YenİÇaĞ'a GÖre BÜyÜkanit'li DÖnemİn İpuÇlari
TARİHE KAYIT DÜŞELİM...
Sadece ismen değil, eylem olarak da yeni bir dönem başlatan Org. Yaşar Büyükanıt’ın “teslim alma” törenindeki sözlerinden çarpıcı olanları aynen alıp, ne anlama geldiğini tarihe kayıt açısından vurgulayalım.
Hulki CEVİZOĞLU
Org. Yaşar Büyükanıt’lı yeni dönemin şifreleri...
Türk Ordusu’nda “yeni dönem” başladı. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın 25. Genelkurmay Başkanı olması ile Türkiye yeni bir döneme girdi. Açık söylemek gerekirse, pek çok kişi için “3 Kasım’ın rövanşı” alınmış oldu ve tek tek düşen kaleler yeniden zaptedilmeye başlandı!..
Bu atamada, “askeri kalenin zaptedilememesinde” bir avuç aydının ve biraz da kimi demokratik toplum kuruluşunun canla başla çalışması büyük etken oldu. Cumhurbaşkanı Sayın Sezer de bu atmosferi, yasanın verdiği yetkiyle değerlendirdi ve Büyükanıt’ın atama kararnamesini Askeri Şura öncesinde imzaladı. Ama ne yazık ki, kendilerinden büyük atılımlar beklenen birçok siyasi partinin pasif ve etkisizliğini de tarihe kaydetmek zorunlu. (Onlar şimdi, “armut piş, sandıkta ağzıma düş” diye bekliyor. Tekrar belirtelim, nafile bekleyiş!...)
BÜYÜKANIT: “BÖLÜNMEYE HAZIR TÜRKİYE İSTİYORLAR”
Org. Büyükanıt, Kara Harp Okulu 2005-2006 akademik yılı açılışında, “Ulusal kimliğimizi parçalamak, ’bölünmeye hazır bir Türkiye’görmek isteyenler var” demişti.
Çok önceden “yönetim tarzının şifrelerini” veren Büyükanıt, aynı konuşmada, “Kendi ulusumuzu tabii ki seveceğiz ve daha açıkçası sevmeyenlerden de nefret edeceğiz” demişti; “Avrupa Parlamentosu’nda, terörle mücadelemizi ’saldırgan askeri operasyonlar’olarak niteleyen düşünce ve ifade şeklini esefle kınıyorum. (...) Bu tür ifadeleri, Türkiye Cumhuriyeti’ni uyandırması gereken çan sesleri olarak izlemekteyim” demişti; “Türkiye’nin ve ulusumuzun güçlü ve dinamik yapısı, ülke sevgisi, bu düşünceleri ifade edenlerin yüzüne bir şamar gibi çarpacaktır” demişti.
CAN GÜVENLİĞİNE ÖZEL DİKKAT
Genelkurmay Başkanlığını teslim alma töreninde yaptığı konuşma da aynı dozda sürdü.
İşte bu “ülke sevgisi” ve “duyarlığı” nedeniyle Org. Büyükanıt’ın can güvenliği, her zamankinden daha fazla özenle korumaya alınmalıdır. Daha önce birkaç suikasttan kurtulan Büyükanıt’tan hoşlanmayanlar ve “Türkiye’yi bölme çabaları önünde engel görenler”, her yolu -Allah korusun- denemeye devam edeceklerdir. Bunları yazmak bile çok rahatsız edici ama yeni bir Eşref Bitlis olayını Türk halkı kaldıramaz.
NE DEDİ, NE ANLAMA GELİYOR?
Sadece ismen değil, eylem olarak da yeni bir dönem başlatan Org. Yaşar Büyükanıt’ın “teslim alma” törenindeki sözlerinden çarpıcı olanları aynen alıp, ne anlama geldiğini tarihe kayıt açısından vurgulayalım.
Org. Büyükanıt: Bu döneme bölücü terör ve irticai faaliyetler damgasını vurmuş durumdadır. (...) İrtica tehdidi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu anda başlamıştır ve bugün de devam etmektedir. (...) T.Cumhuriyeti kurulduğu günden bu güne kadar hiçbir zaman, bu kadar tehditle aynı anda karşı karşıya gelmemiştir.
Anlamı:
Son dönemde (AKP iktidarı ve Org. Hilmi Özkök dönemi oluyor) tüm tehditler Türkiye’ye yağmış, askeri ve sivil önlem alınmamıştır. Hiç bu kadar kötü duruma düşmemiştik.
Org. Büyükanıt: Son yıllarda Türkiye’de “askerin rolü” konusu çok tartışılır olmuştur. (...) Ancak, ön yargılı, bazıları yabancı devletlerce finanse edilen ve sipariş üzerine yapılan, doğru bilgileri içermeyen ve kamuoyunu yanlış yönlendirmekten başka bir amacı ve işlevi olmayan ve bilimsellikten uzak bu değerlendirmeler, üzüntü ve ibretle karşılanmaktadır.
Anlamı:
Askeri, görev yapamaz duruma getirmek için iç ve dış kaynaklı (ABD ve AB oluyor) operasyonlar düzenlemekte, içerde bunların maşaları Türk askerine hakaret etmek için yabancı devletler tarafından destekleniyor, yalan haberler yapıyorlar, Türkiye’de hiçbir yönetici de bunlara dur demiyor, hükümet bunlara dur demiyor.
Org. Büyükanıt: TSK’nin iç siyasetle ilgisi yoktur ve olmamalıdır. Ben, silah arkadaşlarıma, bu konuda hep 1830-1918 dönemi Osmanlı tarihini iyi incelemelerini öneriyorum. (Burada, askerin anayasal 4 temel görevini sayıyor: savaşa hazır olmak, dış tehditlere karşı koymak ve ülke çıkarlarını korumak, üniter yapıyı korumak,anayasanın ilk üç maddesindeki cumhuriyetin temel ilkelerini korumak)
Anlamı:
1830’lu yıllardaki Tanzimat ve Islahat Fermanları ile Avrupalılar Osmanlı gibi bir devi çökertti. Bunları hep medeniyet projesi diye maskelediler. 1918’e gelindiğinde de (1. Dünya Savaşı’nın sonunda), Türkiye’yi işgal ettiler. Siyasi çekişmeler ve askeri hatalar Türkiye’ye sömürgeleşmenin eşiğine getirdi.
Org. Büyükanıt: Belirttiğim 4 hususun hiçbiri, bizim anlayışımıza göre iç siyasetle ilgili değildir ve bu görevler bize yasalarla verilmiştir. Askerin, yasalarla verilmiş görevleri yapma veya yapmama gibi bir seçeneği ve lüksü yoktur.
Anlamı:
Türk Ordusu, bir tehdit gördüğü zaman bu tehdide karşı koyacaktır. İster irtica olsun, ister Anayasa’nın değiştirilemez dediği Cumhuriyet’in temel ilkelerine yönelik tehdit olsun, ister terör, isterse de yurt dışından maskeli tehdit olsun biz buna karşı çıkarız. Bu konularda kimse (iktidar partisi oluyor) bize “ordu siyaset yapıyor” demesin. TSK’nın yönetimindeki komutanlarından hiçbiri “Biz bunu yaparız, şunu yapmayız” diyemez. Çünkü, yasa bunu emrediyor.
Org. Büyükanıt: Şahsıma yönelik iki yıldır süren akıl, ahlak ve yasa dışı saldırılar konusu (...) Bu, Türk Silahlı Kuvvetleri ve laik T.C. düşmanı şer odaklarını yalnız ben değil Türk milleti de bilmektedir ve inanıyorum ki, yakın gelecekte maskeleri düşecek olan bu şer odakları yüce Türk adaleti önünde gereken hesapları vereceklerdir.
Anlamı:
Bana “sabetayist, Yahudi” dediler. Her türlü ağır ve insafsız hakareti yaptılar. İnternet ve cep telefonları ile bakanların gizli telefonlarına bile mesajlar yolladılar. Ben bunları yapanları tespit ettim. Bunlar, kamuoyunun da tahmin ettiği ve dile getirdiği şer güçlerdir. İstihbaratımız iyi çalıştı, bunları tespit etti. Peşlerindeyiz. Şu anda adlarını açıklamıyoruz ama hepsini biliyor ve takip ediyoruz. Yakında adalet önüne çıkaracağız. Cezalarını biz vermeyeceğiz (Son cümleyi resepsiyonda da söyledi). Bunlar maskeli yayın yaptılar, kendilerini Atatürkçü ve milliyetçi olarak gösterdiler ama yakında onların bu maskelerini düşüreceğiz. Aslında düşürdük, yakında kamuoyuna açıklayacağız. Milli-ulusal birliği bozmak için dış destekli bu şer yayınlar ve arkalarındaki baronlar ortaya çıkacak. (Son yazılarımdan birinde, bu şer odaklarını hükümetin organlarının ve Ulaştırma Bakanı’nın ortaya çıkarması gerektiğini, çıkaramazsa ya da çıkarmazsa göreve geldiğinde Büyükanıt’ın ilk işinin bunları ortaya çıkarmak olduğunu yazmıştım.-HC)
Org. Büyükanıt: Çalışmalarımızın güç kaynağını, Atatürkçü Düşünce Sisteminin çağdaş aydınlığı, geleneksel disiplin anlayışımız, silah arkadaşlığı kavramımız ve Yüce Türk milletinin bize karşı beslediği engin güven duygusu oluşturacaktır.
Anlamı:
Unutturulmaya çalışılan ve AB tarafından “resimlerini indirin” denen Atatürk bizim için vazgeçilmezdir. Gericilerin “çağdışı kaldı” dediği Atatürkçü düşünce sistemi çağdaşlık ve aydınlıktır. Bu arada milletimizin güvenine layık olmaya çalışırken, “silah arkadaşlığı” kavramını da canlı tutacağız. (Bir yazımda, dış kaynaklı tahribat çetelerinin, Türk Ordusu’nu içerden yıkmak için “silah arkadaşlığı kavramını yok edin” emri verdiğini vurgulamıştım.-HC)
Org. Büyükanıt: İyi niyetle de olsa, bazı kişiler teoriler üretmektedirler. T.Cumhuriyeti’nin Sevr ile tekrar karşılaşacağını ifade etmektedirler. TSK’nin Komutanlığını teslim almak üzere olduğum şu anda açık ve kesin olarak ifade etmek isterim ki, bazı mihraklar bu tür cabalar ve diğer bazıları da bu tür beklentiler içinde olsa bile, ben milli gücümüzün tüm unsurlarını alt ederek Türkiye’yi yeniden Sevr’e mahkum edebilecek bir gücün mevcut olduğunu veya olabileceğini düşünmüyorum. Türk milleti ve devleti güçlüdür. Hep ifade ediyorum, kendimizi güçsüz görmeyelim. Emelleri ve hayalleri olanlar olabilir. Ancak biz onların bu hayallerini söndürme güç ve kararlığına sahibiz.
Anlamı:
Nereden gelirse gelsin Sevr’e geçit vermeyeceğiz. Bunu isteyenler var, ama hayal görüyorlar. Bunu yakında anlayacaklar. Bazı yerleri ele geçirseler de, milli gücün tüm unsurlarını alt edemezler. Böyle bir güç yoktur. Ordu’nun komutası artık bende. Türkiye’yi kesinlikle Sevr’e mahkum ettirmeyeceğim. (İlk kez emekli değil, görevdeki bir komutan hem de en üst komutan Sevr’i telaffuz ediyor ve böyle bir tehlike olduğunu, izin vermeyeceğini söylüyor)
Org. Büyükanıt: Kıbrıs’ta önemli bir askeri güç bulundurmaktayız. (...) TSK birliklerinin adil ve kalıcı bir barış sağlanmadan Ada’dan çekilmeyeceği, Genelkurmay ve hükümet yetkilileri tarafından açıklanarak devlet politikası haline gelmiştir. Biz de bu politikanın asker olarak takipçisi olacağız.
Anlamı:
Avrupa Birliği “Kıbrıs’tan Türk askeri çekilsin” dese de, önce kalıcı barış sağlanmalıdır. Bu konuda hükümet söz vermiştir ama biz asker olarak bu sözü sıkı biçimde takip edeceğiz. (AKP’nin ilk Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış da, Türk Ordusu’nun işgalci olarak adlandırılacağını söylemiş, Annan referandumu sırasında Türk ordusu aleyhine Kıbrıs’ta AB fonları destekli propagandalar yapılmış, şimdiki Cumhurbaşkanı M.Ali Talat da bunlara destek vermişti.-HC)
Org. Büyükanıt: Zaman zaman yerli yersiz bedelli askerlik gündeme gelmektedir. Bundan büyük bir üzüntü duymaktayım. İnanmaktayım ki bu konu, ana yurdumuzun şehitler veren insanlarını da üzmektedir. Bedelli askerlik ancak, ihtiyaç fazlası personel olduğunda Genelkurmay Başkanlığı’nın MSB’na teklifi doğrultusunda gerçekleşebilir. (...) Hizmet yaptığım süre içinde de, TSK tarafından hiçbir zaman böyle bir teklif yapılmayacaktır. (...) Ayrıca bu girişimlere sebep olanların çabalarını Türk gençlerini askerlikten soğutmak olarak değerlendiriyorum. (...) Herkes kutsal görevine gelsin, gelmeyenleri bu ulus affetmez.
Anlamı:
Ben Genelkurmay Başkanı iken hiçbir hükümet bedelli askerlik uygulaması yapamaz. Bana teklif bile etmesinler. Önümüzdeki iki sene içinde, bu kadar tehdit varken, personel fazlamız olmayacaktır. Kimse gençlerimizin aklını çelerek, askerlikten soğutmasın. Asker millet sıfatı olan Türk milleti, askerlik yapmayanları affetmez, şehitlerimizin de kemikleri sızlar.
Hayal aleminde
boğulacaklar
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 30 Ağustos Zaferinin 84’üncü yıldönümü nedeniyle yayınladığı mesajında, “30 Ağustos zaferi; ülkemizi parçalamak ve milletimizi esaret altına almak isteyen devletlere karşı, tüm olanaksızlıklara rağmen Yüce Türk ulusunun sarsılmaz azmi, yüksek iradesi, vatanseverliği ve kahramanlığı ile kazanılmıştır” dedi. Atatürk’ün bize emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin sorunlarla yüklü çok zor bir coğrafyanın ortasında yaşamak zorunda olduğuna dikkat çeken Büyükanıt, bu durum yakın gelecekte de böyle devam edeceğini söyledi. “Böyle bir ortamın etki alanı içinde olan ülkemizin bugün karşı karşıya olduğu iki ciddi tehdit vardır. Bunlardan ilki, Türk ulusunun birlik ve beraberliğini bozarak bizi içten yıkmayı hedef alan bölücülük ve Türkiye Cumhuriyeti’nin laik ve demokratik yapısını ve çağdaş kazanımlarını ortadan kaldırmayı amaçlayan irticadır” diyen Büyükanıt, TSK olarak iki tehdide de karşı koyacak özgüvene sahip olduklarını ifade etti. Büyükanıt şöyle devam etti: “Çünkü, biliyorum ki, bizleri aydınlık bir geleceğe ve çağdaş uygarlık seviyesine el ele, birlikte götürecek çözüm yolları Atatürkçü Düşünce Sisteminin kendi iç dinamizminde fazlasıyla mevcuttur. Unutulmamalıdır ki, Atatürkçü Düşünce Sisteminin çağdaş aydınlığından ülkeyi çağdışı bir karanlığa çekmek isteyenler, kardeşi kardeşe kırdırarak ülkeyi bölmeye çalışanlar ve bunları destekleyenler yarattıkları hayal âleminde boğulacaktır.”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert ile Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Anıtkabir’i ziyaret etti.
Hulki Cevizoğlu/ Yeniçağ
|