KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Kültür & Sanat > Edebiyat > Destanlar ve Efsaneler


Destanlar ve Efsaneler - Tüm destanlar ve efsanelerin yer aldığı bölüm.


Cevapla
 
Seçenekler
  #1 (permalink)  
Alt 17.09.09, 01:42
mutfak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Moderatör
 
Kaydolma: 10.09.09
Kadın
Mesajlar: 1.226
Teşekkürler: 50
Üyeye 387 kez teşekkür edildi
Standart Göç Destanı ..

Bu destan da bir Uygur destanıdır ve daha önce belirtildiği üzere Türeyiş Destanının bir uzantısı gibidir Bugün Orhun nehri kıyısında bir şehir kalıntısı ile bir saray yıkıntısı vardır ki çok eskiden bu şehre Ordu -Balık denildiği sanılmaktadır Büyük Uygur Destam'nın son bölümü diye kabul edebileceğimiz Göç Destanı işte bu şehrin saray yıkıntısının önünde bugün görülebilecek şekilde duran yazıtlarda yazılı olduğunu Hüseyin Namık Orkun ileri sürmektedir Yine Hüseyin Namık Orkun'un belirttiğine göre bu yazıtlar Moğol Hânı Öğüdey zamanında Çin'den getirilen uzmanlara okutturulup tercüme ettirilmiştir

Göç Destanının Çin ve Iran kaynaklarındaki kayıtlarına göre iki ayrı söyleyiş hâlinde olduğu bilinmekte ise de aslında birbirinin tamamlayıcısı gibidir Iran kaynaklarındaki söyleyiş daha çok tarih bilgilerine yakındır Aynı zamanda Iran söyleyişi Türklerin Maniheizm'i kabulünü anlatan bir menkıbe görünümündedir Aşağıda özetlenmiş olan söyleyiş Cüveynî'nin Tarib-i Cihanküşa adlı eserinde yazılıdır bu söyleyişe göre destanda sözü geçen iki ağacın Maniheizm'in kurucusu Mani'nin "iki Esas" adlı eserindeki iki ağacı temsil ve taklit ettiğini Prof Fuad Köprülü ileri sürmektedir
Çin Kaynaklarına Göre Göç Destanı:
Uygur Ülkesinde Tuğla ve Selenge ırmaklarının birleştiği yerde Kumlançu denilen bir tepe vardırAdına Hulin Dağı derlerdi

Hulin Dağlarında da birbirine çok yakın iki ağaç büyümüştü Biri kayın ağacıydı Bir gece kayın ağacının üzerine gökyüzünden bir mavi ışık düştü iki ırmak arasında yaşayan insanlar bu ışığı gördü ve ürpererek izledi Kutsal bir ışıktı Kayın ağacının üzerinde aylar ayı kaldı Kutsal ışık kayın ağacının üstünde kaldığı süre içinde kayın ağacının gövdesi büyüdükçe büyüdü kabardı Oradan çok güzel türküler gelmeğe başladı Gece oldu mu ağacın otuz adım ötesinden bütün çevre ışıklar içinde kalıyordu!

Bir gün ağacın gövdesi ansızın yarıldı içinden beş küçük çadır beş küçük odacık görünümünde ortaya çıktı Her odacığın içinde bîr çocuk bulunmaktaydı Çocukların ağızlarının üstünde asılı birer emzik vardı onlar bu emziklerden süt emiyorlardı Işıktan doğmuş olan bu kutsal çocuklara halk ve halkın ileri gelenleri çok büyük saygı gösterdiler

Çocukların en küçüğünün adı Sungur Tekin'di ondan sonrakinin adı Kutur Tiğin üçüncüsünün ki Türek Tekin dördüncüsünün Us Tekin beşincisinin adı Buğu Tekin'di Beş çocuğun beşinin de Tanrı tarafından gönderildiğine inanan insanlar içlerinden birini hakan yapmak istediler Buğu Han en büyükleri idi; ötekilerden daha güzel daha zeki daha yiğit görünüyordu Buğu Tekin'in hepsinden üstün olduğunu anlayan halk onu hakan olarak seçtiler Büyük bir törenle Buğu Hanı tahta oturttular

Böylece yıllar yılı kovalamış bir gün gelmiş Uygurlara bir başkası hakan olmuş

Bu hakanın da Gah Tekin adında bir oğlu varmış

Hakan oğlu Gah Tekin'e Çin prenseslerinden birini Kiu-Lien'i almağı uygun görmüş

Evlendikten sonra Prenses Kiu-Lien sarayını Hatun Dağında kurdu Hatun Dağının çevre yanı dağlıktı; bu dağlardan birinin adı Tanrı Dağıydı Tanrı Dağının güneyinde Kutlu Dağ derler bir başka dağ vardıkocaman bir kaya parçası

Bir gün Çin Elçisi falcılarıyla birlikte Kiu-Lien'in sarayına geldiler Kendi aralarında konuşup dediler ki:

- Hatun Dağının varı yoğu bütün bahtiyarlığı Kutlu Dağ denilen bu kaya parçasına bağlıdır Türkleri yıkmak istiyorsak bu kayayı onların elinden almalıyız

Bu konuşmadan sonra varılan karar üzerine Çinliler Kui-Lien'e karşılık olarak o kayanın kendilerine verilmesini istediler Yeni Hakan isteğin nereye varacağını düşünmeden ve umursamadan Çinlilerin arzusunu kabul etti yurdunun bir parçası olan bu kayayı onlara verdi Halbuki Kutlu Dağ bir kutsal kayaydı; bütün Uygur Ülkesinin mutluluğu bu kayaya bağlıydı Bu tılsımlı taş Türk Yurdunun bölünmez bütünlüğünü temsil ediyordu; düşmana verilirse bu bütünlük parçalanacak Türklerin bütün saadeti yok olacaktı

Hakan kayayı vermesine verdi ama kaya öyle kolay kolay sökülüp götürülecek türden değildi Bunu anlayan Çinliler kayanın çevresine odun kömür yığıp ateşlediler Kaya iyice kızınca üzerine sirke döküp paramparça ettiler Her bir parçayı aldılar ülkelerine taşıdılar

Olan o zaman oldu işte Türkelinin bütün kurdu kuşu bütün hayvanları dile geldi kendi dillerince kayanın düşmana verilişine ağladılar Yedi gün sonra günahı bağışlanmaz olan bu düşüncesiz hakan öldüNe var ki Onun ölümüyle ülke felâketten kurtulamadı Bir Çin prensesi uğruna çekinmeden bağışlanmış olan yurdun bir kayası Türkelinin felâketine sebep oldu Halk rahat huzur yüzü görmedi Irmaklar birbiri ardınca kurudu Göllerin suyu buhar olup uçtu Topraklar yarıldı ürün yeşermez oldu

Günlerden sonra Türk tahtına Buğu Han'ın torunlarından biri hakan olarak oturdu O zaman canlı cansız evcil yaban çoluk çocuk bütün yurtta soluk alan almayan ne varsa hepsi birden:

- Göç! Göç! diye çığrışmağa başladı Derinden iniltili hüzün dolu eli böğründe kalmış bir çığrışmaydı bu
Yürekler dayanmazdı

Uygurlar bunu bir ilahî emir diye bildiler Toparlandılar yollara düzüldüler; yurtlarını yuvalarını bırakıp bilinmedik ülkelere doğru göç etmeğe başladılar Sonunda bir yere gelip durdular orada sesler de kesildi Uygurlar seslerin kesilip duyulmaz olduğu bu yerde kondular beş mahalle kurup yerleştiler; bunun için bu yerin adını da Beş-balık koydular Burada yaşayıp çoğaldılar

İran kaynaklarına göre Göç Destanı:
Destanın Buğu Tekin'in Uygurlara hakan oluncaya kadar geçen bölümü aynıdır Buğu Tekin hakan olduktan sonra İran söyleyişine göre ülkeyi adalet üzere ve yıllarca yönetir Bu süre içinde kendisine üç karga yardım etmekte kargalar dünyanın bütün dillerini bilmektedir Nerede bir olay olursa hemen Buğu Han'a haber vermektedirler

Bir gün Buğu Han bir düş görür Düşünde kendisine bir peri kızı gözükmüştür Bu düşü Buğu Han hemen her gece yedi yıl altı ay ve yirmi iki gün üst üste görür Ve her gece Peri kızı Buğu Han'ın düşünde onunla konuşur danışır; son gece ayrılacağı vakit Buğu Han'a dünyanın efendisi olacağı haberini verir

Han uyanınca ordusunu toplar her ordunun başına bir kardeşini tayin eder Moğallar'ın Kırgızlar'ınTangutlar'ın ve Çinlilerin üzerine seferlere yollar

Dört kardeşin dördü de seferden zaferle döner ve Orhun vadisini zengin ganimetlerle doldurur bu arada Ordu-Balıg şehri de kurulmuş olur

Bir müddet sonra Buğu Han bir düş daha görür Düşünde beyazlara bürünmüşbaşında beyaz şeritelinde
Yada Taşı olan bir erkek gözükmüş Buğu Han'a demiştir ki:

- Eğer bu taşı saklarsan dünyanın dört bucağında milletleri buyruğunun altına alabilirsin

O gece Buğu Han'ın başveziri de tıpkı böyle bir düş görmüştür Bunun üzerine Buğu Han ordusunu yeniden toplamış bu sefer yatıya doğru sefere çıkmıştır Türkistan'a geldiği vakit geniş bozkırlarıçayırlan ve gürül gürü! akan çayları görünce burada oturmağa karar vererek Balasagun şehrini kurmuştur Buğu Han'ın orduları dört bir yana yayılmış bütün milletleri buyruğu altına almıştır

Fakat o zaman Uygurların dindar olmadıkları söylenirdi Rahipleri vardı ama Kam deniliyordu Bu Kamlar tıpkı Moğollardaki gibi cinlere söz geçirdiklerini ileri sürerler Onlara her istediklerini yaptırmağa güçlerinin yettiğini söylerlerdi Moğollar bu Kamlara çok Önem verirlerdi Ne zaman bir işe başlayacak olurlar ise bu Kamlara sorarlardı ve ona göre davranırlardı Hastalarına bile Kamlar bakardı

Uygurlar Buğu Han zamanında Çin hükümdârına elçiler gönderdi kendilerine Nom Kitaplarını anlayan adamlar göndermesi ipin rica etti Cinlerin din kitapları Nom'dur Bugün yaşayan bir adamın bin yıl önce de yaşadığına inanırlar

Cinden Nom yöntemlerini anlayan adamlar gelince Kamlarla oturup konuştular din kitaplarını gösterdiler; tartışmayı Kamlar kaybetti Bu tartışmadan sonra Uygurlar Çin'den gelen yeni dini kabul ettiler (Bu din Maniheizm'dir)
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
  #2 (permalink)  
Alt 01.03.10, 20:52
Orangepuff - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
V.I.P.
 
Kaydolma: 05.12.09
Kadın - 29
Mesajlar: 15.128
Teşekkürler: 432
Üyeye 1.349 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: Göç Destanı ..

teşekkürler
Alıntı ile Cevapla
Cevapla






© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006