KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Genel Başlıklar > Din ve İnsan


Din ve İnsan - Dinlerin güncel hayata etkisi ve çağımızda din üzerine yorumlar


Cevapla
 
Seçenekler
  #1 (permalink)  
Alt 22.03.11, 15:36
KOSOVALI - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Genç Baykuş
 
Kaydolma: 18.08.09
Erkek
Mesajlar: 287
Teşekkürler: 68
Üyeye 311 kez teşekkür edildi
Smile Sadaka Taşı ve Zimen Defteri

Sadaka Taşı
En makbul yardım gizliden gizliye yapılan yardımdır
Eskiler bu iş için ‘‘sadaka taşı"nı icat etmişlerdir.
Çoğumuz pek bilmeyiz ama,
bu sadaka taşlarından biri İstanbul'da hálá ayakta.

Dinimiz hali-vakti yerinde olanların
fakirlere yardım yapmalarını emreder ve
gelenekler bu yardımların gizlice verilmesini,
alanların rencide edilmemesi gerektirir.

Eski İstanbul'da yardımların en göze batmayanı
‘‘sadaka taşları’’ kullanarak yapıldı.
Bu taşlar bir buçuk-iki metre yüksekliğinde mermerden olurdu.
Üst kısımlarının ortasına çanağa benzer bir oyuk açılır,
sadaka verenler parayı buraya bırakırlardı.
İki metrelik taşların yanında,
tepesine rahatça ulaşılabilmesi için birkaç basamak konurdu.

İhtiyacı olmasına rağmen dilenmekten çekinenler
gecenin geç saatlerinde taşın yanına para almaya gelir ama
bırakılan meblağın tamamını değil,
ihtiyaçları olduğu kadarını alırlardı.
17. yüzyıl İstanbul'unu anlatan bir Fransız gezgin,
üzerinde para bulunan bir taşa
tam bir hafta boyunca kimsenin gelmediğini yazmıştı.

İstanbul'un dört yerinde sadaka taşı vardı:
Üsküdar'da Gülfem Hatun Camii'nin avlusunda,
yine Üsküdar Doğancılar' da, Karacaahmet' te ve
Kocamustafapaşa' daydı.

Bugün bu taşlardan sadece bir tanesi,
Doğancılar' da dikili olanı, ama o da
yarısından fazlası toprağa gömülü vaziyette duruyor.

"Çünkü bir yardım, ne alanı küçük düşürmeli,
ne de veren için bir övünme nedeni olmalıdır."


Zimen Defteri

"Zimen Defteri" diye büyük dedelerimizin hatırlayabileceği
bir gelenek vardı Ramazan ayında..

Hali vakti yerinde olanlar kılık-kıyafet değiştirerek
hiç tanımadıkları mıntıkalara gidip,
bakkalın, manavın tenha zamanlarını seçerek:

- "Zimen defteriniz var mı?" diye sorarlardı,

("Zimen defteri", o esnaftan borcunu yani
veresiye mal alan mahalle sakinlerine ait hesap defteri,
yani "Borçlu ile borcunun miktarı yazılı olan defter" )

Esnaf bu defteri çıkarınca, gelen şöyle derdi:

-"Lütfen baştan, sondan ve ortadan
şu kadar sayfanın yekununu yapınız."

Esnaf da bu kadar sayfanın toplamını hesaplar ve
gelen de kesesini çıkartarak öder,

-"Silin borçlarını, Allah kabul etsin" diyerek çeker giderdi.

Böylelikle, borcu ödenen, borcunu ödeyenin kim olduğunu,
borcu sildiren, kimi borçtan kurtardığını bilmez,

bu işte hiçbir maddi çıkar düşüncesi gözetmeksizin,

sırf Allah'ın rızasını kazanmak ve
ihtiyacı olanın sıkıntısını gidermek amacıyla;

karşılıksız, riyasız, gösterişsiz olarak verdiklerini unutur ve
bu şuurla verebilmenin de bir mazhariyet,

Allah'ın bir lütfü olduğunu bilerek buna şükrederlerdi....
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
Cevapla






© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006