KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Eğitim > Dersler > Felsefe


Felsefe


Cevapla
 
Seçenekler
  #1 (permalink)  
Alt 22.09.06, 14:35
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Yeni Yönteme Hayır

Ahmet Inam

Burada Feyerabend 'in görüslerini özetlemeyecegim; çevirdigim yapiti, onun basyapiti, anlatimi yer yer çetrefillesse de, yeterince açik yaziyor, okur kitabin tümünü okudugunda, Feyerabend 'i taniyabilir. Çagdas felsefedeki yeri konusunda da konusmak istemiyorum; okur, Feyerabend'in hesaplastigi görüslerden, felsefecilerden bunu çikarabilir. Karl Paul Feyerabend , 1924'de Viyana'da dogmus. Felsefeye geçmeden önce, matematik, fizik, astronomi, tiyatro ve opera çalismis. Simdi, Kaliforniya (Üniversitesi, Berkeley ve Zürih'teki Federal Teknoloji Enstitü'sünde bilim felsefesi profesörü. Son kitabi (1987), 'Elveda Akil', (Farewell to Reason) kültür farkliliklari ve degisimleri üstüne yazdigi yazilari içeriyor. Kitabi niçin çevirdim; kitabin dünya ve Türk kültüründe etkileri ne olabilir? Bilimin sinirlari, etkileri, siyasal, kültürel yasamimizdaki yeri konusunda, doga bilimleriyle, Avrupa kültürüyle, sanatla, toplumbilimiyle siki iliskiler içinde olan Feyerabend, Popper 'in etkisinde yasayip onu astiktan sonra, sonuca variyor: Ne olsa gider!. Bilimin diger kültür yapilari, insan yaratimlari, düsünceleri içinde ayricalikli yapisi yoktur. Bilimi gereksiz yere abartmak, bizi kati görüslülüge, bilim bagnazligina götürebilir. Bilim degisik kültürel etkinliklerle birarada islevini sürdürmelidir. Bu görüsler, Amerikan-Ingiliz felsefesinin 1950'lerin sonlarina dek etkilemis mantikçi pozitivist okulu sarsmis; Gadamer, Wittgenstein, Austin, Searle, Kuhn, Derrida, Rorty ile gelen çogulcu anlayisin ortaya çikisina katkida bulunmustur. Bati felsefesi, 'görecelik' ve 'nesnellik' arasindaki çatismayi asmaya çalisan tartismalar gelistirmektedir. Bu anlamda Bati Felsefesi, tarihinde çok önemli bir geçisi daha yasamaktadir. Nesnelligin mutlaklastirilip dondurulmasindan kurtulmak, ama göreceligin belirsizligine düsmemek istemektedir. Özellikle bilimin, dilin yapisinin incelenmesi, Bati insanini böylesi zor bir sorunla karsi karsiya getirmistir. Feyerabend'in anarsizmi oldukça elestirilmis, asilmaya çalisilmistir. Burada, Feyerabend'in bilime yönelttigi elestiriyi anlamak gerek. Kültürün dondurulmasi, tek yönlü, birörnek biçime sokulmasina karsi çikiyor, Feyerabend. Söyledikleri yeni degil, bir bakima, daha 1920'lerde Whitehead; Science and Modern World (Bilim ve Modern Dünya) adli yapitinin son bölümünde, sahip oldugumuz degerlerin korunmasi için, yaraticiligin zorunlu olusunu vurgulamisti. Tutucu biri bile, degerlerini elinde tutabilmek için degismek zorundadir. Yaraticilik, kokusmamak, ortadan kalkmamak için, kültürümüzü sürdürebilmek için gereklidir. Bu da, yaraticiliga olanak saglayan elestiri ruhuyla, elestiri ortaminin zenginligiyle, distan müdahelelerle zedelenip, yipratilmamasiyla olanaklidir. Bugün kültürümüzde, degisik nedenlerden dolayi, çok sesliligin saglanamadigini, özgün çalismalarla gelisen bir ortamin henüz yeterince olusamadigini görüyoruz. Eldeki kitap, bu açidan, Türk aydininin ufkunu genisletmekte önemli olabilir: Üstünkörü, irdelenmemis, önyargilarla yanlis anlasilabilir bu kitap: Bilim düsmanligi savunulmuyor burada: Bilimin sinirlan, yeri yurdu, ortaya konuyor, tartisiliyor. Bilimde yaratici olabilmis, bilime katkida bulunmus Batili insan için anarsizmin bir anlami var: Zincirlerinden kurtulmaya çalisiyor. Kör bilimciligin tehlikelerini görüyor. Feyerabend, deyim yerindeyse, bilimi 'ti'ye aliyor, yer yer bir kara mizah yapiyor bilim üstüne. Buna hakki var: Bilimi taniyor, bilim tarihi üstünde ayrintili, kapsamli çalismalar yapmis, son gelismeleri üstüne yabana atilmayacak görüsler ileri sürmüs: Ukalaligim bagislansin: Bilimin bir yigin canalici, teknik ayrintilarina girmeden, onlar üstünde kafa patlatmadan, tez elden, tepkisel olarak, kimbilir hangi kaygilarla, bilim düsmanligi yapmak, Türk kültüründe tehlikelidir derim. (Bilim saksakciligi da onun kadar tehlikelidir!) Türk aydini, Tanzimattan bu yana, Batiyla olan hesaplasmalarinda, kalipçi düsüncelerden taklitçilikten, papaganliktan kurtulmalidir. Unutmamali ki, bilim düsmanligi da Batidan devsirdigi bir görüs olur, eger kendine Özgü tartismalarla, yaratici ürünlerle, kendi görüsünü pekistiremezse! Feyerabend'dan ögrenecegimiz çok sey var: Ilki, onu körü körüne taklit etmemeli, düsüncelerinin kaynaklarina gitmeden (Çagdas bilime, bilim tarihine, bilim felsefesine), 'demek, bilimin herhangi bir kültürel yaratima göre ayricaligi yokmus' deyivermek, kültürümüzde, bir kokusmayi, durgunlugu baslatabilir. Kültür anarsizminin bir kargasaya yol açabilecegi tehlikesine karsi, Feyerabend, insanin sinir sisteminin buna dayanikli oldugunu söylüyor. (Giris bölümü sonu) Ona göre, öyle bir an gelecektir ki, akil yine yardima çagrilacaktir; ama henüz o an gelmemistir. Simdi soru: Türk kültürü öyle bir tutumu kaldirabilecek midir? Üstelik, 'anarsizm' sözü, Feyerabend'in düsüncelerini enine boyuna anlama zahmetine girmeyen birçok sözde aydinin tüylerini diken diken edecektir. Bir çevirmen ukalaliligi daha: anarsizm, sayipta erk yoklugu, yöneten, iktidar yoklugu demek, Feyerabend'in gözünde: Kisinin kendi kendisinin efendisi olmasi, kültürün hiçbir diliminin digerine egemen olmamasi demek; böyle bir düzen demek. Türk toplumu, son zamanlarda geçirdigi aci deneylerden dolayi 'anarsizm' sözünden ürkmektedir. Sorun bence surada: Anarsizmin ne oldugunun anlasilmasi, bu kavramin üzerine korkusuzca yürümekle olanaklidir. Bir anarsist olarak Feyerabend, zamani gelince akla basvurabilecegimizi kabul ediyor. Ben diyorum ki, aklin yardimiyla, aklin sinirlarinin üstüne üstüne gidelim. Deyim yerindeyse, 'aklin akincilari' olmayi basarabilelim. Yoksa, farkli görüslere kapalilik , kültürümüzü kokusmaya götürür. Neye inanirsak inanalim, inandigimizin disinda olanin farkina varalim: Kendi gözlerimizle, ufkumuzu açik tutarak, sinirimizi görelim. Bu anlamda, anarsist bilim anlayisi, iyice anlasilir, dayandigi kaynaklar tarih içinde degerlendirilirse, onun korkulan anlamiyla, insanlarin birbirlerini bogazladigi bir anarsizm olmadigi görülür. Yunuslarin, Mevlânâlarin hosgörüsüne sahip Türk insanina yakisir bir kültürün olusturulmasina katkida bulunabilecektir. Türk insani, Batinin Feyerabend ile ulastigi bu asamada, kendi Öz degerlerini ararken, kendini farkli düsüncelerin saglayabilecegi ufuk zenginliyle donatip, hizla degisen çagimizda, nasil bir dünyada yasamasi gerektigini sürekli sorgulamalidir. Feyerabend 'i Türk okurlarina bu önemli kitabiyla tanistirdigim için sevinçliyim: Çilginligi hak etmis bir çilgindir o: Uçlarda dolanmanin ne büyük bir emek gerektirdigini görsünler, akilli olmayan insanlarin, farkli düsünceleri, enine boyuna incelemeden kolaya kaçan insanlarin, uçta görünen düsüncelerine saygi duyulamayacagini anlasinlar.
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
Cevapla






© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006