Kimi Urfalı, kimi Bosnalı, Kimi Adıyamanlı, Kimi Gürünlü, Kimi Halepli çok sayıda yaralı getiriliyor...
Bunlardan biri Lâpseki’nin Beybaş Köyünden ve yarası oldukça ağır.
Zor nefes alıp vermektedir.
Alçalıp yükselen göğsünü biraz daha tutabilmek için komutanının elbisesine yapışır.
Nefes alıp vermesi oldukça zorlaşır ama tane tane kelimeler dökülür dudaklarından.
"Ölme ihtimalim çok fazla... Ben bir pusula yazdım... Arkadaşıma ulaştırın..."
Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur:
"Ben... Ben köylüm Lâpsekili İbrahim Onbaşından 1 Mecit borç aldıydım... Kendisini göremedim. Belki ölürüm. Ölürsem söyleyin hakkını helal etsin"
"Sen merak etme evladım" der Komutanı, kanıyla kırmızıya boyanmış alnını eliyle okşar.
Ve az sonra komutanının kollarında şehit olur ve son sözcüde
"söyleyin hakkını helal etsin" olur...
Aradan fazla zaman geçmez.
Oraya sürekli yaralılar getiriliyor.
Bunlardan çoğu daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit düşüyor.
Şehitlerin üzerinden çıkan eşyalar, künyeler komutana ulaştırılıyor.
İşte yine bir künye ve yine bir pusula.
Komutan gözyaşlarını silmeye daha fırsat bulamamıştır.
Pusulayı açar, hıçkırarak okur ve olduğu yere yığılır kalır.
Ellerini yüzüne kapatır, Ne titremesine nede gözyaşlarına engel olamaz...
PUSULADAKİ NOT:
"Ben Beybaş Köyünden arkadaşım Halil'e 1 mecit borç verdiydim. Kendisi beni göremedi. Biraz sonra taarruza kalkacağız. Belki ben dönemem. Arkadaşıma söyleyin ben hakkımı helal ettim."
* * *
Sizlerle paylaştığımız, Çanakkale zaferinin 92.yıldönümü senesine de tesadüf eden Kuvvai Milliye Dergisi’nin Mart 2007 tarihli ilk sayısında bu destan ile ilgili düşüncelerimi ve duygularımı ifade eden bir yazı yazdım.
Bugünde istedim ki Çanakkale Zaferinde yaşanmış birçok olaydan bir tanesini sizinle paylaşayım. Yukarıda anlatılanı okuyunca ve daha nicelerini, Türk askerinin onurunun, vatan sevgisinin, insanlığının, şerefinin, bağlılığının ve yüreğinin ne kadar yüce olduğunu görüyor insan…
Fazlaca söze gerek yok ..
Yapılması gereken, bugün burada bizlerin var olmasına sebep olan yiğitlerin karşısında aynı onur ve şerefle dik durmak ve bu vatana gerektiği gibi , o zaman şehit olan, Gazi olan, bugünde hala daha güneydoğu’da aynı mücadeleyi veren askerlerimiz gibi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi Türk milletinin sarsılmaz yürek ve bilek gücüyle sahip olmaktır..