Akşam oldu yine,
Karanlık çökerken kentin üstüne,
Ayaklarım beni sürüklüyor yine
Kırık Çatal meyhanesine.
Ah... ah bu sensizlik yok mu?
Seni unutmak için
Seni içeceğim kadehlerden
Ve yitik umutlarımı
Meze yapacağım içtiklerime.
Doyasıya içeceğim bu gece.
Alkolün uyuşturduğu beynimde
Sisler oluşacak,
Seni hapsedeceğim o sislerin içine.
Umut bu ya,
Haykıracaksın var gücünle,
Boğuluyorum, kurtar beni diye.
Daha, daha içeceğim,
Sisleri daha da yoğunlaştıracağım.
Belki de seni sislerin içinde,
Yitik umutlarımla birlikte boğacağım.
Seni tümden kaybetmenin hüzünü çökecek içime.
Bu kez de yokluğuna ağlayacağım uzun uzun.
Göz yaşlarımı fark edecek sarhoşun biri.
Gelip sarılacak boynuma,
Onun da gözleri yaşlı.
Çökecek yanı başımdaki sandalyeye,
Bağıracak meyhaneciye peltek peltek,
Getir bize bir ufak daha.
Beraber içeceğiz.
Yitikliğimizi, dertlerimizi anlatacağız biri birimize.
Hesabı getirdiğinde meyhaneci,
O özür dileyip gidecek.
Dertlerime dert kattığı dertleriyle birlikte,
Hesabı ödemekte bana kalacak.