Hz Musa ve İblis
biraz uzun ama okumaya değer imam-ı gazali yazmış
Anlatıldığına göre İblis bir gün Hz. Musa'ya (a.s.) gelir
ve ona şöyle sorar: "Allah'ın kendisine elçi olarak seçtiği ve
zaman zaman konuştuğu kimse sen misin?" Hz. Musa:
"Evet, fakat sen kimsin ve ne istiyorsun" diye karşılık verir.
Şeytan kendini tanıtmadan Hz. Musa'ya (a.s.) şu
teklifte bulunur: "Allah'ına bildir ki; yarattıklarından biri, sen-
den tevbesinin kabul edilmesini diliyor."
Bunun üzerine Allah'dan Hz. Musa'ya (a.s.) şu vahiy
gelir: "Ey Musa, ona de ki: Senin hatırın için dileğini
kabul ediyorum. Yalnız ona Hz. Adem'in kabrine
secde etmesini söyle. Eğer secde ederse tevbesini
kabul ederek günahlannı bağışlayacağım."
Hz. Musa (a.s.) durumu şeytana bildirince o küplere
biner, eski büyüklenme edasını yine takınarak şöyle der:
-"Ey Musa! Ben ona cennette iken secde etmemişken
de, şimdi ölüsüne mi secde edeceğim."
Rivayete göre cehennemde İblis'in azabı ağırlaştırılır ve
ona "Allah'ın azabını nasıl buluyorsun?" diye sorulur, "Ola-
bileceğinden daha ağır" diye cevap verir. Bunun üzerine o-
na denir ki: "Adem, cennet bahçelerindedir. Ona secde et,
özür dile de bağışlanasın." Fakat o bu teklifi kabul etmeye
yanaşmaz, bunun üzerine çektiği azab, bütün cehennemlik-
lerin azabının yetmiş bin katı kadar ağırlaştırılır.
Haberde bildirildiğine göre; Yüce Allah, her yüzbin se-
nelik azab devresinden sonra şeytanı cehennemden çıkarır
ve Hz. Adem'i (a.s.) cennetten çıkararak şeytana ona secde
etmesini emreder, fakat şeytan bu emre uymaya yanaş-
mayınca yeniden ateşe atılır.
Kardeşlerim! Şeytan'dan kurtulmak istiyorsanız, Allah'a
sanlınız, O'na sığınınız.Kıyamet günü gelince meydana ateşten bir kürsi ku-
rulur, üzerine iblis çıkar, bütün şeytanlar ve kâfirler çev-
resinde toplanır, sesi anıran bir eşek sesi gibidir, şöyle
konuşur: "Ey cehennemlikler! Allah'ın daha evvel va'-
dettiklerin bugün nasıl buldunuz?" Etrafındakiler hep bir
ağızdan: "Hepsi doğruymuş" derler.
Şeytan da onlara der ki: "Bu gün merhametten umut
kestiğim bir gündür." Bunun üzerine Allah meleklere onu ve
yardakçılarını ateşten topuzlarla dövmelerini emreder. Ebe-
diyen çıkarma emri duymakızın kırk sene burada işkence
çekerler. Cehennem azabından Allah'a sığınırız..
Anlatıldığına göre; Kıyamet günü iblis mahşere getirilir,
daha önce kurulan ateşten bir koltuğa oturması emredilir.
Boynunda lanet halkası vardır. Allah azab meleklerine onu
oturduğu koltuktan sürükleyerek cehenneme atmalarım em-
reder. Fakat boynundaki halkaya asılan melekler, onu sü-
rüklemeyi başaramazlar.
Bunun üzerine Allah Cebrail'e yanına seksen bin me-
lek alarak onu cehenneme çekmelerini emreder, fakat o da
başaramaz. Arkasından Allah İsrafil ve Azrail'e de yanlarına
alacakları seksen biner kişi ile birlikte aynı emri verir, fakat
bunlar da onu yerinden kıpırdatamaz. Bunun üzerine Allah
buyurur ki: "Boynunda o lanet halkası varken yaratmış ol-
duğum bütün meleklerin bir kaç katı bile biraraya gelseler,
onu cehenneme taşıyamazlar."
Anlatıldığına göre; İblis'in birinci kat gökte iken ismi
"Abid", ikinci kat gökte iken ismi "Zahid"; üçüncü kat gökte
iken ismi "Arif", dördüncü kat gökte iken ismi "Veli", beşinci
kat gökte iken adı "Takı", altıncı kat gökte iken adı "Hâzin",
yedinci kat gökte iken adı "Azâzil" idi.
Fakat Levh-ı Mahfuz'daki adı, "İblis" idi, o sonunda
başına gelecek olanları bilmiyordu.
Yüce Allah kendisine Hz. Adem'e (a.s.) secde etmesini
emredince Allah'a dedi ki: "Onu benden üstün mü tutu-
yorsun? Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten onu ise
çamurdan yarattın" Allah şeytana: "Ben dilediğimi yaparım"
diye cevap verdi.
Kendini daha şerefli gördüğü için burun kıvırarak ve
tepeden bakarak Hz. Adem'e (a.s.) secde edeceği yerde
arkasını çevirdi, diğer bütün melekler bu emre uyarak ka-
pandıkları secdede uzun bir müddet beklerken o sipsivri
olarak ayakta kaldı.
Melekler başlarını kaldırıp da onun kendileri ile birlikte
secde etmemiş olduğunu görünce şükür maksadı ile ikinci
sefer secdeye kapandılar. O ise arkadaşlarına yan yan bak-
mış, onlara katılmayı asla düşünmemiş ve Allah'ın emrine
âsi oldum diye hiç bir pişmanlık duymamış yine tek başına
ayakta kalmıştır.
Bunun üzerine Allah yakışıklı vücudunu bozdu, onu
domuz 'suretine çevirdi, başını deve başı ve göğsünü büyük
deve hörgüçü biçimine koydu, yüzü maymun yüzüne döndü, gözleri yüzü boyunca uzanan iki yarık halini aldı, burun
delikleri hacamet çanağı gibi açıldı, dudakları öküzünkilere
döndü, azı dişleri domuzunkiler gibi ağzından dışarıya fırla-
dı, sakalı yolunda, çenesinde sadece yedi seyrek tüy kaldı.
Allah onu önce cennetten, sonra gökten ve daha sonra
yeryüzünden kovarak adalara sürdü. Şimdi yeryüzününe
ancak gizli gizli ayak basabiliyor. Kâfirlerden biri olduğu için
Allah'ın laneti Kıyamet gününe kadar onunla birliktedir.
Oysa ki, daha önce yakışıklı, dört kanadlı, bilgili, çok
ibadet işleyen, meleklerin Tavusu ve en büyüğü olan, daha
bir çok imrenilir sıfatlar taşıyan bir kimse idi. Bunların hiç
birisinin ona faydası olmadı. Bundan herkesin ibret alması
gerekir.
Söylendiğine göre; İblis tuzağa düşürülünce Cebrail ve
Mikâil ağlamaya başlarlar. Allah, onlara "Niye ağlıyorsu-
nuz?" diye sorar. Onlar da: "Sana varan yolda tuzağa düş-
meyeceğimizden emin değiliz" derler. Yüce Allah da onlara:
"İşte öyle olunuz, benim yolumda tuzağa düşmeyeceğinize
hiç bir zaman güvenmeyiniz" buyurur.
Anlatıldığına göre; İblis Allah'ın katından kovulunca
Yüce Allah'a der ki: "Ey Rabb'im! Adem yüzünden beni cen-
netten kovdun. Ben ondan kendi başıma öç alamam, ancak
sen beni üzerine salarsan öcümü alabilirim..."
Allah ona: "Seni onun oğulları üzerine salıyorum, çün-
kü peygamberler senin tuzağından korunmuşlardır" diye
karşılık verir."Daha başka imkânlar istiyorum" der. Allah ona:
"O'nun soyundan gelen her çocuğa karşılık senin soyun iki
kat hızla üreyecek" diye cevap verir.
Şeytan yine: "Daha da isterim" der. Allah ona: "O'nun
soyundan gelenlerin kalbleri senin yatağındır, onların da-
marlannda dolaşabilirsin" diye karşılık verir.
-Şeytan: "Bana da isterim" der. Allah ona, "Atlı, yaya
bütün yardakçılarını onun soyundan gelenlerin üzerine sal,
mallarına ortak ol, yani haram yollardan kazanarak meşru
olmayan yerlere sarf etmelerini sağlamaya çalış. Çocuklarına
oratak ol, yani onların haram yollardan veya günah olan
çiftleşme şekilleri ile çocuk peydahlamalarına çalış, çocuk-
larına putperestlik inancını hortlatan isimler taktırmaya çalış,
batıl dinlere ve gayrı meşru mesleklere yönlendirilmelerine
sebep ol. Onları kandırabilmek için bol bol asılsız vaadlerde
bulun.
Meselâ putların koruyuculuğuna güvenmelerini sağ-
lamaya çalış. Babalarının soyluluğundan medet ummayı
tavsiye et, tevbeyi sonraya bırakabilecekleri hususunda on-
ları kandırmaya çalış" diye cevap verdi. Ama, Allah'ın tav-
siyesi tehdit yolu ile olmuştur. Nitekim, "Dilediğinizi yapın"
âyetinde de durum böyledir.
Şeytanın bu tuzağına karşı Hz. Adem (a.s.) de Allah'a
der ki: "Ya Rabb'i! Onu benim üzerime saldın, eğer senin
yardımın olmazsa ona karşı kendimi savunamam." Allah Hz.
Adem'e: "Senin soyundan her yeni doğan çocuğun basma
meleklerden bir koruyucu veriyorum" diye cevap verir.
Hz. Adem: "Daha çok isterim" der. Allah ona: "İyilik-
lerin mükâfatı on kattır" diye karşılık verir. Hz. Adem:
"Daha da isterim" der. Allah ona: "Zürriyetinin canlan
çıkmadıkça tevbe etme imkânını ellerinden almam" diye
cevap verir. Hz. Adem: "Daha da isterim" der. Nihayet
Allah: "İnce eleyip sık dokumadan onlan affederim" diye
cevap verince Hz. Adem: "Bununla yetiniyorum" der.
Bunun üzerine İblis tekrar ortaya çıkarak der ki:
-'Ya Rabb'i! Adem'in soyundan peygamberler yarattın,
onlara kitaplar indirdin, hani benim elçilerim?"
Allah (cc): "Kâhinler" diye cevap verir.
Şeytan: "Kitaplarım ne olacak?" diye sorar.
Allah (cc): "Vücudlara döğmeler yolu ile işlenen yazı
ve resimler" cevabını verir.
Şeytan: "Sözüm ne olacak?" der.
Allah (cc): "yalan" diye karşılık verir.
Şeytan: "Kur'ân'ım ne olacak?" der.
Allah (cc): "Şiir" diye cevap verir.
Şeytan: "Müezzinim kim olacak?" der.
Allah (cc): "Çalgı âletleri" diye cevap verir.
Şeytan: "Mescidim neresi?" der.
Allah (cc): "Çarşı ve pazar" diye karşılık verir.
Şeytan: "Evim neresi?" diye sorar.
Allah (cc): "hamam" diye cevap verir.
Şeytan: 'Yiyeceğim ne olacak?" der.
Allah (cc): "Üzerinde adım anılmayan her türlü gıda
maddesi" diye karşılık verir.
Şeytan: "Ne içeceğim" der.
Allah (cc): "Sarhoşluk veren bütün içecekler senin"
karşılığını verir.
Şeytan: "Tuzaklarım neler olacak" der.
Allah (cc): "Kadınlar" cevabını verir.
İmam Gazali(r.a)
|