Sevdamiz UĞruna Canlar Verdİk Bİz
Bir küçük yürek çarpar varoşların tam ortasında. Çok fakirdir yaşadığı mahalle küçük yüreğin. Hatta öyle ki çoğu zaman günü tek öğünle geçiştirirler. Doğumundan başlamıştır bu minik bedenin çilesi ta ki bu güne kadar. Doktor hatasından dolayı engelli olarak doğmuştur.Şimdi 7 yaşındadır ancak 7 yıl öncesinde DOKTOR AMCASININ!!! Yaptığı büyük hatanın bedelini ödemektedir. Konuşamamakta ve yürüyememektedir. İsteklerini sadece bir kağıt ve bir kalem yoluyla dile getirir. Yani koskoca dünyayı bir beyaz kağıda sığdırır. Bütün bunlara rağmen aşıktır, hemde sırılsıklam aşıktır. Engelini adeta rafa kaldırarak aşık olmuştur KARAKARTALINA.Babasıda Beşikatşlıdır. Zaten baba ve oğlun tek AŞKLARIDIR BEŞİKTAŞ. Baba tüm yokluğa isyan edercesine oğlunu uzaktaki tek tv lu mekana sırtında götürür her hafta . Minik beden her hafta BEŞİKTAŞININ maçı yaklaştığında dünyasını sığdırdığı isteklerini konuşamadığı için yazdığı beyaz kağıdında o gün bir tek renk olur; SİYAH BEYAZ. Bir gün yine KARKARTALLARININ maçı yaklaşır. Yine beyaz kağıda bir şeyler yazar babasına verir. Baba herzamanki gibi siyah beyaz bir kağıt ve altındada Beşiktaş marşının yazılı olduğu bir kağıt beklerken, kağıtta; BABA BİLİYORMUSUN BEN BU SEFALET İÇİNDE YAŞIYORSAM. BEDENİMDEKİ BU ENGELLE DALGA GEÇİYORSAM BUNUN TEK NEDENİ BİRBİRİMİZE VE BEŞİKTAŞIMIZA OLAN AŞKIMIZDIR. Baba duygulanmış başını sallyarak tasdik ediyordur CANINDAN ÇOK SEVDİĞİ OĞLUNU. Anneden de yoksundur, hiç görmediği annesinden. Tek isteği vardır bu acımasız hayattan; birkerecik de olsa BEŞİKTAŞINI inönüde izleyebilmek. Bu isteğinin acımasız hayat için çok fazla olduğunu da düşünmeden edemez. Çevredeki diğer Beşiktaşlılar, Beşiktaş sevdalısının bu durumuna çok üzülürler. Maddi durumları nispeten daha iyidir baba ve oğluna göre. Bir gün bir karar alırlar. mahallenin olgun abisi masaya vurur_ yahu kardeşim biz gidemedik bari şu Beşiktaş aşkıyla yanan üstelik engelini bile bu aşk uğruna tanımayan kardeşmizi gönderelim İnönüye. Garip oğlan hayatının en mutlu gününü yaşar sevdalısısın yanında. Bu teklif kabul edilir edilmesine ama aşılması gereken büyük bir problem vardır; babanın aşılmaz gururu. Biliyorlardır bu parayı kabul etmeyeceğini. Mahallenin olgun abisi bu konuyada el atar kendinden emin bir sesle __ Merak etmeyin kabul edecektir nitekim oğlunun en büyük arzusu söz konusu. Gerçektende mevzu oğlu olunca yerin dibinede girse kabul eder parayı çünkü bilirki oğlunun bu arzusuna ömür boyu cevap veremeyecektir. Yavru Kartal bu olaydan habersiz hafta sonu oynanacak olan BJK maçına nasıl gideceğini düşünür keşke tekerlekli sandelyem olsaydı o zaman babama yük olmaz maçlara kendi çabamla gidebilirdim diye iç geçirir.Tam o sırada babası içeri girer. __Evlat biliyomusun her zaman gittiğimiz kahveyi kapatmışlar KARALKARTALIMIZI İzleyemiycez. Yavru kartalın dünyası başına yıkılır. Ancak bir problem var babası gülümsüyor evet evet gülümsüyor. Babası söylemenin vakti geldi diye düşünür. Evlat gerçekten maçı tv dan izleyemiycez çünkü mabedimizden izliycez. Sana birde sandelye ayarladım… Gerisi dinlemez bile yavru kartal gözleribden iki damla yaş süzülür sevinçten çıldırmak üzeredir. İnanamaz… Yola çıkma vakti gelmiştir hala inanamaz minik yürek hayalinin gerçekleşmek üzere olduğuna. Ve artık semtimize gelmişlerdir baba ve oğul. __Evlat bak burası Beşiktaş. Yavru kartal sandalyesinden herkesi istisnasız aşık eden semti izlemektedir. Kazandan çıkan kAsAbalı gençlerin (çArşı) yaptığı ve sadece tv dan duyduğu tezahuratları dinlemekle meşguldur şimdi…stadın önüne geldiklerinde heyecen katsayısı tavana vurur yavru kartalın sessiz dünyasında. O anda seni düşündüm dün akşam yine tezahuratı başlar. Ölmek ister o an kartalı uğruna. Bir anda bir rüzgar eser. Semtimize aşık olmanın verdiği heyecan ve dalgınlıkla kapalıdan aldıkları bilet uçuverir aslında hayalleri uçuyordur yavru kartalın. Ve bir anlık refleksle yola sürer tekerlekli sandelyesini. Sonuç dehşlet verici; yolun kenarına yığılmıştır minik beden.Babası gelir başına ölmiyceksin dimi kartalımmm söyle ölmiyceksin dimiii söyle bana yavrum ölmiyceksin dimi bak kartal sahaya çıktı kalk nolur kalk bütün herkes hıçkırıklara boğulur. Yavru kartal artık saf bir beyaz kartal oluvermiştir göklere kanat açar Canından çok sevdiği kartalını en yükseklerden izleyecektir artık o anda bütün kapalı var gücüyle haykırır SENİNLE AĞLADIK SENLE GÜLDÜK BİZ SEVDAMIZ UĞRUNA CANLAR VERDİK BİZ SİYAHIN ZİNDAN OLSUN BEYAZ AYDINLIK HERKESE NASİP OLMAZ BEŞİKTAŞLILIK. Baba çaresizdir. yavrusunu semtimizde toprağa verir. Ve artık köyündedir baba 1 ay geçmiştir olayın üstünden. Ama hala ağlamaklıdır gözleri. Alışamamıştır yavrusunun, minik kartalının yokluğuna.. Bir gece yine yavrusunu düşünürken ona bir mektup yazıp duygu yoğunluğunu azaltmaya karar verir (o asla okuyamayacak olsada) Mektuba şöyle başlar acılı baba; Minik kartalım yokluğuna hiç alışamadım be kartalım. sürekli ağlıyorum Sen sevdan uğruna canını verdin. Ama biliyomusun onlar bizi hiç mahçup etmedi çArşımız 2000 kişiyle 50000 kşinin sesini bastırdı. Oysa bir elin parmakları kadardı saraçoğlunu kartal gol gol diye inletirlerken. Bak yine ağlattın beni be kartalım seni çok özledim keşke yanına gelebilsem be canım yavrum. Nolur benide yanına al baba oğul en yükseklerden kartalımzı izleyelim.
|