1935 senesiydi.Dünyanın bazı yerlerinde olduğu gibi memleketimizin de bazı bölgelerinde yahudiler aleyhine bir hareketlenme ve ayaklanma başlamıştı.
Bu sırada Çanakkale'ye gelen Atatürk'ün huzuruna ısrarla çıkmak isteyen bir musevi vatandaşı muhafızlar bırak istemiyorlardı.
Atatürk ;
- Bırakın gelsin ! dedi
bu musevi vatandaş Atatürk'ün önünde ellerini açtı. Omuzlarını yukarıya kaldırarak; - paşam,bizi kovuyorlar biz ne yapacağız ? dedi
Atatürk bu şekilde önüne atılan bu adamın ne demek istediğini ve kim olduğunu derhal anlamıştı. Buna rağmen sordu ;
-sen kimsin ?
-ben paşam Çanakkale musevilerinden Avram Polto.
-sizi kim kovuyor? Hükümet mi ? kanun mu?polis mi ? jandarma mı ? bana söyle dedi.
bu musevi vatandaş durakladı,şaşırdı,biraz sonra kendini toplayarak cevap verdi; - hayır paşam halk kovuyor.

Atatürk bu adamın yüzüne dikkatli baktı,gülümsedi ve :
- Halk isterse beni de kovar! dedi ve yürüdü..

---- ------

İngiliz kralı VIII.Edward Atatürk'ü ziyarete gelmişti. Dolmabahçe Sarayında bir ziyafet veriliyordu.Yemeğe başladıktan sonra garsonlardan biri yemek getirirken kayıp düştü. Yemekler etrafa saçıldı.Bunu gören Atatürk krala dönerek ;
- bu millete her şeyi öğrettim ama uşaklığı öğretemedim. dedi
---------- ---------------

Bir aralık eğitim bakanı olan Abidin Özmen Bey'e bir gece sofrada Atarüke sormuş;
- Sizin için istifa etti diyorlar doğru mu?
- hayır paşam istida ile gelmedim ki istifa ile gideyim.
------------------------------------------------------------------------
Atarükün bir çocuğun hatıra defterine yazdıkları ;

Kaymakan İbrahim Bey'in oğlu Kemalettin Efendi'nin anı defteri kaliteli kağıttan ve oldukça gösterişli bir anı defteridir. "defteri hatırama yazı lütuf buyuracaklardan bir rica" ile başlayan defterde : "herkese yalnız bir sayfa ayrılmıştır. defterin soluna gelen sayfalara mürekkeple yazılmasını istirham ederim". bu önsözden sonra çeşitli kimselerin yazılarından sonra Atatürk'ün el yazısı ile yazdığı şu satırlar yer almaktadır;
"Oğlum Kemalettin, babanın hakul bir insan,temiz bir asker olduğunu öğrendim. Seni fotoğraflarından mütalaa etmekle fikir beyan etmeye kalkışmayacağım. Babanın verdiği nasihatlar kıymetlidir. Ben yalnız şunu ilave edeceğim. Hatırat defterini başkalarının yazıları ile doldurmaya heves etmekten ise, hayat defterini kendi faaliyet ve fazilet eserlerinle doldurmaya bak."
Gazi Mustafa Kemal
-------------------------------------------------------------------
Atatürk Harp Akademisinden mezun olduğunda staj yeri belirlenene kadar iki arkadaşıyla Sirkeci de bir ev kiraladı. Ve bir akşam arkadaşlarına şunları söyler;
" Siz yalnızca toprak kayıplarıyla meşgulsünüz. ama bunun önemli nedenlerine de bakmak gerekir. tarihimizdeki vahim hataları iyi tespit etmek ve ona göre vaziyet almak lüzumu vardır. Ekonomik durumu,askeri durumumuzdan ve siyasi durumumuzdan ayrı bir durummuş gibi görmek vahim bir hatadır. Avrupa devletlerinin iç vaziyetimize müdehaleleri ve o vasıta ile yürüttükleri siyaset bizi imparatorluğun kaybı tehlikesiyle karşı karşıya getirmektir."

1935 senesiydi.Dünyanın bazı yerlerinde olduğu gibi memleketimizin de bazı bölgelerinde yahudiler aleyhine bir hareketlenme ve ayaklanma başlamıştı.
Bu sırada Çanakkale'ye gelen Atatürk'ün huzuruna ısrarla çıkmak isteyen bir musevi vatandaşı muhafızlar bırak istemiyorlardı.
Atatürk ;
- Bırakın gelsin ! dedi
bu musevi vatandaş Atatürk'ün önünde ellerini açtı. Omuzlarını yukarıya kaldırarak; - paşam,bizi kovuyorlar biz ne yapacağız ? dedi
Atatürk bu şekilde önüne atılan bu adamın ne demek istediğini ve kim olduğunu derhal anlamıştı. Buna rağmen sordu ;
-sen kimsin ?
-ben paşam Çanakkale musevilerinden Avram Polto.
-sizi kim kovuyor? Hükümet mi ? kanun mu?polis mi ? jandarma mı ? bana söyle dedi.
bu musevi vatandaş durakladı,şaşırdı,biraz sonra kendini toplayarak cevap verdi; - hayır paşam halk kovuyor.

Atatürk bu adamın yüzüne dikkatli baktı,gülümsedi ve :
- Halk isterse beni de kovar! dedi ve yürüdü..


Bunu anlamadım...