|
|
|
Seçenekler |
Teşekkür Edenler: | ||
Sponsor |
|
||||
Cevap: Dinde başörtüsü (kasvet Tadında) ...
Yazdıklarınızın eleştirilecek bir yanı ama ders alınacak yanı çok. Herkes kendi dinini kendi içinde yaşamalıdır bence de. Örtünmek gereksiz, eğer sen kendini ondan bundan korumak için örtsen bile, karşındakinin içinde varsa her türlü pisiliği yapmak, yarım metrekare bir kumaş parçası hiçbir erkeği engelleyemez ki..
Önemli olan insanın kendi isteği ile birşeyleri yapmak. Önemli olan niyettir. Sen sırf sevap olsun diye bir fakire milyon dolarlar vermişsin veya ona sırf yardım amaçlı içinden gelerek gücün yettiğince 3-5 kuruş birşeyler vermişsin.. Hangisinin daha çok sebap olacağı bellidir. Çünkü 3-5 kuruşu sen içinden gelerek vermişsin. Türban olayı da böyledir. İçin temizse, toplumun temizse istersen çıplak dolaş. Ama fesat senin içindeyse içinde yaşadığın toplum pisliğin merkeziyse istersen çadırla gez ne fayda ? |
|
||||
Cevap: Dinde başörtüsü (kasvet Tadında) ...
bu türban olayı erkeklerin kadınlardan daha üstün ve güçlü olduklarının bir değişik göstergesidir. ben Kur ' an da kadınlar için kapanın gözünüz bile görünmesin yazsın inanmıyorum. zaten Peygamber Efendimiz vefat ettikten sonra o zamanın din alimleri toplanmış kadınların nasıl giyinmesi gerktiğini kararlaştırmışlar. günümüzde bakılınca kapanan kadın müslüman kadın namuslu kadın anlamını çıkaran çok insan var taa geçmişte olduğu gibi. ama ben buna da inanmıyorum. insanın zihni kapalı olmasın yüreği kapalı olmasın. bu en önemlisi. yoksa saçını ört bilmem nereni ört erkekler tahrik olur muhabbetini yapan zihinleri örümcek ağı dolanmış olarak görürüm. zararın neresinden dönersin kardır anlamında demek istediğim şu var: annelerin çok bilinçli olması ve aklın bilmin ve bu doğrultuda ahlakın önemini kavrayıp bu şekilde çocuk yetiştirmesini ümit ederim.
|
Teşekkür Edenler: | ||
|
||||
Cevap: Dinde başörtüsü (kasvet Tadında) ...
tarihte egemenliği altındaki bir milletin dinini kabul eden ilk devletiz. bence süper bir şey.
ama evet. karaçarşaf ne kadar cahilce bir şeydir ya. aslında peygambermizin zamanında, cahiliyet döneminde kadınlar teşhir ediiyordu. yani yarıçıplak, köle şeklinde kullanılıyordu. onurları zedeleniyordu. peygamberimiz onları korumak istedi. ama artık türkiye cumhuriyetindeyiz. gerek yok buna. Bu mesaj; Joannie tarafından '09.07.10 - 11:39' tarihinde değiştirildi. |
Teşekkür Edenler: | ||
|
||||
Cevap: Dinde başörtüsü (kasvet Tadında) ...
ben bunları deve kuşlarına benzetiyorum onlrda kafayı toprağa gömer kimse onu görmüyo zanneder bir avuç başörtülü insanlarda böyle yapıyo xd başı örter başka yeri açar sonra bize siz müslüman değilsiniz der
|
Teşekkür Edenler: | ||
|
||||
Cevap: Dinde başörtüsü (kasvet Tadında) ...
"Ey Peygamber! hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken üstlerine cilbablarını alsınlar. Bu, onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar. Allah, Gafûrdur, Rahîmdir. " (el-Ahzab, 33/59).
"Mümin kadınlara da şöyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin" umduğunuza nail olasınız" (en-Nûr, 24/31). "Ay halinden kesilmiş ve evlenme için ümidi kalmamış olan yaşlı kadınlar zinet yerlerini erkeklere göstermemek şartıyla dış elbiselerini bırakmalarında onlar için bir günah yoktur. Bununla birlikte yine de sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır" (en-Nûr, 24/60). "Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu onların tanınıp, kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur. Allah çok yarlığayıcı ve çok esirgeyicidir" (el-Ahzâb, 33/59) . Umeys’in kızı Esma’dan nakledildi. Dediki: Resulüllah (s.a.v) bir gün Hz. Aişe (r.anha)’nın evine girdi. Kızkardeşi Esma yanında idi. Üzerinde Vucudunun hertarafını örten ve yenleri geniş bir elbise vardı. Resulüllah (s.a.v) onu görünce kalkıp dışarı çıktı. Hz. Aişe (r.anha) kızkardeşine “buradan uzaklaş Resulüllah (s.a.v) sende hoşlanmadığı bir şey gördü” dedi. Hz. Esma uzaklaştı arkasından Resulüllah (s.a.v) içeriye girdi.Hz. Aişe (r.anha) niçin kalkıp gittiğini sordu. Resulüllah (s.a.v) de elbisesinin yenini sadece parmakları görünecek şekilde ellerinin üzerine çekerek şöyle cevap verdi: “Kızkardeşini görmedinmi? Müslüman bir kadın şurasından başkasını gösteremez. (Mecmeu’zzevâid nr:4168) Bu hadis-i şerif’ten hz. Esma’nın giydiği elbisenin bedenini örttüğünü fakat kollarında açıklık olduğunu bunun üzerine Resulüllah (s.a.v) bu kıyafetinden hoşlanmadığını ellerinin üstünün parmaklara kadarda örtünmesi gerektiğini islam alimleri anla-mışlardır ve de böyle ifade etmişlerdir. Usame b.Zeyd (r.a) nakletti. Dediki: “Resulüllah (s.a.v) Dihye’tül- Kelbi’nin kendisine hediye ettiği mısır kumaşlarından sık dokunmuş bir elbiseyi bana giydirdi bende onu hanımıma giydirdim. Resulüllah (s.a.v) daha sonra bana sordu: ne oldu Mısırdan gelen elbiseyi giymiyorsun? Dedimki ey Allah’ın resulü ben onu hanımıma giydirdim. Resulüllah (s.a.v) buyurduki altına pijama türünden bir şey giymesini ona emreyle. Çünkü ben o elbisenin kemiklerinin hacmini belli etmesinden korkuyorum.” (Ahmet b. Hambel) Ibn-i Abbas (r.anhuma)’dan dediki: “Resulüllah (s.a.v) kadınlardan erkeklere benzeyenlere, erkeklereden de kadınlara benzeyenlere lanet etti.” (Buhari nr:5751, ebu Davut nr:4098, Ahmet b.Hambel nr:3149, Nesei nr:9161) “Ümmetimin son dönemlerinde bir takım adamlar olacaktır. Erkekler gibi eğerlerin (bineklerin) üzerine binip cami kapılarına ineceklerdir. Hanımları ise giyinik uryandır, (giyinik çıplaktır), başları üzerinde arık deve hörgücü gibisi vardır. Onalara lanet edin. Zira onlar lanet olunmuşlardır”. (Ahmet b.Hambel - müsned nr.6786, Ibn-i Hibban sahih nr:5655-7347) Hz. Âişe'den rivâyete göre, bir gün Hz. Ebû Bekir'in kızı Esmâ ince bir elbise ile Allah Resulunun huzuruna girmişti. Resulullah (s.a.s) ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu: "Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çagına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir." Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti" (Ebu Davûd, Libâs, 31). "Allah Teâlâ ergin kadının namazını başörtüsüz kabul etmez" (İbn Mâce, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160; Ahmed b. Hanbel, IV, 151, 218, 259). "Erkeğin avret yeri göbeği ile diz kapağı arasıdır" (Ahmed b. Hanbel, II, 187). Diz kapağı avret yerindendir" (Zeylai, Nasbu'r-Raye, I, 297). Sahih-i Müslim'de Ebû Hüreyre (r.a.} tarafından bir rivayette Peygamberimiz, giyindiği halde açık olan, yani ince ve şeffaf elbise ile dolaşan kadınların Cehennemlik olduklarını, Cennetin kokusunu bile alamayacaklarını bildirirler. (Müslim, Libas.-125.) Harbın oğlu Züheyr bana anlattı:bize Cerir Sehl’den o da babasından o da ebu Hureyre (r.a)’den nakletti. Ebu Hureyre (r.a) dediki:Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurdu: Ateşlik iki sınıf insan ki ben onları henüz görmedim. Yanlarında sığır kuyruğu gibi kamcılar olup insanları onlarla döven topluluk ve biride bir takım kadınlar topluluğudurki bunlar giyinik, çıplaktırlar. Görenleri yoldan saptıran ve kendileri de haktan sapanlardır. Başları bir tarafa sarkan deve hörgücü gibi olacaktır. Bunlar cennete giremiyecekler, kokusu şu kadar! Şukadar! Yürüme mesafesinden alındığı halde bunlar cennetin kokusunu da bulup alamıyacaklardır. (Müslim - sahih bab: libas ve’l- zineh hadis nr.3971) Alkame bin Ebi Alkame annesinin şöyle dediğini rivayet eder: "Abdurrahman'ın kızı Hafsa'nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Âişe'nin huzuruna girdi. Hz. Âişe başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı. (Muvatta', Libas:4) Hz. Ömer (r.a.) ise, cam gibi şeffaf olmasa da, giyindiği zaman altını iyice belli eden elbisenin kadınlara giydirilmemesi hususunda mü'minlere ikazda bulunmuştur. (Beyhakî. Sünen, 2:235) İmam Serahsî bu nakilden sonra, kadının giydiği elbise çok ince de olsa yine aynı hükmü taşır, şeklinde bir açıklama getirir. Daha sonra da, "Giyindiği halde açık" olan mealindeki hadisi kaydeder ve şöyle der: "Bu çeşit bir elbise şebeke (ağ) gibidir, örtünmeyi temin etmez. Bunun için yabancı erkeklerin bu şekilde giyinmiş bir kadına bakması helâl olmaz." (el-Mebsût, 10:155) "Kadın örtülmesi gereken avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan ona gözünü diker" (Tirmizî, Radâ, 18). Hz. Âişe (R.anhâ)'dan nakledilen; "Allah Teâlâ erginlik çağına ulaşan kadının namazını başörtüsüz kabul etmez" (İbn Mace, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160) hadisi saçları da kapsamına alır. Hz. Âişe (r. anhâ) ilk başörtüsü uygulamasını şöyle anlatır: "Allah ilk muhâcir kadınlara rahmet etsin onlar; "Baş örtülerini yakalarının üstüne taksınlar..." (en-Nûr, 24/31) ayeti inince etekliklerini kesip bunlardan başörtüsü yaptılar". Yine Safiyye binti Şeybe şöyle anlatır: "Biz Âişe ile birlikte idik. Kureyş kadınlarından ve onların üstünlüklerinden söz ettik. Hz. Âîşe dedi ki: Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allah'a yemin olsun ki, Allah'ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim Nûr sûresinde "Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar..." ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah'ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı" (Buharî, Tefsîru Sûre, 29/12; İbn Kesîr, Muhtasar, M. Alî, es-Sâbûnî, 7. Baskı, Beyrut 1402/1981, II, 600). |
|
||||
Cevap: Dinde başörtüsü (kasvet Tadında) ...
fark ederseniz burda erkeklerin ne kadar cinsel yönden dürtülü olduğu kast ediliyor. zamanın şartlarına göre evet bu sözler önemlidir. herkesin yorumuna algısına bağlı. bir bodrum da bir adana da dolaşın bakalım siz erkekler kapalı kapalı 10dk yalnız ne hissedeceksiniz.çoğu erkek ve kadın yalnız bu konuda başka insanların ne kadar acı çekmesine neden oluyor. bir bayanın hakkı değil midir saçını rüzgara karşı açıp bu duyguyu hissetmek.çoğumuz din nedir algılayamıyoruz. basma kalıp düşüncelerle yaşıyoruz. acı çektiriyoruz başkalarına. sen iyi düşün kendini bil karşındakine güven.gerisini Allah a bırak.
herkes kendini eğitsin kendini bilsin. kendi ana bacısını düşünerekten faliyette bulunsun. yoksa çok sözler söylenmiştir.ama ne fayda... |
|
||||||||||||||||||
Cevap: Dinde başörtüsü (kasvet Tadında) ...
Neden ki hep kadınlar, erkekler için dizden göbbekten öte serbest, nerde eşitlik diye sormak gerek ama bunların hepsi tarihte öncelerde olan şeyler, o topluma özgü o zamana özgü, zaman kavramı var gelişmişlik var, bunlar o zamandan kalanlar, bunlar gelecek ve geçmiş barındırmayanlar, Allah ve İslam hep eşitliği savunmuştur, İslam hep bilimi savunmuştur, din sadece kişi ile Allah arasındadır ve böyle kadınları kısatlamak çok yanlış ... |
|
||||
Cevap: Dinde başörtüsü (kasvet Tadında) ...
Doğru diyorsunuz.Eski zamanda gerçekleşen olaylar, gelişmişlik var ancak bakarsanız Kuran ve Hadis bunlar.Ve bu deliller bir konu hakkında varsa başka bir görüş belirtilmiyor, belirtilmez.
En sağlam delil bunlar işte.Kuran-ı Kerim ve Hadis-i Şerif. Bir konuda söylenmiş bir Ayet, veya Hadis, yahut her ikis de bulunuyorsa bu konu üzerinde ne sizin ne de benim kişisel görüşü beyan etmemizde bir fayda var İyi günler. |
|
||||
Cevap: Dinde başörtüsü (kasvet Tadında) ...
Allah akıl niye vermiş biz kullarına. sorun sorgulayın diye.ben Kur 'an bilirim ki yol gösterici. ama bunu sorgulayacaksın . düşünecekesin. araştıracaksın. yoksa okur okur geçerim ben de ayet hadis.... şunu da belirteyim sana o kadar çok yalancı hadis varmış ki bu yüzden çok insanın başı yanmış.aynı dilimiz de olduğu gibi dinimizi de karalamaya çalışanlar var. bu yüzden araştırın arkadaşlar.genç kuşaklar olarak artık bu baş örtüsüne takılıp kalmayı bırakalım. kadınları başı açık ya da kapalı olarak 2 ye ayırmayalım. şu ayette şu bu hadiste bu yazıyormuş diye kişileri yargılamayalım.önce kendimizi bilelim sınırlarımızı bilelim. cahillikten uzak duralım. gerisi zaten dinimizin ahlak ve gereklerine uyar.bu benim görüşüm. sözlerim sakın yanlış anlaşılmasın ben sadece kalıplaşmış düşünceleri olanlara genel konuşuyorum. şahsa dediğim yok.
|