İslam toplumları olarak, Kur’an dan çok uzak inancımızı yaşadığımız içindir ki, bizleri Allah ile aldatanların tuzağından, ne yazık ki kurtulamıyoruz. Bu gidişle de, kurtulacağımızı zannetmiyorum. Çünkü Allah ın bizlere verdiği derslerin, uyarıların farkında bile değiliz.
Bizler İslam ı yaşarken, mutlaka birilerine tabi olmamız ve onun ardı sıra gitmemizin gerektiğine inanmaya devam edersek, başımıza gelen hataların, acıların çok daha büyükleri ile karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır. Ülkemizin başına bela olan, topluma acı ve ızdırap veren Fethullah denen çete başı, yakın zamana kadar çok saygı gören, eli eteği öpülerek, kendisinden şefaat beklenen birisiydi. Peki, ne oldu da bir den bire her şey değişti ve bu şahsın bütün rezillikleri, pislikleri, adaletsizlikleri ortaya çıktı. İşte bu sorunun cevabını artık bizler Kur’an dan almalıyız ki, böyle zalimlerin tuzağına bir daha düşmeyelim.
İlginçtir bu zalim insanın, ALLAH KATINDA TAKVACA ÜSTÜN OLDUĞUNA VE ONUN ŞEFAATİYLE, CENNETE GİDEBİLECEKLERİNE İNANILIYORDU. Tabi bu düşünce sahiplerinin, zerre kadar Kur’an dan nasiplenmediklerini hatırlatmak isterim. Nasiplenmiş olsalardı, böyle yanlış düşüncelere asla kapılmazlardı. Kendi aralarında okudukları kitapların öğretisi olan, yani Risale-i Nur kitapları, böyle düşüncelere inanmayı kolaylaştırıyor ve onaylıyor. BÖYLECE SORGULAMADAN İNANAN BİR TOPLUM YARATILMIŞ OLUYOR. Hatırlatırım mahşer günü ALDATILMIŞIM demekle kurtulacağımızı zannetmeyelim. Çünkü Allah, bizleri düşünerek, aklımızı kullanarak inancımızı yaşamamızı emrediyor. Düşünmeyen, aklını kullanmayanlar içinde uyarısını yapıyor ve ne diyordu hatırlayalım.
Yunus 100: Allah'ın izni olmadıkça hiç kimse inanamaz. O, AKLINI KULLANMAYANLARA KÖTÜ BİR AZAP VERİR. (Diyanet eski meali)
Ne dersiniz toplum olarak, düşünmeden hareket edip, inancımızı birilerine emanet ettiğimiz için, bizleri Rabbimiz cezalandırmış olmasın? Elde Kur’an biraz düşünen ders alacaktır. Öyle yanlış itikatlara/inançlara yönlendirildik ki, mutlaka din adına birilerine tabi olmamız gerektiğine inandırıldık. Hâlbuki Allah bu konuda bizleri uyarıp, GÜVENİLECEK YARDIM İSTENECEK VELİNİZ YALNIZ BENİM DEDİĞİ HALDE, BİZLER YARDIM İSTENECEK VELİLER, ŞEYHLER, EFENDİLER EDİNDİK. Daha doğrusu bu konuda Allah ne emrettiyse, bizler tersini yaptık. Bu yetmediği gibi, Allah ın tekelinde olan değer yargısına bile bizler müdahale ederek, değerlendirmeler yaparak bazı kişileri, ALLAH IN SEVGİLİ KULLARI, VELİ İNSAN İLAN ETMEKTEN ÇEKİNMEDİK. Hâlbuki Yaradan bu konuda bizleri uyarmış ve kimin doğru yolda olduğunu, kimlerin takvaca üstün olduğunu yalnız ben bilirim demişti.
-YOLCA DAHA DOĞRU GİDENİN KİM OLDUĞUNU, RABBİNİZ DAHA İYİ BİLİR. (İsra 84)
-ÇÜNKÜ O, ALLAH’A KARŞI GELMEKTEN SAKINANLARI EN İYİ BİLENDİR. (Necm 32)
Toplum olarak Kur’an ile bağımız kesildiği için, bu uyarılardan habersiz, din adına yol göstericiler arıyoruz. Halbuki sizin yol göstericiniz benim ve gönderdiğim Kur’an dır diyor Allah ve Nisa 87. ayetinde bizleri uyarıyor ve bakın ne diyor.
SÖZ BAKIMINDAN, ALLAH'TAN DAHA DOĞRU KIM VARDIR! ( Nisa 87)
KUR’AN I REHBER ALAN BİR MÜSLÜMAN NE CEMAATLERİN, NEDE TARİKATLARIN İÇİNE ASLA GİRMEZ. Kur’an ın dışından rehber olacak, hiçbir kitabı da kabul etmez. Kur’an ı yeterli görmeyip, Kur’an da her şey yoktur diyerek, batıl inançları dine sokarak inananları Rabbimiz çok güzel uyarıyor ve bakın ne diyor.
-ALLAH'TAN VE O'NUN ÂYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR? (Casiye 6)
-KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KITABI SANA INDIRMIŞ OLMAMIZ ONLARA YETMIYOR MU? ( Ankebut 51)
Rabbimiz, cahiliye dönemindeki toplumların yaptığı yanlışları bizlere örnek verip, Kur’an ın dışından emin olmadığınız rivayet ve sanı bilgilere, inanmayın dediği halde, ne yazık ki bizler o dönemin yaptığı yanlışları yaparak bizler, Kur’an ın dışından öyle sözlere ve bilgilere inandık ki, şimdide neyin doğru neyin yanlış olduğunu fark edemiyoruz.
Rabbimiz iman adına bizleri tek başımıza bırakıp, Kur’an ile imtihan ettiğini söyler Kur’an da. Ama bu imtihan bizleri korkutmuş olmalı ki, tek başımıza imtihanımızı vermeye nedense kabullenmemişiz. Hep birilerine tabi olmayı ve onun sözlerine göre imanımızı yaşamayı seçmişiz. ALLAH SAKIN BÖYLE YAPMAYIN DEDİĞİ HALDE, UYARILARI DİNLEMEMİŞİZ. Rabbimiz güvenebileceğimiz dost ve şefaatçinin, bakın yalnız kim olduğunu söylüyor.
Secde 32:…Sizin için O’NDAN BAŞKA HİÇBİR DOST, HİÇBİR ŞEFAATÇİ YOKTUR. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Diyanet meali)
Bakın Allah ne diyor, bizler İslam ı nasıl yaşıyoruz. Allah ın dışında edindiğimiz şefaatçileri hatırlayın lütfen. İşte cemaatler, tarikatlar toplumu böyle ALLAH İLE ALDATIYOR VE KUR’AN DAN UZAKLAŞTIRIYORLAR. Allah ın yanında veliler, şefaatçiler edinmenin, Allah ile aracı yapmanın yanlışlığını, bakın Yaradan nasıl ikaz ederek uyarıyor bizleri.
Kehf 102: O nankörler, BENDEN AYRI OLARAK KULLARIMI, KENDİLERİNE VELİLER YAPACAKLARINI MI SANDILAR? Biz kafirlere cehennemi konak olarak hazırladık. (Süleyman Ateş meali)
Allah ın bunca uyarılarından sonra, ALLAH IN AYETLERİNİ GÖRMEZDEN GELİP NANKÖRLÜK YAPARAK, hala Allah ile aracılar, dostlar, veliler edinerek, kendi imtihanımızdan adeta kaçarcasına, başkalarına imtihanımızı havale ediyorsak, Yaradan ın hışmından da kurtulmamız mümkün olmayacaktır. Allah yine bu konuda bizleri uyarıyor ve din, iman adına veliler, dostlar, önderler edinmeyin diye bakın nasıl uyarıyor.
Araf 3: “Rabbinizin katından size indirilene uyun; O'NDAN BAŞKA ÖNDERLERİN ARDINDAN GİTMEYİN. Ne kadar az tutuyorsunuz aklınızda, bu (öğüdü). ( Muhammed Esed meali)
Araf 3: Rabbinizden size indirilen Kitap'a uyun, O'NDAN BAŞKA DOSTLAR EDİNEREK ONLARA UYMAYIN. Pek az öğüt dinliyorsunuz. (Diyanet eski meali)
Rabbimiz bizlere ders olsun diye, BİR CEMAATİN GERÇEK YÜZÜNÜ BİZLERE GÖSTERDİ. Tabi Kur’an ın uyarılarından habersiz, İslam ı yaşadıklarını zanneden bu cemaatin üyelerinin de, nasıl bir batağa battıklarını görme şansları oldu. Topluma, ülkemize yaptıkları bu zulmün, acının hesabını, acaba Allah a nasıl vereceklerini düşünüyorlar mı? Hiç sanmıyorum.
Bu ve buna benzer cemaatler, tarikatlar aramızda kol geziyorlar. Birbirlerinden hiçbir farkları yok. Birisinin boşalttığı yeri, başka bir cemaat, tarikat alıyor. Hepsi toplumu Allah ile aldatıyor ve Allah ile kişi arasında aracılık yapacağını, onlara şefaatte bulunacaklarını vaat ediyorlar. Tabi bunun karşılığında da hiç itiraz etmeden, koşulsuz söylenenler yapılıyor. GELİN ARTIK BAŞIMIZA GELEN BU MUSİBETTEN DERS ALALIM. Din ve iman adına veliler, şeyhler, efendiler edinerek düşünmeden ardı sıra gitmeyelim, yoksa toplum olarak daha çok acılar çekeriz.
Sizlere şahit olduğum, bir konuşmayı nakletmek istiyorum. Bir vatandaşımız diğerine şöyle söylüyor. Çok iyi oldu bahaneyle Fetoculardan kurtulduk, hastane onların elindeydi temizlendi diyordu. Diğeri de soruyor, herhalde artık hâkimiyet yarışı yoktur rahatlamışsınızdır. Diğeri cevap veriyor. ŞİMDİ HASTANEYE MENZİLCİLER HÂKİM. Onların borusu ötüyor. Yorumunu sizlere bırakıyorum.
Enfal 22: Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, AKILLARINI KULLANMAYAN (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir. (Diyanet meali)