KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Genel Başlıklar > Din ve İnsan


Din ve İnsan - Dinlerin güncel hayata etkisi ve çağımızda din üzerine yorumlar


Cevapla
 
Seçenekler
  #1 (permalink)  
Alt 01.03.08, 10:00
CorLeone - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
GodfatheR
 
Kaydolma: 29.11.07
Erkek
Mesajlar: 806
Teşekkürler: 23
Üyeye 154 kez teşekkür edildi
Arrow Atatürkün İslamiyet Hakkındaki Görüşleri

Arkadaşlar yeni bölümümüz hepimize hayırlı olsun.Umarım gerçek İslamı öğrenebilmek için burası iyi bir aracı olur.
Şu anda Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri,İslam dininin iyi anlaşılamaması ve arap kültürüyle İslami değerlerin karıştırılmasıdır.
Din insanlar için çok önemli bir müessesedir.Onun için daha iyi bir Türk toplumu için İslamiyetin daha iyi anlaşılması gerekmektedir.
Bu doğrultuda ilk paylaşımımızı Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN İslamiyet hakkındaki görüşleriyle yapalım...

ULU ÖNDER'İN İSLAMİYET HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
''Türk Milleti daha dindar olmalıdır,
yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır
demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum." -Mustafa Kemal Atatürk-


Atatürk, İslam ahlakını ve dinimizin vecibelerini daha aile ocağındayken öğrenmiş, tahsil yaşamı boyunca da bu bilgilerini pekiştirerek geliştirmiştir. "Ilımlı-modern-dindar" yapının, en güzel örneği ve en başarılı uygulayıcısı, laik Cumhuriyetimiz'in kurucusu Büyük Önder Atatürk'tür. Ulu Önder, her zaman gericilikle mücadele ederken İslam'ı yüceltmiş; dolayısıyla bu ikisi arasındaki ayrımı en doğru biçimde yapmıştır. Tekke, türbe ve zaviyeler onun döneminde kapanmış, ama ilk Türkçe Kuran meali de yine onun döneminde yayınlanmıştır. Türk insanının ihtiyaçlarını ve özelliklerini çok iyi bilen, gericiliğe, yobazlığa her zaman karşı olan Atatürk, Türk Milleti'ni dinin özüne yöneltmeyi amaçlamış ve bugün milletçe ulaşmayı hedeflediğimiz yapıyı her yönüyle tecelli ettirmiştir.
Şüphesiz ki din, Büyük Önder’in de dikkat çektiği gibi demokrasinin ve milli bütünlüğümüzün vazgeçilmez bir ihtiyacıdır. Bir milletin fertlerini birarada tutan en güçlü bağ olan din, aile, ahlak ve devlet müesseselerinin de devamını sağlayan en önemli unsurdur.
Dinin var olmadığı veya dini değerlerin ortadan kalktığı bir toplumda, bunun kaçınılmaz bir sonucu olarak aile, ahlak ve devlet kavramları da geçerliliğini yitirecek ve kısa süre içinde ortadan kalkacaktır. Böyle bir gelişme ayrıca, tarihi ve kültürü ne kadar eskiye dayanırsa dayansın bir milleti birbirine bağlayan milli ve manevi tüm bağların parçalanmasını, anarşinin hortlamasını ve toplumun bölünmesini kaçınılmaz hale getirecektir.
İşte bütün bu nedenlerden ötürü, toplum dokusunun vazgeçilmez parçası niteliği taşıyan din müessesesinin devamını sağlayamayan bir ulusun sosyolojik ve bilimsel açıdan ayakta durması mümkün değildir. Gerek kişi, gerekse toplum açısından dinin lüzumlu bir müessese olduğunu belirten, siyasi alanda yaptığı sayısız reformla bu sağlıklı bakış açısını geniş kitlelere yaymayı hedefleyen Büyük Önder Atatürk, Türk Milleti’nin dindar olmasını ve dini değerlerini muhafaza etmesini "Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur"; "Din vardır ve lazımdır." (Yakınlarından Hatıralar, Asaf İlbay, s. 102) sözleriyle teşvik etmiştir. Milletini, batıl inanışlardan arındırıp, gerçek dine yöneltmeyi amaçlamıştır. Bunun için de Kuran'ın kolay bir şekilde okunup anlaşılmasını sağlamak amacıyla Türkçeye çevrilmesi emrini vermiştir:
"Sonra Kuran'ın tercüme ettirilmesini emrettim. Bu da ilk defa olarak Türkçeye tercüme ediliyor. Hz. Muhammed'in hayatına ait bir kitabın tercüme edilmesi için de emir verdim." (Atatürk'ün Temel Görüşleri, Fethi Naci, s.55)
Kuran'ın Türkçeye çevirilmesi emrini verirken, Atatürk'ün isteği Müslüman milletinin imanının güçlenmesidir. Bunu ifade ettiği sözleri şöyledir:
"Camilerin mukaddes mimberleri halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır. Minberlerden halkın anlayabileceği dille ruh ve beyne hitap edilmekle Müslümanların vücudu canlanır, beyni temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur." (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, c. 1, s. 225)
Büyük Önder, gerçek dinin temelini ve Müslümanların konuyu hangi kıstaslara göre değerlendirmeleri gerektiğini 7 Şubat 1923 tarihinde, Balıkesir’deki Paşa Camii’nde verdiği hutbede kendisini dinleyenlere şöyle ifade etmiştir:
"Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 2, s. 93)
Atatürk, İslam dininin tamamen ilme ve mantığa uygun bir din olduğunu bir başka sözünde de şöyle ifade etmiştir:
"Bizim dinimiz en makul ve en doğal bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için akla, tekniğe, ilme ve mantığa uygun olması gerekir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. ... İslam'ın sosyal hayatı içinde hiç kimsenin, bir özel sınıf halinde varlığını sürdürme hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dini kurallara uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmeye mecburuz" (Atatürk"ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s. 90)
Büyük Önder Atatürk, Türk Milleti’nin dindar olmasını ve dini değerlerini muhafaza etmesini de, sıklıkla vurgulamıştır. Ayrıca, Atatürk'ün Osmanlı Devleti'nin çöküşünü dine bağlayan, Türk düşmanlarına yanıtı ise kesin bir şekilde olmuştur:
"Düşmanlarımız, bizi dinin etkisi altında kalmış olmakla itham ediyor, duraklamamızı ve çöküşümüzü buna bağlıyorlar; bu bir hatadır. Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların, erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah'ın emrettiği şey, Müslüman erkekle, Müslüman kadının beraberce din öğrenerek eğitilmesidir. Kadın ve erkek bu ilim ve eğitimi aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak zorundadır. İslam ve Türk tarihi incelenirse görülür ki, bugün kendimizi bin türlü kuralla bağlanmış zannettiğimiz şey yoktur. Türk sosyal yaşantısında kadınlar bilimsel yönden eğitim ve öğretim görmekte ve diğer konularda erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileri gitmişlerdir." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s.86)
Dini meseleler hakkındaki görüşlerini öğrenmek isteyen Fransız gazeteci Maurice Perno'ya Atatürk yine kesin bir şekilde şu cevapları vermiştir:
M. Perno:Şu halde yeni Türkiye'nin siyasetinde dine aykırı hiçbir temayül ve mahiyet olmayacak demek? Atatürk: "Siyasetimiz dine aykırı olmak şöyle dursun, din bakımından eksik bile hissediyoruz."
M. Perno: Zat-ı asilaneleri, düşündüklerini bendenize daha iyi izah buyururlar mı?
Atatürk: "Türk Milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Şuura muhalif, terakkiye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor. Halbuki Türkiye istiklalini veren bu Asya milleti içinde daha karışık, sun'i, batıl inanışlardan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller, bu acizler sırası gelince aydınlanacaklardır. Eğer ışığa yaklaşamazlarsa kendilerini mahv ve mahkum etmişler demektir. Onları kurtaracağız." (Atatürk ve Din Eğitimi, Ahmet Gürbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.32)
Atatürk her yönüyle olduğu gibi dindarlığıyla da milletine en güzel örnek olmuştur. Ulu Önder, dindar kişiliğinin bir göstergesi olarak din adamlarına karşı her zaman samimi bir şekilde hürmetkar olmuş ve saygı duymuştur.
Cumhuriyet'in ilk Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi, Atatürk'ün kendisine duyduğu saygı ve hürmeti şöyle anlatmıştır:
"Ata'nın huzuruna girdiğimde beni ayakta karşılardı. Utanır, ezilir, büzülür, "Paşam beni mahcup ediyorsunuz" dediğim zaman "Din adamlarına saygı göstermek Müslümanlığın icaplarındandır." buyururlardı. Atatürk, şahsi çıkarları için kutsal dinimizi siyasete alet eden cahil din adamlarını sevmezdi." (Atatürk ve Din Eğitimi - Ahmet Gürtaş - Diyanet İşleri Bakanları Yayınları s.12)
Atatürk Kuran okutulmasına da son derece önem vermiştir. Hafız Zeki Çağlarman Atatürk'ün bu yönünü şöyle anlatmıştır:
"Atatürk'ün kız kardeşi Makbule Hanım'la uzun yıllar komşuluk yaptık. Her yıl Ramazan ayı yaklaşınca Atatürk kız kardeşine; "Makbule, Ramazan geliyor, annemize hatim okutmayı ihmal etme"der ve hatim okuyacak hafıza hediye edilmek üzere bir zarf içerisinde para verirdi." (Din Toplum ve Kemal Atatürk, Ercüment Demirer, s.10)
Alıntı ile Cevapla
Teşekkür Edenler:
Sponsor
  #2 (permalink)  
Alt 01.03.08, 14:27
karabey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kovuldu!
 
Kaydolma: 28.08.07
- 34
Mesajlar: 1.177
Teşekkürler: 0
Üyeye 82 kez teşekkür edildi
Standart

teşekkürler millet öğrensin iyi yapmışın paylaşımın için sağol
Alıntı ile Cevapla
  #3 (permalink)  
Alt 01.03.08, 21:56
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.629 kez teşekkür edildi
Standart

teşekkürler vitocum güzel olmuş
Alıntı ile Cevapla
  #4 (permalink)  
Alt 01.03.08, 21:57
zebani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
V.I.P.
 
Kaydolma: 29.08.06
Erkek
Mesajlar: 8.365
Teşekkürler: 45
Üyeye 137 kez teşekkür edildi
Standart

saol ersencik
Alıntı ile Cevapla
  #5 (permalink)  
Alt 01.03.08, 22:26
CorLeone - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
GodfatheR
 
Kaydolma: 29.11.07
Erkek
Mesajlar: 806
Teşekkürler: 23
Üyeye 154 kez teşekkür edildi
Standart

Eyvallah beyler sizler sağolun
Alıntı ile Cevapla
  #6 (permalink)  
Alt 20.01.09, 15:31
uhdade - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yavru Baykuş
 
Kaydolma: 20.01.09
Kadın
Mesajlar: 65
Teşekkürler: 16
Üyeye 23 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: Atatürkün İslamiyet Hakkındaki Görüşleri

dinin tavsiye ettiği örtünme hem hayata hem fazilete uygundur
batılılara göre türk kadını her şeyden mahrum bırakıldı
Atatürk şunları söylüyor
gerçekten memleketimizin bazı yerlerinde giyiniş tarzımız kıyafetimiz bizim olmaktan çıkmıştır şehirlerdeki kadınlarımızın giyinişlerinde iki şekil ortaya çıkıyor ya çok kapalı yada çok açık bunun her ikisi de şeriatin tavsiyesi dışındadır bizim dinimiz kadını her iki aşırılıktan hariç tutmuştur şeriata uygun örtünme kadınlar için güçlük vermeyecek kadınların toplum hayatında iktisadi hayatta gündelik hayatta erkeklerle işbirliği etmesine engel olmayacak şekilde bulunacaktır bu basit şekil toplum hayatımızın ahlak ve usulüne aykırı değildir
Alıntı ile Cevapla
  #7 (permalink)  
Alt 30.01.09, 02:20
eraser - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Acemi Baykuş
 
Kaydolma: 14.01.09
Kadın - 48
Mesajlar: 83
Teşekkürler: 1
Üyeye 2 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: Atatürkün İslamiyet Hakkındaki Görüşleri

peki hangi kadın kendi isteğiyle örtünüyor?
çoğu kadın baba abi koca baskısından örtünüyor bu da türkiye gerçeği....
çağdaş bulmuyorum o şekilde örtünmeyi aynen rahibe kıyafeti gibi?
Alıntı ile Cevapla
Teşekkür Edenler:
  #8 (permalink)  
Alt 30.01.09, 18:30
CorLeone - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
GodfatheR
 
Kaydolma: 29.11.07
Erkek
Mesajlar: 806
Teşekkürler: 23
Üyeye 154 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: Atatürkün İslamiyet Hakkındaki Görüşleri

uhdade demiş ki:
- dinin tavsiye ettiği örtünme hem hayata hem fazilete uygundur
batılılara göre türk kadını her şeyden mahrum bırakıldı
Atatürk şunları söylüyor
gerçekten memleketimizin bazı yerlerinde giyiniş tarzımız kıyafetimiz bizim olmaktan çıkmıştır şehirlerdeki kadınlarımızın giyinişlerinde iki şekil ortaya çıkıyor ya çok kapalı yada çok açık bunun her ikisi de şeriatin tavsiyesi dışındadır bizim dinimiz kadını her iki aşırılıktan hariç tutmuştur şeriata uygun örtünme kadınlar için güçlük vermeyecek kadınların toplum hayatında iktisadi hayatta gündelik hayatta erkeklerle işbirliği etmesine engel olmayacak şekilde bulunacaktır bu basit şekil toplum hayatımızın ahlak ve usulüne aykırı değildir

İşte budur kardeşim Ulu Önder Mustafa Kemal çok güzel belirtmiş durumu sağolasın bunu bizimle paylaştığın için...
Alıntı ile Cevapla
  #9 (permalink)  
Alt 30.01.09, 18:32
CorLeone - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
GodfatheR
 
Kaydolma: 29.11.07
Erkek
Mesajlar: 806
Teşekkürler: 23
Üyeye 154 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: Atatürkün İslamiyet Hakkındaki Görüşleri

eraser demiş ki:
- peki hangi kadın kendi isteğiyle örtünüyor?
çoğu kadın baba abi koca baskısından örtünüyor bu da türkiye gerçeği....
çağdaş bulmuyorum o şekilde örtünmeyi aynen rahibe kıyafeti gibi?
Dediğin doğru olabilir evet bugün belki çoğu kızımız aile baskısından örtünüyor ailenin etkisi çok büyük ama bu kaçınılmaz bir durumdur bizim yapacağımız tek şey bu ülkede bilinçli anne-babalar yetiştirip onları her türlü donanımlı hale getirip bunun çocuklarına yansımasını sağlamaktır...Mustafa Kemal'in belirttiği çağdaş ama değerlerine bağlı,tam demokratik ulus devleti olma yolu buradan geçer...
Alıntı ile Cevapla
  #10 (permalink)  
Alt 30.01.09, 19:08
eraser - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Acemi Baykuş
 
Kaydolma: 14.01.09
Kadın - 48
Mesajlar: 83
Teşekkürler: 1
Üyeye 2 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: Atatürkün İslamiyet Hakkındaki Görüşleri

Atatürk gibi birinin değerini bilmeyenler olduğu sürece hiç bişi olmaz.
tüm dünla onun dehasını hala konuşup takdir ederken kendi kurduğu ülkesinde unutturulmaya çalışılması çok ama çok üzücü.....
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Konuya Ait Popüler Kelimeler
atatürk ün islam dini hakkındaki görüşleri atatürkün islam hakkındaki görüşleri atatürkün islam diniyle ilgili sözleri atatürk ve islam dini hakkındaki görüşleri atatürk islam hakkinda atatürkün islam dini hakkındaki görüşleri atatürkün islamiyet hakkındaki görüşleri atatürk islam dininin hangi özelliklerinden söz ediyor atatürkün islam diniyle ilgili sözlerinden örnekler atatürkün islam diniyle ilgili görüşleri atatürkün islam hakkındaki düşünceleri atatürk islamiyet atatürk ün islam dini ile ilgili görüşleri atatürkün islam diniyle ilgili düşünceleri atatürkün islam dinindeki görüşleri





© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006