Yine Pierre Loti
Yine Pierre Loti
EYÜP Belediye Başkanı Ahmet Genç dünkü yazım üzerine telefon açtı, yazılı açıklama da gönderdi. Pierre Loti Tepesi'nin adının değiştirileceği şeklindeki haberin yanlış anlamadan kaynaklandığını söylüyor.
"Pierre Loti Kahvesi'nin bulunduğu yerin isminin değiştirilmesinin" değil, sadece "yeni yapılan teleferiğin vardığı noktanın isimlendirilmesinin" söz konusu olduğunu belirtiyor.
"Nokta"nın isimlendirilmesi... Peki "Tepe"nin ismi ne?!
Her neyse, bir kültür adamı olan Kadir Topbaş gerekli duyarlığı gösterdi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, aynen, "Teleferik üst ayağının bulunduğu tepeye 'Eyüp Sultan Tepesi' isminin verilmesi komisyonumuzda uygun görülmemiştir" diye ittifakla karar aldı ve tepeye "Pierre Loti Tepesi" diye tabela da konuldu, bu tartışma sona erdi.
Ama "tarih bilinci" sorunumuzu tartışmayı sürdürmeliyiz.
Tarih bilinci
Eyüp Belediye Başkanı Ahmet Genç'in açıklamasındaki bir paragrafı çok beğendim:
"Eyüp Belediyesi tarihi ve kültürel alanların aslı ile aynı şekilde muhafazasına veya restorasyonuna en fazla değer veren belediyelerden biridir. Şehirler sokak ve eserleriyle birlikte yaşar. Pierre Loti ismi engin Eyüp tarihi mirasına kazınmış kültür renklerinden biridir..."
Evet, doğrusu budur, buna uygun davranılmasıdır. Her yerde, her konuda.
Şimdi düşünelim: Falanca yerde cami, kilise ve havra yan yana diye övünüyoruz değil mi?
Çağdaşlaşma adına Osmanlı ve Selçuklu'dan kalan çeşitli tarihi eserlerin ve mekânların harap olmaya terk edildiğini veya adlarının değiştirildiğini, yahut tuğraların, hatların çimentoyla kapatıldığını, tarih kitaplarının 'temiz'lendiğini düşünelim!
Osmanlı ve Selçuklu eserlerinde görülen altı köşeli yıldız motiflerinin "Yahudi işareti" diye kazındığını... Anadolu'da tarihi ve mimari değeri olan kilise binalarının yok edildiğini düşünelim!
Ve övünelim, biz o kadar hoşgörülü ve değişik kültürlere saygılı bir milletiz ki, gelin bakın, Darülaceze'de cami, kilise ve havra yan yana!
Tarihi anlamak
Bir sohbetimizde Türk Tarih Kurumu Başkanı dostum Prof. Yusuf Halaçoğlu söylemişti:
- Birtakım bilgisiz bürokratlar, eski Türk aşiretlerinin adları olduğunu bilmeden, 'Türkçe değil' diyerek birçok köy adlarını değiştirdiler!
Şunu da belirteyim, Kürtçe köy adlarının değiştirilmesi de aynı şekilde yanlıştır.
Mesele şudur: Tarihin belgeleri olan mekân ve eser adlarını zamanımızdaki bir şemaya göre değiştirirsek dönüp tarihi nasıl anlayacağız?!
Türkler ve Kürtler bin yıldır beraber yaşamış, iç içe geçmiş... Doğrudur bu. Osmanlı arşivlerindeki aşiret ve oymak adları bunu gösteriyor. Pek çok "Ekrad-ı Türkman" yani Türk-Kürt karışımı aşiret kaydı var arşivlerde...
Ama aynı tarihin başka kanıtları olan köy adları? Silindi onların birçoğu!
Tarih hafızamızdır, kişiliğimizdir. Tarihi tahrif etmek toplumsal kişilik bozukluklarına; tarihi silmek ise hafıza kaybına yol açar.
Kültür bilincinin en önemli unsurlarından biri tarih bilincidir.
"Milli tarih" başka, hamaset başkadır. Milli tarih bilinci sosyokültürel devamlılığın bilincine varmakla oluşur. Bu da 'tarihin izleri'ni korumayı gerektirir.
Eyüp Sultan ve Pierre Loti, milli tarihimizin sayısız izlerinden, mühürlerinden ikisidir!
Taha AKYOL
Kaynak: milliyet
|