|
Sponsor |
|
||||
JİLET YİYEN KIZ
o kızı nerede nasıl görsem aklımı başımdan alır ağzı saçları şıra köpüğü desem kaşları bıçak izi kırmızı yakut pulları mı? bu ne görkem kanlı gözbebeklerindeki yazı beni nasıl büyüledi bilmem kirpikleri örümcek kırmızı kızıl demirden bir ünlem salınması yangın yalnızı korkmasam öpmeye eğilsem dişleri elektrik kırmızı çarpılmışım başım sersem sevdim jilet yiyen kızı göğsündeki kumrulara değsem gagaları zehirli kırmızı gece gündüz tek düşüncem kasıklarımdaki ince sızı artık kimseyle sevişemem anladım sevişmek kırmızı jilet yiyen kız merih´li gecem birlikte bulacağız belâmızı sonumuz kuşkusuz cehennem kırmızı kırmızı kırmızı Attila İlhan |
|
||||
HANNELISE
yağmurda çıkıp geleceksin hannelise yağmur gözlerinden çıkıp gelecek bir öğle sonu paris´te hannelise bir kahvede grands boulevards türküsünü çalacaklar paris ve yapraklar sararmış etrafımda seine´e kanat vurup bir rüzgar geçiyor gare d´orleans´da saat şimdi üç diyecek yağmurdan çıkıp geleceksin hannelise gözlerine bakıp sanki mavi diyeceğim sanki çocuk diyeceğim aydınlanacaklar balığa çıkmış bir ihtiyar rıhtımda suya atıp söndürecek cigarasını bir öğle sonu paris´te hannelise bir kahvede grands boulevards türküsünü çalacaklar insan kendisine rağmen yaşayamaz kalbimiz beyaz derken biz siyah diyemeyiz diyemeyiz hannelise sen mutlaka lichtenstein dükalığından bahsedersin yapraklarını döker ıhlamur ağaçları katedralin önünde ben içimde müstesna bir ateş bahçesi donatırım bembeyaz bembeyaz hannelise Attila İlhan |
|
||||
KORKARIM
ay soluk soluğa yıldızlar akla ziyan bir irilikte uzaydan yanmış kibrit kokuları koklasam korkarım koklamasam gizli yılan ıslıklarıyla özsuyu zaptediyor henüz birer iskelet gibi çıplak aşağıdan yukarıya ağaçları çiçekleri uyandı uyanacak koparsam korkarım koparmasam öyle yoğun bir elektrikle çıtırdar ki saçları kim değse tutuşacak dokunsam korkarım dokunmasam gözleri bir yangın başlangıcıdır dudakları kırmızı alarm uğultusu şehre yayılır sokak sokak tutulsam korkarım tutulmasam |
|
||||
PUSUDAKİ
Gece bir anda yıldız Bahçe bir anda çiçek Uzaktan denizin kokusu Karanlıkta kımıldayan böcek İçimi bir anda Aydınlatır mimozalar Bir anda yaşamak yeniden güzel Yepyeni bir aşk Pusuda hazır Attila İlhan |
|
||||
KİMİ SEVSEM SENSİN
her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet sarışın başladığım esmer bitiyor anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli dudakları keskin kırmızı jilet bir belaya çattık / nasıl bitirmeli gitar kımıldadı mı zaman deliniyor kimi sevsem sensin / hayret kapıların kapalı girilemiyor * * * kimi sevsem sensin / senden ibaret hepsini senin adınla çağırıyorum arkamdan şımarık gülüşüyorlar getirdikleri yağmur / sende unuttuğum hani o sımsıcak iri çekirdekli senin gibi vahşi öpüşüyorlar kimi sevsem sensin / hayret in misin cin misin anlamıyorum Attila İlhan |
|
||||
SALI SABAHA KARŞI
salı sabaha karşı telefonla sıçradım ay batıyor / aynalarda giyotin aydınlığı gecenin bu saatinde beni kim arayabilir dizimi uyku sersemi bir iskemleye çarptım kıvılcımlar dizi dizi her yanıma dağılıyor doktor sabiha desem yıllar var konuşmuyoruz kanser diye duymuştum sol göğsünü almışlar şu anda izmir´de midir ne yapıyor kimbilir son defa hastahanenin avlusunda konuşmuştuk steteskobu / beyaz gömleği / soğuk ecza kokusu sesi dargın söyledikleri yorgun ve umutsuz sakın mırç olmasın parmaklarıyla oynayan yerli yersiz aramak onun marifetidir olmayacak şeylerden birden heyecanlanıyor radyodaki parazit / asansörün uğultusu bütün gün korkusunu camlarda görmemek için traş aynasında bırakır gözlerini sabahtan o kadar yalnız ki yabancılarla selamlaşıyor tek başına ne tartışmalar sokaklarda geceleyin ben de tuhafım / nereden aklıma gelebilir mırç çoktan ölmedi mi / genç sayılırdı doğrusu içimdeki şehirlerde demek gizlice yaşıyor ister misin aramak aysel´in aklına essin plaj güzeli aysel´in / istanbul´da bir zamanlar küstah sarışınlığını kristal bir zırh gibi gururla taşırdı / dibinde şimdi rakı şişelerinin her gece olay çıkarıyor / arkasından karakollar tozlu ışıklarıyla karanlıkta bir gemidir polisleriyle küfür kıyamet bana telefon ettiği öksürükten boğularak / suratı bütün ter nerde eski aysel / nerde jeanne d´arc güzelliği içtiği için mi korkar korktuğu için mi içer salı sabaha karşı telefonla sıçradım ay batıyor / aynalarda giyotin aydınlığı gecenin bu saatinde beni kim arayabilir elektrik tozlarının iyice boğuklaştırdığı ses bildiğim bir ses / kimindir çıkaramadım ´ -ben suat´ım / sizi terminal´den arıyorum iner inmez aradım / galiba izliyorlar istanbul çok değişmiş / yalnızım çok yabancıyım gidecek başka yerim yok / korkuyorum Attila İlhan |
|
||||
MEVSİMİDİR
mevsimidir müphem bir meltem yoklar dal uçlarını gizlice ürperir yaseminler körfezde deniz dalgın bilinmez hangi aşktan arta kalmış vahim bir yalnızlığı dinler mevsimidir artık erken kararır sular her biri bir bulut ardına sinmiş yıldızların korular terk edilmiş ağaçlar duman duman yalılar tenha kanlıca ilk yağmurla serinler mevsimidir nedense ölmeye heveslenir insan uzaya bir avuç yıldız tozu gibi savrulmaya rayından çıkmıştır yaşamak bir eskimişlik duygusu nereye baksan gücü yetmez kimsenin kimseyi kurtarmaya çünkü ne güzeller zehir zemberek güzeldir artık ne zehir zemberek çirkindir yeni çirkinler Attila İlhan |
|
||||
YAĞMUR GEMİLERİ
o gemiler ki yağmur taşır gece sabaha karşı birden korkularımıza bulaşır gök gürültüsüyle derinden o gemiler ki yağmur taşır gözümüz kamaşır şimşeğinden o gemiler ki başkalaşır çelişkinin diyalektiğinden gücü çok sonra anlaşılır insana eklediğinden o gemiler ki başkalaşır gelişir değiştirdiğinden o gemiler ki şafağa ulaşır ümitlerimizin ateşinden devrimden devrime yanaşır nasıl da büyür kendiliğinden o gemiler ki şafağa ulaşır bir çığlık gibi bedreddin´den Attila İlhan |