|
|
|
Seçenekler |
Teşekkür Edenler: | ||
Sponsor |
|
||||
Öl Benimle İsmihan
Öl Benimle İsmihan
gönüllere vururdu gülümsemeler biz çocuklara ad takarken güzeldik kimi Can'dı, kimi Canan'dı birde gül yüzlü İsmihan vardı ki tüm kainat ona hayrandı o anları düşündüm son güne kadar ah İsmihan, nerede o eski dostlar, nerede dostluklar seni böyle yarım ağızla düşmanların da sorar etrafın sahte yüzlerle dolu, sığınma İsmihan sığınma, seni bu haller yorar gözlerine akşam çökünce şahittir kirpiklerin güneşin hep sabahı beklediği gibi , çizilir sınırlar hangi yola gitsen, hangi yöne dönsen ateşten duvar sığın çiğli şafaklara, sığın İsmihan saçların rüzgar gülü olsa ne yazar sen uykularda, sen suskularda uçan melek ölümü hiçleyerek alıştın hasretlere hüznün hazinelerine sarılarak, kaldın çapraz acıların ateşinde ağla, utanma kendini ele vermekten yazılmış alnına bir kere keder yeliyle savrulan son yaprak sendin, düştün o ağaç, seni yeniden iliştirebilecek mi dalına ağla İsmihan ağla tükenen umutlardan pay kalır mı yarına düşün İsmihan, gülün sürgününe düşen bülbülü düşün kim kimden daha güçlü, kim kimden daha büyük, düşün İsmihan o ıssız derelerde usul usul akıp giden kimsesiz suyu düşün, bir gün bulabilecek mi diye okyanusunu biz, birbirimizi severken, biz, çocuklara ad takarken güzeldik çoğalttık kederleri kendimizde, çocukları ölümlere gönderdik ah İsmihan, kapandı oyunun son perdesi sen artık dolduramazsın senin yerini dağların çöktü, okyanusların kurudu sustu içindeki fırtınalar şimdi son akşam içime kurduğum sunaktan canımdan can koparan İsmihan ölümsüz yaram severse tükenircesine mi sevmeli insan öyleyse öl benimle öl benimle İsmihan Müsade Özdemir Bu mesaj; SÜRREALİST tarafından '24.05.09 - 16:00' tarihinde değiştirildi. |
|
||||
Aşk: Ölüm Kadar Masum Değil! !
Aşk: Ölüm Kadar Masum Değil !!
eskir bir sevdanın gözyaşları masalda dökülmüş Anka kuşunun kanatlarına bir kıvılcım bir uzun ateş ayağında çöl tuzu yan yan bitmiyor ektiği tarlada, hasretin tohumlarıyla bir kız hasadını topluyor denizci sevgilisine, yıllar önce ölen mezarının üstünde otlar soluk ay ışığında ayrılık türküleri söylüyor kulak kesildi gecenin dorukları bir bıçak düştü çığlık sessizliğine, yüreği al’a kesti bir fesleğen öldü, sardunya sararıp düştü hiç kimse duymadı yakarışını kırıldı kanatları, bir serçe köze düştü yüreği delip geçti, kınından çıkan hasret talanlara kurulan saat, ateşten bir taçla kondu kuşlar gibi zamanın akışına durup durup çatladı kabuk kanadı yara hüzün perdelerini çekti gözlerin penceresi ektiği tarlada, hasretin tohumlarıyla bir kız hasadını topladı sırtında sürgün geçmişi, köz tutar gibi tuttu geldi yangınların rahminden, denize ateş düşüren suyun alazıyla ovdu ellerini ne ay ışığı vardı gecede, ne kendine acıma adanış hazırdı yalnızca çözdü yüreğinin palamarını döktü küllerini ... gözlerini kapattılar, yüzünü örttüler ak köpüklerle hiç kimse duymadı küllerin iniltisini biraz düş, biraz gerçek, hayat yalan söyledi Müsade Özdemir Bu mesaj; SÜRREALİST tarafından '24.05.09 - 15:59' tarihinde değiştirildi. |