Ne Mutlu Türk’üm Diyene


Engin denizlerin deriniyiz biz
Bir büyük milletin torunuyuz biz
Bu güzel vatanın yarınıyız biz

Ne mutlu Türk’üm diyene
Hiç kimseden yok yok yok korkum diyene

Edirne, Ardahan obamız bizim
Can Mevlana, Yunus babamız bizim
İnsanca yaşamak çabamız bizim

Ne mutlu Türk’üm diyene
Hiç kimseden yok yok yok korkum diyene

Destanlar yazılan çağlar bizimdir
Ferhat’ın deldiği dağlar bizimdir
Ölen ölsün, kalan sağlar bizimdir

Ne mutlu Türk’üm diyene
Hiç kimseden yok yok yok korkum diyene

Doğruyu yanlıştan ayırmak için
Haklıyı haksızdan kayırmak için
Yoksul yetimi doyurmak için
Bir gece ansızın gelebiliriz

Gelebiliriz canlar, gelebiliriz
Bir gece ansızın gelebiliriz

Kanayan yaralar sarılsın diye
Haksızlık son bulsun durulsun diye
En kutlu hedefe varılsın diye
Bir gece ansızın gelebiliriz

Gelebiliriz canlar, gelebiliriz
Bir gece ansızın gelebiliriz

Çoluk, çocuk, ana, baba, soy ile
Köşe, bucak, ilçe, şehir, köy ile
Davul, zurna, düğün, dernek, toy ile
Bir gece ansızın gelebiliriz

Gelebiliriz canlar, gelebiliriz
Bir gece ansızın gelebiliriz

Ellerinde silahlar köşelere durdular.
Ellerinde silahlar pusuları kurdular.
Ayaz kış gecesinde yiğidimi vurdular.
Kardaşıma kıydılar...

(Nakarat)
Haydi yiğidim haydi!
Söylenecek marşımız.
Ölümden ötesi yok!
Koy dik dursun başımız.

Erciyes`in başını kör dumanlar bürüdü.
Yiğidimin sırtına kırk üç kurşun yürüdü.
Kardaşımın sırtına...

(Nakarat tekrar)

Tabutlara konuldu, fidan gibi can parem.
Cellatlara sunuldu yiğidim, yürek yarem.
Cellatlara sunuldu...

(Nakarat tekrar)

Güneş’in çocukları bir bir toprak oldular.
Başbuğ’un evlatları bir bir toprak oldular.
Döktüler kanlarını al bayrağa doldular.
Verdiler canlarını bize bayrak oldular.
Bize bayrak oldular...

(Nakarat tekrar)

Sevdalıyız biz sevdalıyız
Toprağa, taşa sevdalıyız
Sevdalıyız biz sevdalıyız
Ana, gardaşa sevdalıyız

Edirne’den Ardahan’a
Sivas’taki mızrabına
Erzurum’da dadaşıma
Sevdalıyız

Nakış nakış İzmir’ime
Isparta’nın güllerine
Efelerin zeybeğine
Sevdalıyız,
sevdalıyız be gardaşım biz

Anadolu benim ilim
Hak’ka doğru gider yolum
Duysun bunu sağım solum
Sevdalıyız, sevdalıyız

Sevdalıyız biz sevdalıyız
Toprağa, taşa sevdalıyız
Sevdalıyız biz sevdalıyız
Ana, gardaşa sevdalıyız

Konya’sında Mevlana var
Bursa’sında evliyalar
Dolaşmalı diyar diyar
Sevdalıyız

Halayına, horonuna
Davuluna, zurnasına
Bozlağına, hoyratına
Sevdalıyız

Anadolu benim ilim
Hak’ka doğru gider yolum
Duysun bunu sağım solum
Sevdalıyız, sevdalıyız

Dosta giden yolumuz var
Yağmurumuz, dolumuz var
Milyonlarca delimiz var

(Nakarat)
Dağlarda yavrum dağlarda
Dağlarda canım dağlarda
Dağlarda zulüm dağlarda
Dağlarda ölüm dağlarda

Sevgi dolu yanımız var
Sokaklarda kanımız var
Bir emanet canımız var

(Nakarat tekrar)

Baharımız, kışımız var
Helalinden aşımız var
Eğilmeyen başımız var

(Nakarat tekrar)

Delikanlı özümüz var
Yükseklerde gözümüz var
Verilmiş bir sözümüz var

(Nakarat tekrar)

Ey gözümün bebeği, kara gözlüm can oğul
Yedi cihanda şeref oğul, şan oğul
Son mektubun, son mektubun
Al bayrağa sarılı tabutundan sonra geldi be oğul.
Sen, sen zaten hep böyleydin
İnandığın her zaman aceleci
Bir de selam yazmışsın
Tanıdıklardan helallik istemişsin
Sadece tanıdıklar mı?
Milletçe helal ettik be oğul, milletçe

Anan al yazmasını başına taksın
’’Şehit kızıydım, şehit anası oldum’’ diye
’’Bu bizim toprağımızın mayası’’ dedi
Kahpe kurşuna karşı durup, can verip de
O soysuzlara aman vermediğin
Uğruna toprağa düştüğün
Tabutuna sarılı bayrağı koydu koynuna be oğul

Gözün arkada kalmasın
Kanın yerde kalmayacak oğul.
Sen şehit oldun...
Ardından dimdik durmak ardından kolay da lakin,
Ah, ah hasretin olmasa.

Gayrı dayanamam ben bu hasrete
Ya beni de götür, ya sende gitme
Ateşin aşkına canım yakma çıramı
Ya beni de götür, ya sende gitme

Can sineme vurdun kızgın dağları
Viran koydun mor sümbül bağları
Hüseyin'im geçiyor gençlik çağları
Ya beni de götür, ya sende gitme

Bize gardaş diyenler
Gözümüzü oydular
Yüzümüze gülenler
Sırtımızdan vurdular

Yazdığım dilekçeler
Okunmadı, yırtıldı
Takılan kelepçeler
İsyan etti, kırıldı

Ne planlar kuruldu
Koçyiğitler vuruldu
Analar yavrum diye
Tabutlara sarıldı

Gönlümüzdeki sevda
Alınıp satılmadı
Ne oyunlar oynandı
Bu perde kapanmadı

Bu toprağa nice canlar verildi
Nice koç yiğitler yere serildi
Baba, ana, çoluk, çocuk hep bir bağırdı
Vatan bölünmez, vatan bölünmez

(Nakarat)
Böldürtmeyiz candan aziz vatanı
Sızlatmayız gülüm yerde yatanı
Bize Tanrı dağlı Bozkurtlar derler
Affetmeyiz canım vatan satanı

Nice zaferler bizdedir bizde
Eller tetiktedir, mızraplar sazda
Gençler bağırıyor sırada bizde
Vatan bölünmez, vatan bölünmez

(Nakarat tekrar)

Bu yol namus yolu geri dönülmez
Ezanlar susmaz, bayrak ta inmez
Ağlama anam, ağlama babam
Vatan bölünmez, vatan bölünmez

(Nakarat tekrar)

Kırk dört yılı en başlarda
Seksenlerde C-5’lerde
Hücrendeki tüm taşlarda
Arkadaşın ben olaydım

Her gündüzde, her gecede
Sürgünlerde, işkencede
Yaşadığın her acıda
Mağrur başın ben olaydım

Nağme nağme, fasıl fasıl
Ömür geçti usul usul
Yine esir Kerkük, Musul
Turan düşün ben olaydım

Alperenlik var yapıda
Nöbete dursam kapıda
Ankara’da Beştepe’de
Mezar taşın ben olaydım

Gitti, gitti gelmez
Gitti gelmez
Başbuğ Türkeş gitti
Gelmez
Yüce dava miras bize
Yüce dava miras bize
Gönüllerde Türkeş ölmez
Gönüllerde Türkeş ölmez

Yıllar önce böyle idi, şimdi de böyle
Alnımız ak, başımız dik, yaşıyoruz biz
Oğuz kağan, Alparslan, Fatih’ten beri
Memleket derdini taşıyoruz biz

Bosna-Hersek, Azerbaycan ve Çeçenistan
Unutulmaz Kerkük-Musul, Doğu Türkistan
Yaşanılır, anlatılmaz yavrum bu destan
Dağlar soğuk, ölüm soğuk üşüyoruz biz

Düşman geçmiş karşımıza gülüyor
Dağlarımda çoluk-çocuk ölüyor
Namerdin yaptığı kâr mı kalıyor
Düzen bozuk, düzen bozuk.. Şaşıyoruz biz

Selçuklu, Osmanlı şimdi Türkiye
Dört yanımı düşman sarmış ne diye
Allah, Kitap, Vatan, Millet ve Bayrak diye
En büyük hedefe koşuyoruz biz
Ölmedik, ölmedik yaşıyoruz biz