Evrimin Kanıtları Üzerine
Evrim,canlı ve cansız varlıkların değişimini inceleyen en temel bilimdir ve biyoloji başta olmak üzere tüm bilimlere temel oluşturmaktadır.Darwin’in ekoloji biliminden faydalanarak ortaya attığı evrim teorisi,günümüzde modern biyoloji ve populasyon genetiği ile birleşerek modern(sentetik) evrim teorisi haline gelmiştir yani bir başka değişle evrilmiştir
Evrim,canlı ve cansız varlıkların değişimini inceleyen en temel bilimdir ve biyoloji başta
olmak üzere tüm bilimlere temel oluşturmaktadır.Darwin’in ekoloji biliminden faydalanarak
ortaya attığı evrim teorisi,günümüzde modern biyoloji ve populasyon genetiği ile birleşerek
modern(sentetik) evrim teorisi haline gelmiştir yani bir başka değişle evrilmiştir.Öncelikle
şu ayrımı yapmalıyım ki;evrim ile evrim teorisi birbirlerinden farklıdır.Evrim gerçek bir
olay olup,değişimi ifade eder.Eğer bu kavrama itirazı olan varsa bilimle ilgilenmesin,bu
kişiler için mitoloji,din ve felsefe gibi çok çeşitli fantezi alanları var.Evrende değişimin
olmadığı hiçbir yer ve varlık yok,değişim her yerde karşımıza çıkıyor fakat değişimin
olduğu gerçeği asla değişmiyor.Bu da bizim evrim kavramını daha iyi anlamamızı
sağlıyor.
Bugünkü hali ile modern evrim teorisi ise bir çok kanıtla desteklenmektedir.
Yeri gelmişken şunu söylemeliyim ki teoriler kökleşmiş hipotezlerdir yani sürekli yeni
bulgularla desteklenmektedirler,bir takım açıklayamadıkları olaylar olabilir ama bu asla
açıklayamayacakları anlamına gelmez ve yeni bulgularla desteklendikçe bu olaylarda
zamanla açıklanabilir, bu yönleri ile teoriler çok karmaşık bir sisteme benzetilebilirler.
Bugün bende dahil olmak üzere bir çok bilim insanı tarafından kabul edilen modern evrim
teorisi,çok sayıda kanıtlarla desteklenmektedir.Ben bu makalemde bu kanıtlardan
bahsedeceğim…
1.Canlıların Ortak Özellikleri:Bugün biliyoruz ki canlılar solunum,sindirim,boşaltım,
hareket,hücresel yapılı olma,genetik madde taşıma,irkilme,büyüme,gelişme ve üreme
gibi birçok ortak özelliğe sahiptirler ve bu da bizleri tüm canlılarda ki bu ortak özellikleri
gösteren bir ana canlıya götürmektedir bir başka değişle tüm canlı çeşitleri bu ilk organizmadan evrimleşmişlerdir.
2.Fosiller:Evrim süreci boyunca canlılar bir takım izler veya kalıntılar bırakmaktadır ve
halen bırakmaya devam etmektedir.Bu kalıntılara fosil denilmektedir.Bilim insanları buldukları fosiller ile bugünkü canlıları kıyasladıklarında aradaki değişimleri görebilmektedirler.Kısacası fosiller bizlere bir türden bir başka türün oluşabildiğini
göstermektedirler.Paleontoloji bu alanla ilgilenen bilim dalıdır.Örneğin;yaklaşık 300
milyon yıl önce yok olan trilobit,65 milyon yıl önce yok olan ammonit,3.8 milyar yıl önce
Archean ‘da ortaya çıkan ilk canlı olan heterotrof prokaryotu fosiller sayesinde artık biliyoruz.
Ayrıca,bilim insanlarının yaptıkları çalışmalar sonucunda yerkürenin alt katmanlarından üst katmanlara doğru çıkıldıkça bulunan fosillerin daha günümüze yakın ve gelişmiş canlılar olduğu görülmektedir bu da bizlere evrimin basit bir ortak atadan gelişmiş günümüz canlılarına doğru olduğunu göstermektedir.
3.Kayaçlar:Canlı varlıklar gibi cansız olan yerküre ve kayaçlarda değişmektedir yani evrim
geçirmektedir.Jeoloji bilimi,yerkürede meydana gelen bu değişimleri incelemektedir.Jeologlar,paleontologlar,arkeologla r,antropologlar,evrimsel biyologlar ve daha
bir çok bilim insanı bir araya gelerek bilimin gerçekliğinden yararlanarak jeolojik devirleri
belirlemişlerdir.Bizler bu devirler sayesinde evrim olayını daha iyi anlayabiliyor ve dünya
tarihini en doğru biçinde öğrenebiliyoruz.Kayaçlar üzerinde yapılan çalışmalar bizlere hem bu
jeolojik devirleri,hem de dünyanın yaşını belirlemede katkı sağlamaktadır.Yapılan çalışmalar
sonucunda dünyanın yaşı ortalama 4.5 milyar yıl olarak belirlenmiştir.
4.Embriyoloji:Tüm omurgalı sınıflarına ait canlıların(balıklar,kurbağalar,sürüngenler,kuşlar
ve memeliler) embriyoları ilk haftalarda birbirlerine aşırı derecede benzemektedir.Daha sonra
her bir omurgalı sınıfının canlıları kendi sınıf özelliklerine farklılaşmaktadırlar.Buna filogeni(evrim tarihi)nin tekrarı denir.Örneğin;Memeli sınıfına ait bir canlı olan insanın embriyosunda ilk haftalarda tıpkı bir balık embriyosu gibi solungaç yarıkları bulunmaktadır.
Bir başka örnek ise;insanın kalbi ilk başta bir balık kalbi gibi iki odacıklı,daha sonra ki
haftalarda bir kurbağanın ya da bir sürüngenin ki gibi üç gözlü daha sonra ise kendi sınıfı olan memelilerin ki gibi dört gözlü olmaktadır,bu olaylar anne karnında gerçekleşirken bir
doktor bunları ultrasonda çok rahatlıkla görebilir.
5.Biyokimya:İster tek hücreli olun ister çok hücreli,tüm canlılar bir metabolizmaya sahip olup,hücreleri içerisinde bir takım biyokimyasal reaksiyonlar gerçekleşmektedir.Bu reaksiyonlarda enzimler görev alır.Örneğin;bütün canlılarda hücresel solunumun
glikoliz enzimleri ortaktır,enzimler protein yapılı olduğundan ve her bir protein bir gen
tarafından sentezletildiğinden,tüm canlılarda bu olayın gerçekleşmesini sağlayan genler ortaktır,bu da bizlere tüm canlıların ortak bir ata canlıdan evrimleştiğini kanıtlamaktadır.
Bir başka örnek ise;tüm canlılar enerji molekülü olarak ATP’yi kullanır,bu da bizde ilk
canlının da bu molekülü kullandığı fikrini uyandırmaktadır.
6.Biyocoğrafya:Tüm canlılar dünyanın her tarafında bulunmaz.Canlıların dünya üzerindeki
çeşitliliğini,bulundukları coğrafi alanlarda etkilemektedir.Coğrafi izolasyon nedeniyle bugün bildiğimiz kanguru,ornitorenk ve platipus gibi keseli ve gagalı memeliler sadece Avustralya’da bulunurlar ama Afrika’da ki bir fil,maymun,zürafa ve aslan da Avustralya’da bulunmaz.Bu da bizlere türlerin oluşumu,yeryüzünde yayılışı ve evriminde biyocoğrafyanın etkisini göstermektedir.
7.Moleküler biyoloji ve Genetik:Bu alanda yapılan çalışmalar sayesinde organizmalar DNA
baz dizilimlerindeki benzerliklere göre sınıflandırılabiliyor ve insan ile şempanzenin gen
dizilimlerinin birbirine çok yakın olduğu ortaya çıkıyor,bu da bizlere bu iki canlının ortak bir atadan geldiğini ve evrim ağacında birbirlerine çok yakın durduklarını göstermektedir.
8.Anatomi ve Fizyoloji:Evrimi destekleyen bir başka kanıt ise homolog organlardır.
Homolog organlar;kökenleri aynı,görevleri farklı organlardır.Örneğin;insanın kolu,balinanın
yüzgeci ve yarasanın kanadı birbirinin homoloğudur.Yani insan,balina ve yarasa birer
memeli sınıfı canlıları olup,ortak bir kökene sahiptir fakat balinanın yüzgeci yüzmeye,
yarasanın kanadı uçmaya ve insanın kolu ise bir çok aktiviteyi yapmaya evrimleşmiştir.Biz
buna evrimde uyumsal açılım adını veriyoruz ve bunu ilk kez Darwin,ispinoz kuşları üzerinde
yaptığı gözlemler sonucu bulmuştur.Ayrıca bu homolog organlar günümüz modern
taksonomisinde de kullanılmaktadır.Bir başka örnek ise,insandaki 20’lik yaş dişleri.Aslında
bu dişler bir çift büyük azı dişidir ve insanlar ateşi bulmadan önce çok işe yaramaktaydılar
fakat ateşi bulduktan sonra pişirilen besinlerin çok daha yumuşak olması ve ağızda dağılması
nedeniyle bu dişlere ihtiyaç azaldı fakat evrim çok yavaş işleyen bir süreç olduğundan bu
dişler tamamen ortadan kalkamadı,bu yüzden bu dişler ya geç yaşlarda ortaya çıkıyor ya da
bazı insanlarda yaşamları boyunca hiç çıkmıyor.
9.Diğer kanıtlar:
-Wohler 1878’de üreyi sentezlemiştir.
-Koble ilk defa asetik asidi sentezlemiştir.
-Stanley Miller 1953’de ilkel atmosfer gazlarından amino asitleri sentezlemiştir.
-Fox ,amino asitlerden protenoyit denilen bir protein sentezlemiştir.
-Modern evrim teorisinin kurucusu olan Oparin, koaservat adını verdiğimiz hücre öncülerini
sentezlemeyi başarmıştır ve bugün bu koaservatlar çok rahatlıkla laboratuvar koşullarında
sentezlenebilmektedirler.
Sonuç olarak evrim olayının ve modern evrim teorisinin gerek laboratuvardan gerekse
doğadan bir çok kanıtı olduğu görülmektedir
|