Türk Mitolojisi
Tukyu (Asena): Tukyu' larin atalari Çinli' lerin (si-hayi) dedikleri bati denizi sahillerinde otururdu. Komsu hukumdarlardan bir bunlarin yurdunu basarak, kadin, erkek, cocuk ve onlerine gelenleri kilictan gecirdi. Bunlardan ancak on yasinda bir erkek cocuk kalabildi. Bu da elleri, ayaklari kesilmis olarak bir batakliga atildi. Cocuk orada acliktan, yaralarindan akan fazla kandan olmek uzere iken, bir disi kurt gelerek, ona bir parca et getirdi. Kurt her gun boyle yaparak cocugu besledi. Çocugun yaralari iyilesti. Yasi ilerleyince kurt bundan gebe kaldi.
Atalarini olduren hukumdar bir sure sonra bu cocugun sag kaldigini haber aldi. Cocugu oldurmek uzere aratti, buldular. Hukumdar cocugun bulundugu yere birisni gonderdi. Bu adam batakliga geldigi zaman cocugun yaninda bir kurt gordu, sasirdi. Adam ikisini de oldurmek istedi. Fakat bir tanri onlari korudu. Kurt cocugu sirtlayarak bati denizinin dogu tarafina gecirdi. (Kao-cang) yakinlarindaki daglardan birinde bulunan magaraya goturdu. Magaranin arkasinda bereketli bir ova vardi. Ovanin her tarafi yalcin kayalarla cevrilmisti. Kurt burada sakat delikanlidan on cocuk dogurdu. Bunlardan biri aile adi olan (Asena)' yi aldi. Bu cocuklar buyudukleri zaman magaradan cikarak civardaki oymaklardan birer kiz kacirdilar. Bunlari magaralarina goturduler. Bu kizlarla evlendiler.
Birkac nesil gecince bunlar cogaldi. Iclerinden (A-Hien-Se) adli birisi baslarina gecerek magarada cikardi. (Kin-San) daglarina giderek yerlestiler, (Cu-Cen) tatarlarina baglandilar. Bu daglarin tepelerinden biri takya seklinde oldugundan kendilerine bu anlamda (Tu-Kyu) adini verdiler. Asillarina delalet etmek uzere de bayraklarina bir kurt basi yaptilar.
DokuzOguz-OnUygur: (Agactan Dogan cocuklar)
Dokuzoguzlar' in atalari olan bir hakanin iki guzel kizi vardi. Bunlar ancak tanrilara layikti. Babalari insanlardan ayri bulundurmak icin bu kizlari, yaptirdigi bir kulenin icine koydurdu ve yalvararak tanriyi cagirdi.
Bunu uzerine tanri bir boz kurt olarak geldi, kizlarla evlendi. Tanrinin bu kizlardan Dokuz Oguz ile On Uygur evladi oldu. Bunlar zamanla cogaldilar.
Bu Dokuzoguzlar'dan tureyenler Kumlanco adi verilen ulkede oturdular. Burada Hulin adinda bir dag vardi. Bu dagdan Tugla ve Selenka adinda iki irmak akardi. Bu irmaklarin arasinda da iki agac vardi. Bu agaclarin biri Kayin, oburu de Çam idi. Bir gece bu agaclarin uzerine gokten nur indi. Gun gectikce agaclardan birinin karni sisti. Dokuz ay on gun sonra agacin karninda bir kapi acildi. Iceride agizlarinda gumus emzikler bulunan bes cocuk gorundu.
Daha cocuklar dogmadan bu agaclarin etrafinda gumusten bir daire turemisti. Agaclardan muzik sesleri geliyordu. Oradaki Dokuzoguzdan tureyen Türk'ler bu cocuklari buyuttuler; adlarini Sungur Tekin, Kutur Tekin, Tukak Tekin, Or Tekin, Bugu Tekin koydular. Bunlar onbes yasina gelince, baba ve analarini sordular. Halk onlari iki agacin yanina goturdu: Iste bunlardan bir babaniz, biri de ananizdir) dediler. Çocuklar bu agaclara saygi gosterdiler. (Sevgili anamiz ve babamiz) diye onlara sarildilar. O zaman agaclar da dile gelerek evlatlari hakkinda hayirli duada bulundular.
Nihayet bir gun halk toplanarak, Bugu Tekin' i hakan sectiler. Cunku Bugu Tekin hem zeki hem de her boyun dilini, obalarinin sayisini biliyordu. Bunun uc kargasi vardi ki her yerden olup biteni haber verirdi.
Bugu Tekin bir gece ruyasinda; beyazlar giyinmis, elinde beyaz bir asa tutan ak sakalli bir adam gordu. Bu adam fistik seklindeki (Yesim Tasi) denilen tasi gosterdi: (Turkler bunu ellerinde tuttukca dort bucaga hakim olacaklardir) dedi.
|