu görülmektedir. Ülkemiz dışındaki dünya chat kanallarında, chat’in konuları arasında cinsellik ağır basmamakta ya da en azından, bir saplantı olarak ortaya çıkmamaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki kullanıcıların, cinsel açıdan daha bir serbestlik içinde oldukları ve dolayısıyla bastırılmış isteklerinin nispeten daha düşük olduğu söylenebilir. Bu kişileri chat yapmaya iten nedenlerin başında, içinde bulundukları yalnızlık gelmektedir. Türkiye’deki chat kanallarını, dünya kanallarından ayıran en büyük özellik, küfürleşmenin çok yaygın bir şekilde yaşanmasıdır. Toplumda iletişimsizlik arttıkça, chat yapan internet kullanıcılarının sayısı da artmaktadır. Chat yapanların, %90 gibi önemli bir çoğunluğu, karşı cinsle konuşabilmek için bu yolu tercih etmektedir [14].
Cinselliğin bastırıldığı, yasaklandığı –nispeten ülkemizin de içinde yer aldığı– kapalı toplumlarda, cinselliği özgürce yaşayamama, karşı cinsle tanışma fırsatı bulamama gibi nedenlerden dolayı, göreli daha özgür/yasaksız cinselliğin yaşanabildiği chat ortamı tercih edilmektedir. Duygusal nedenlerden çok, sahip olma ve yararlanma isteğiyle kurulan ilişkiler, tüketici bir insan tipini meydana getirmekte, yani, chat odalarında cinsellik tüketilmekte, cinsel açlık, bilgisayar başında giderilmeye çalışılmaktadır.
Sanal dünya, mutluluğu harcayan ve tüketen bir insan tipi meydana getirmektedir. Neyin tüketildiği önemli değildir. İnsan; yeme, içme, TV seyretme, kitap, sigara, tablo, müzik veya cinsellik tüketebilir. İnsanın yakın çevresinde yer alan dünya, bir tüketim nesnesine dönüşmüştür. Seksin bir tüketim aracı halini alması, ikinci endüstri devriminin bir fenomenidir [15].
Chat, medeni cesaretleri olmayan, ikili ilişkilerde sorun yaşayanlar için bulunmaz bir yoldur. Kullanıcılar, kendilerini “oldukları gibi” değil de “olmak istedikleri gibi” sunmaktadırlar. Chat’teki özgür ortam; baskıcı ve birçok şeyin “ayıp” sayıldığı bir çevrede yetişmiş insanları cezbettiği için, istedikleri her şeyi yazabilmekte, kendilerini istedikleri gibi sunabilmektedirler. Chat'te karşı cins arayışı içinde olanlar, genellikle flörtün yasak olduğu ve hoş karşılanmadığı ortamdan gelmektedirler. Bir yönüyle bu kişiler, flörtü, internet ve chat'te yaşamaktadırlar. Çekingen, kendine güvensiz, medeni cesaretleri yeterli olmayan kişiler, chat’e daha çok yönelmektedirler. Yani, bastırılmış kişiliklere sahip kullanıcılar, chat’te çok daha rahat olabilmektedirler. Bu kişiler, isimlerini, yaşlarını, fiziksel özelliklerini farklı sunmakla, gerçek hayattan çok farklı bir profil çizebilmektedirler [16].
Bu noktada şu soruyu sormak yerinde olacaktır: İnternet kullanıcılarının; e-mail göndermek, surf yapmak, araştırma yapmak, oyun oynamak, alışveriş yapmak gibi birçok seçeneği varken, chat yapmak neden daha fazla ilgi görmektedir?
Chate yönelimin önemli nedenlerinden birisi, günlük yaşamda karşılığı olmayan bazı isteklerin, sanal dünyada giderilmeye çalışılmasıdır. Bahsedilen isteklerden/güdülerden en önemlisi cinselliktir. İkinci en önemli neden, günlük yaşamda karşılaşılan sorunlardan, bunaltan gerçeklerden kaçmak için chat’in bir çözüm yolu olarak görülmesidir. Üçüncü neden ise, varolan gerçeklere başkaldırma ya da deşarj olma ihtiyacıdır [17].
Bir araştırmaya göre, kullanıcıların chat’e giriş nedenlerinin başında, arkadaş edinme isteği gelmektedir. Belki de chat’in varlığının nedeni budur. Chat’te, karşıdakine sorulan temel soru a/s/l'dir. Yani; age (yaş) / sex (cinsiyet) / location (nereden). Bu soruyu, gerçek hayatta yabancı bir kimseye sormak, ilk etapta çok da kolay değildir. İnternet kullanıcılarına, ekran başında kimseden korkmadan bu soruyu sormak cazip geliyor olabilir. Chat’te insanlar, ekran aracılığı ile karşısındakiler ile iletişim kurdukları için, daha rahat davranabilmektedirler. Ancak bu, chat’te kuralların olmadığı anlamına gelmez. Her toplumsal yapıda olduğu gibi, chat kanallarında da toplumsal kurallar, hiyerarşi, ceza, gruplaşma, ortak tavır alma gibi kavramlar vardır. Bu yönüyle chat, gerçek yaşamın bir kopyasıdır, ancak, oradaki yaşam, tam anlamı ile bir sanallık taşımaktadır. Bu nedenle chat, farklı bir sosyalite olarak değerlendirilebilir [18].
Aslında chat, asosyal kalıplar taşıyan insanların da kabul gördüğü bir dünya olarak ele alınabilir. Chat, asosyal tipteki insanların, sosyal bir çevreye girme şansları olarak da değerlendirilebilir. Ancak, asosyal tipteki kullanıcıların çoğunluğunun, kurdukları bu ilişkilerin, chat’te kalmasından yana oldukları söylenebilir. Gerçek hayattan daha fazla kopuş ve sanal dünyanın yeterli görülüyor olmasının, bir çok tehlikeyi beraberinde getireceği ifade edilebilir.
Chat, yeni arkadaşlar edinme, yeni ilişkiler kurabilme konusunda yararlı bir alan olarak da görülebilir. Hatta, chat’te kurulan arkadaşlıklar, sanal ortamdan çıkarak, bazen gerçek hayata da taşınmaktadır. İnsanların, gerçek hayatta konuşmaktan çekindikleri sayısız konu, chat ortamında rahatça dile getirilebilmektedir. Chat yapma ile telefonla konuşma arasındaki fark şöyle ifade edilebilir: Telefonda sadece bir kişi ile sohbet edilebiliyorken, chat ortamında birçok kişi ile sohbet gerçekleşmekte, ayrıca bilgisayar başında chat yaparken, farklı birçok aktivite de gerçekleştirilebilir. Örneğin; çoklu ortamda müzik dinleyerek sohbet etmek gibi [19].
Chat; fikir paylaşımı, gündemdeki yeni konular hakkında bilgi sahibi olma ya da can sıkıntısını giderme için uygun bir ortamdır. Bunun yanında, kişilerin gerçek hayatta sosyal bir ortamı ve iyi bir arkadaş çevresi varsa, chat’in, o çevrenin daha da genişlemesine yardımcı olabilme olasılığı da bulunmaktadır. Ayrıca chat’in, kullanıcıların bilgi dağarcığının genişlemesine yardımcı olma gibi bir fonksiyonu da yerine getirdiği ifade edilebilir.
Farklı ülkelerde yaşayan insanlar için, gerçekten ekonomik bir görüşme imkânı sunan chat’in, ülkemizdeki kullanım şekli, toplumsal ve psikolojik bir sorunun sonuçları gibi görünmektedir. Bunun arkasındaki temel itici güç, tanışılmayan kişilerle karşılıklı olarak hiçbir sorumluluk duymadan konuşulabilecek bir ortam olmasıdır. İnsanların günümüzde, yakın çevrelerine bile yeterince ilgi göstermezken, hiç tanımadığı kişilerle chat vasıtasıyla ilişki kurması, “içi boşaltılmış bir heyecan” olarak düşünülebilir.
Bütün bu bilgiler ışığında, toplumsal bir fenomen olarak karşımıza çıkan chat’i ve chat yapanları anlamak için, gerçek yaşamda birbirini tanımayan insanların birbiriyle ilişki kurma nedenleri üzerinde durulması gerektiği söylenebilir.
İnsanların chat’e yönelme nedenlerinden en önemlisinin, “iletişim kurma ihtiyacı” olduğu ileri sürülebilir. Prestij elde etme konusunda da, chat’in önemli bir vasıta olduğu bilinmektedir. Başkalarının bakış açısı ve düşüncelerini öğrenme duygusunun da, kullanıcılara yeni bir heyecan yakalama fırsatı sunduğu ifade edilebilir.
İnternet olanaklarının imkan verdiği chat, e-mail, mesaj gibi yenilikler, bütün teknolojik gelişmeler gibi ilgi çekmekte ve çok hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Hızlı yayılmasının en büyük nedeni, ortaklık duygusunun, ürünlerin kullanımına dayalı olarak yaşanmasıdır. Yani, insani ilişkilerden çok; “benim de bilgisayarım, cep telefonum var, ben de chat yapıyorum, mesaj çekebiliyorum”, yani “ben de herkesin yapabildiğini yapıyorum ve diğerlerinden farklı değilim” psikolojisi önemli rol oynamaktadır [20]. İnternet ve buna bağlı olarak gelişen araçlar, toplumda, televizyon gibi yaygınlığı olan araçların yardımıyla daha bir tanınmakta ve yaygınlaşmaktadır. Son yıllarda, toplumsal yaşamı önemli ölçüde etkilemeye başlayan kitle iletişim araçlarından bilgisayar ve internet ortamındaki chat’in tercih edilme nedenlerinden birisinin de, modayı takip etme isteği olduğu ifade edilebilir.
Ticaret, chat yapma nedenlerinden biri olarak değerlendirilebilir. Çünkü, internet pazarı, her geçen gün biraz daha artarak büyümektedir. Yapılan araştırmalarda, internet üzerinden ticaret hacminin, 2004 yılında firmalar arasında 7 trilyon, firma ile müşteri arasında ise 1 trilyon doları aşacağı tahmin edilmektedir. Halen, 500 milyon olan e-mail sayısının, 2002 yılı sonlarında 1 milyarı geçeceği öngörülmektedir. Türkiye’de; kitap, kaset, CD, çiçek, elektronik, giyim, bilgisayar, gıda gibi ürünlerin internette müşteriye doğrudan satışını yapan mağazaların sayısının 250’yi aştığı da ifade edilmektedir [21].
İnternette chat sayesinde, ticari bir faaliyeti, malı, hizmeti tanıtmak mümkündür. Örneğin; elektrikli süpürge ticareti yapan bir firma, bu tür hizmetler veren bir web sitesi ile anlaşarak, bir reklam robotu geliştirme konusunda işbirliğine gitmiştir. Bu robot, siteye ait chat grubu içinde temizlik konusu geçtiğinde, birden ortaya çıkmakta ve temizlik tavsiyeleri ve ürün bilgisi sunulmaktadır [22].
Chat’in, düşük sosyo-ekonomik düzeydeki kişilere, telefona göre çok daha ucuz iletişim kurma olanağı sunuyor olması da, chat’in önemini ve yaygınlığını arttıran bir etkendir.
İnternette chat yapma, aslında bir arayışın sonucu da olabilir. Sanal dünyada arayışın dört türlü olması mümkündür. Birincisi, hiç evlenmemiş ya da eşinden ayrılmış, yalnız yaşayan bir kesim, interneti/chat’i; kendisine eş, ilişki, partner aramak için kullanmaktadır. İkincisi, evli kişiler heyecan aramak için yapabilirler. Üçüncüsü, gençler, nesnel olarak iletişim kültürüyle yetiştikleri için, konuşmayı böyle yapmayı daha çok sevmektedirler. Dördüncüsü, yedek kişilikler aracılığıyla, e-ticaret yoluyla seks, sanal dünyada alıp satılan bir konuma geliyor. Bir yandan profesyonelce yapılırken, diğer yandan, amatörce yapılanların da sık sık rastlamak mümkündür. Kadınlar için jigolo, erkekler için de, para karşılığı aşk yapan kadınlara, sapık ilişkilere, değişik arkadaş sitelerinde rastlamak mümkün olabilmektedir [23].
Chat modası ve internetin yanlış kullanımı gibi yeni heyecanlar da, esas olarak bağımlılık yapıcı etkiye neden olabilirler. Herhangi bir ruhsal sorunu olmayan kişilerin, uzun süre chat yapmaları durumunda, bir süre sonra bağımlı hale geldikleri ve ruhsal sorunlar yaşamaya başladıkları dikkat çekmektedir. Bağımlılık geliştiğinde ise; aile içi sorunlar, okulda başarısızlıklar, fiziksel rahatsızlıklar, toplum yaşamından kopuş ve kişilikte oluşan hasarlar oldukça büyük boyutlarda yaşanmaktadır. Nisan 2002 tarihinde, Diyarbakır il merkezindeki 42 internet cafede, 150 kullanıcı üzerinde yapılan bir araştırmada, chat programını kullananlar bağımlılık durumlarına göre değerlendirilmiştir. Bu araştırmayla ilgili veriler aşağıdadır [24].

------------------------------------------Chat Yapma Durumu------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
------------Yapmam----Her gün-----Her gün --------2-3 ---------3-4 -----------4-5---------5 günden
---------------------------bir kez-----birkaç kez-----günde bir---günde bir---günde bir--------fazla
Düşük--27 (50.94)---7 (13.2)-------5 (9.43)------4 (7.54)-----3 (5.66)-----2 (3.77)------5 (9.43)
Orta-----23 (26.13)--12 (13.63)----12 (13.63)---23 (26.13)---8 (9.09)----5 (5.68)-------5 (5.68)
Yüksek--1 (11.11)---3 (33.33)-----1 (11.11)-----4 (44.44)------------------------------------------
Toplam-51 (34.0)-----22 (14.6)-----18 (12.0)----31 (20.6)---11 (7.3)-----7 (4.6)--------10 (6.6)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıdaki verilere göre, bağımlılık düzeyi ile chat yapma sıklığı arasında bir ilişkinin olduğu söylenebilir. Düzenli olarak chat yapanların, belirli bir bağımlılık düzeyine eriştikleri görülmektedir.
Her gün chat yapanların oranı, deneklerin 1/4’inden daha fazladır. 2-3 günde bir ve yine 3-4 günde bir yanıtını verenlerin toplam oranı %27.9, 4-5 günde bir ve 5 ve daha yukarı günde bir chat yaparların oranı ise 11.2 olarak gerçekleşmiştir.
İnternet cafelerdeki kullanıcılar içinde, hiç chat yapmayanların toplam oranı %34’tür. Bu verilere göre, 2-3 günde bir chat yapanlar, %20.6 ile en yüksek orana sahiptirler.
İnterneti kullanma sıklığı arttıkça, chat yapma oranının yükseleceği ve yine bu sıklık düştükçe chat yapma oranının da düşeceği tahmin edilebilir. Buna göre, bağımlılığın, chat yapma nedenleri içinde önemli bir etken olduğu ileri sürülebilir.
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
Cevapla






© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006