|
|
|
Seçenekler |
Sponsor |
|
||||
adı bahtiyar
Geçiyor önümden sirenler içinde Ah eller üstünde, çiçekler içinde Dudağında yarım bir sevdanın hüznü Aslan gibi göğsü, türküler içinde. Rastlardım avluda hep volta atarken Cigara içerken yahut coplanırken Kimseyle konuşmaz dal gibi titrerdi Çocukça sevdiği çiçeği sularken. Diyarbakırlıymış adı Bahtiyar Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar Geçiyor önümden gül güzlü Bahtiyar Yaraldığım yerde kalan sazı kadar. Beni tez saldılar o kaldı içerde Çok sonra duydum ki Yozgat'ta sürgünde Ne yapsa ne etse üstüne gitmişler Mavi gökyüzünü ona dar etmişler. Gazete de çıktı üç satır yazıyla Uzamış sakalı çatlamış sazıyla Birileri ona; ölmedin, diyordu Ölüm yanında hüzünle gülüyordu. Diyarbakırlıymış adı/kod adı Bahtiyar Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar Geçiyor önümden gül güzlü Bahtiyar Yaraldığım yerde kalan sazı kadar |
|
||||
nerrden bileceksiniz
Üstüm başım toz içinde Önüm arkam pus içinde Sakallarım pas içinde Siz benim nasıl yandığımı Nerden bileceksiniz Bir fidandım devrildim Fırtınaydım duruldum Yoruldum çok yoruldum Siz benim neler çektiğimi Nerden bileceksiniz Taş duvarlar yıkıp geldim Demirleri söküp geldim Hayatımı yıkıp geldim Siz benim neden kaçtığımı Nerden bileceksiniz Gökte yıldız söner şimdi Annem beni arar şimdi Sevdiğim var kanar şimdi Siz benim niye içtiğimi Nerden bileceksiniz Bir pınardım kan oldum Yol kenarı han oldum Yanıldım ah ziyan oldum Siz benim neden sustuğumu Nerden bileceksiniz Ben ardımda yaş bıraktım Ağlayan bir eş bıraktım Sol yanımı boş bıraktım hey Siz benim kime küstüğümü Nerden bileceksiniz |
|
||||
mavinin türküsü
Şu dağdaki gezene bak Gözlerinin rengine bak Mavi gözler kan kan olmuş Şu feleğin işine bak Seni vuran beni de vursun Şu feleğin işine bak Dağlarda talan olurmu Dosta hiç yalan Ölürsem duyan olurmu Şu feleğin işine bak |
|
||||
gururla bakıyorum
Birer birer, biner biner ölürüz Yana yana, döne döne geliriz Biz dostu’da düşmanıda bilriz Vurulup düşenler darda kalmasın Çünkü isyan bayrağıdır böğrüme saplanan sancı Çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum Ve kederin Ve solgun yüzlü işçilerin üzerine Dağ başlarının hırçınlığı savruluyor benden Çünkü beni ateşiyle dimdik tutan kin Çünkü benim gözbebeklerimde tutuşan şafak Miting afişleri cesur pankartlar Ve binlerce militan Derin denizlerin aydınlığı Zorlu sabahlar Gökyüzü ve lale Sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata Çünkü ben sevdigim kızı Yaşamak gibi halkım gibi sevdiğim kızı ki şiirini yazamayan Ve türküsünü söyleyemeyen halkım gibi Binlerce ve binlerce kurşunlanan halkım gibi Zincire vurulan Şavaşlara yollanan Vergilere bağlanan halkım gibi Felç olmuş yalnızlıklara bırakarak Büyük acıların ve göz yaşlarının içine bırakarak Şiirlerimin bir bıçak gibi ışıldadığı Devrim türkülerini Ve baş kaldırmayı öğreten dudaklarını Bir kere olsun öpmeden Bir kere olsun tutamadan kaygısızca Serin bir yaz gecesi gibi ürperen ellerini Hatta boynunu ve ayak bileklerini Bilemeden , Bilemeden, Bilemeden Vurdum yüreğimi şanlı kavgaya Barışın ve özgürlügün dağlarına yürüyorum işte Yiğitsen uslandır beni Ey yasakların, kahpeliğin Ve soygunların koruyucusu Türkü çağıran kızlarımı sustur Ve kahraman oğullarımı mezar kaza kaza kederli, kızgın Tohum serpe serpe hünerli Ve sömürüle sömürüle bomboş Ve açlığın ve zulmün izlerini Derin uçurumlarında taşıyan ellerimi Naçaklara ve tırpanlara sarılan ellerimi Mavzerlere sarılan ellerimi Zincirlere vur gücün yeterse Ama adına yaşamak dersen Re-zil-ce Çatlayan tomurcuğun Doğan çocugunü çığlığını duymadan Gül benizli sevgilinin Titreyen gögüslerini öpmeden doyasıya Korka korka, yana yana Hergün biraz daha derinden Hergün biraz daha kapkara duyarak ölümü Aç ve arkasız Köpekleşerek yaşamak dersen Bu yürek Çat diye çatlasın be Kirsiz passız Arı duru özümüz Namussuza kanlı hançer sözümüz Çok uzaktır dostlar bizim yolumuz Durana yürüyene bin selam olsun. Gel gelelim parlayan güneşi Emekçi kalkların Kahraman halkların güneşini Şehvetle içine dolduran toprak Şimdi sımsıcak şimdi ulaşılmaz Şimdi olgun meyvalarla dolu Bahar bahçelerini sarmaktadır dünyaya Ve gülbenizli sevgilinin dudaklarında hayat Bizi aşka ve kavgaya çağırmaktadır Bıçak kemiğe dayandıgı Ok yaydan fırladığı için degil Bu bezirgan saltanatı Bu zulüm bitsin diye Ağaran günler için Yeni bir dünya uğruna Yüzlerinde cesaretin onuru Ve imanlı gücü döğüşen dünyanın Ve ölüme Gülerek koşan genç savaşçıların Albayrakları dalgalansın Dalgalansın, dalgalansın Kinle boğuşan yorgun yüregi Aydınlansın diye anamın Dişleri sökülmüş kederli ağzı Ağlamaya hazır gözleri Safrası, ve sonsuz dağları eriten sabrı Merhameti Yani bir bütün halinde insanlığımız Yunsun arısın diye durgun pınarlarda Alınterinin namusu kurtulsun diye Kurtulsun diye sıcak somun Acı soğan ve çiçekli basmalar Ahdettik, vefaettik Kelle koyduk Ölen ölür dostlar Düşmanlar heyy Kalan sağlar... |
|
||||
ağladıkça
Dağlarda öfkeli başım Serhat’ta hep akşam oluyor Nasipsiz kıştan mı, yamurdan mı yoksa aşktan mı Ağladıkça, Ağladıkça dağlarımız yeşerecek Görecek, göreceksin Ağladıkça, Ağladıkça Geceği tutacağız göreceksin İlk yazda bitti telaşım Alnımda hep kavga duruyor Vakitsiz kırstan mı Bahardan mı yoksa aşktan mı Ağladıkça, Ağladıkça bozkırlar yeşerecek Görecek göreceksin Ağladıkça, Ağladıkça Güneşi tutacağız göreceksin |
|
||||
kum gibi
Martılar ağlardı çöplüklerde Biz seninle gülüşürdük Şehirlere bombalar yağardı her gece Biz durmadan sevişirdik Acımasız olma şimdi bukadar Dün gibi dün gibi çekip gitme Bırakta sarılayım ayaklarına Kum gibi kum gibi ezip geçme Sonbahar damlardı damlalarımıza Biz seninle sararırdık Aydınlansın diye şu kirli yüzler Biz durmadan şavaşırdık Acımasız olma şimdi bukadar Dün gibi dün gibi çekip gitme Bırakta sarılayım ayaklarına Kum gibi kum gibi ezip geçme Biz seninle gülüşürdük Şehirlere bombalar yağardı her gece Biz durmadan sevişirdik Acımasız olma şimdi bukadar Dün gibi dün gibi çekip gitme Bırakta sarılayım ayaklarına Kum gibi kum gibi ezip geçme Sonbahar damlardı damlalarımıza Biz seninle sararırdık Aydınlansın diye şu kirli yüzler Biz durmadan şavaşırdık; Acımasız olma şimdi bukadar Dün gibi dün gibi çekip gitme Bırakta sarılayım ayaklarına Kum gibi kum gibi ezip geçme |
|
||||
neyleyim
Canım benim güzel annem Bir solukluk izin ver Analık hakkınla bağlama beni. Aşk dedim, sevda dedim, umut dedim, kavga dedim Elimde gençliğim vardı Onu verdim neyleyim. Aman annem, canım annem Bir solukluk izin ver Analık hakkınla bağlama beni. Aşk dedim, sevda dedim, umut dedim, kavga dedim Elimde gençliğim vardı Onu verdim neyleyim. |
|
||||
halay havası
Gökte bulut yerde kar Seçilmez olmuş dağlar Ne bir ses ne bir ışık Oy lili, oy lili, oy lili Ağamsın sen Paşamsın sen karanlık Namlular ışıtmaz geceyi, oy lili. Çevirdiler gece vakti Dağların gecesiydi Aslan gibi bir yiğit Oy lili, oy lili, oy lili Ağamsın sen Paşamsın sen karanlık Kelepçe ışıtmaz geceyi, oy lili. Vurun beni kemik kemik Sökün beni tırnak tırnak Deri deri yüzün beni Oy lili, oy lili, oy lili Aslan gibi bir yiğit Sevdası da sevda ha Ne bir ses ne bir ışık Ağamsın sen Paşamsın karanlık İşkence ışıtmaz geceyi, oy lili. Oy lili hayran sana Yarınlar bayram sana Karalığın devleri cüceleri Aydınlığın oy lili oy lili Gel sallana sallana bir oyana bir bu yana Çocukça düşe kalka derlenip toparlana Oy lili oy lili. |
|
||||
halay havası
Gökte bulut yerde kar Seçilmez olmuş dağlar Ne bir ses ne bir ışık Oy lili, oy lili, oy lili Ağamsın sen Paşamsın sen karanlık Namlular ışıtmaz geceyi, oy lili. Çevirdiler gece vakti Dağların gecesiydi Aslan gibi bir yiğit Oy lili, oy lili, oy lili Ağamsın sen Paşamsın sen karanlık Kelepçe ışıtmaz geceyi, oy lili. Vurun beni kemik kemik Sökün beni tırnak tırnak Deri deri yüzün beni Oy lili, oy lili, oy lili Aslan gibi bir yiğit Sevdası da sevda ha Ne bir ses ne bir ışık Ağamsın sen Paşamsın karanlık İşkence ışıtmaz geceyi, oy lili. Oy lili hayran sana Yarınlar bayram sana Karalığın devleri cüceleri Aydınlığın oy lili oy lili Gel sallana sallana bir oyana bir bu yana Çocukça düşe kalka derlenip toparlana Oy lili oy lili. |