Bir Aşığın Efsanesi....
İki sanaatkar, bir kral kızına aşık olur...İkisi de, farklı zamanlarda kraldan kızını isterler...İki gençte çok iyi birer sanaatkardır...Bu yüzden de seçim yapmakta zorlanır kral ve yardımcılarıyla tartışır bu konuyu.
Tartışmada, iki sanaatkar için bir yarışma tertiplenmesi ve hangi genç, en iyi sanat eserini yaparsa, prensesin onunla evleneceği sonucu çıkar. İki gençte kabul ederler ve işe girişirler...Çok büyük uğraşlar sonucunda, iki gençte eserlerini bitirir ve krallığa bitirdiklerini haber verirler...Kral ve yardımcıları iki eseri de incelerler ama bir sorun vardır...Çünkü iki eser de muhteşemdir...Kralın yardımcıları, bu iki eserden birini seçmeleri durumunda, diğer esere çok büyük saygısızlık ve haksızlık yapacaklarını söylerler....İkisi de haketmiştir prensesi. Kralsa, bir söz vermiştir ve tutmak zorundadır...Neyse...,
Kral, sanaatkarlarla beraber saraya döner ve kararını açıklar. Kızımı ikiye böleceğim, başka çarem yok der. Yarısı birinizin, diğer yarısı da diğerinizin olacak der ve kabul edip etmeyeceklerini kaygı ve kederle.... sorar
Sanaatkarların biri, ben onu öyle çok seviyorum ki, yarısıda olsa kabulüm der. Yeter ki onsuz geri dönmeyeyim....Ve razı olur, prensesin ortadan ikiye biçilmiş vücudunun yarısına...
Diğer sanaatkar ise, o an yıkılarak şunları söyler...; Ben onun yarısını istemiyorum, vazgeçtim bu yarıştan ve bu yüzden buralardan gideceğim der. Çünkü aşık olduğu kızın ikiye bölünüp ölmesine razı olamaz...Bu yüzden aşkını kalbine gömerek oralardan, gider...Bir daha ondan kimse haber alamaz,.... Gerçek aşık gidendir...Çünkü o, sevdiği kızın yaşaması için, kendi yaşamından ve yaşam sevincinden vazgeçer...Aşkını, aşkı için kaybeder.....
|