KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Müzik > Şarkı Sözleri > A~F


A~F


Cevapla
 
Seçenekler
  #11 (permalink)  
Alt 07.09.06, 14:09
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Hedeften Cık!

Beynim dolu bugün; kafam almıyor; sarmıyor!
Düşünemiyorum! İnanamıyorum buna!
Rüzgara kapılan dümensiz gemi gibi beyni kütükler.
Dünya masa başında paylaşan düdükler!
Sana çizdikleri yol sıradanlık tarlası; kurtlar sofrası!
Maymun pazarı! Zincirleri elimde!
Boynunda ölüm saçan yalanlar, yasalar.
İkiyüzlü ahlak, adetlerin kestiği doğmamış çiçekler.
Boyun eğen köleler, piyon olmaya koşan sanal kahramanlar...
Yeri ve zamanı belli olmayan kimliksiz nasırlı eler gezer, geceleri tepeler.
Kurulu bu düzen saat gibi işler: tiki tiki tak tak! Tiki tak tak!
Ucuz dilleri, apış arama uzatılan elleri çürütür sesimi, yerimi ve yurdumu.
Resmimi, yıldızımı geçmişime gömen ben tanıksız bir suçun eli.
Ben, kaosun yenik savaşçısı!
Yalanlar yükseliyor, kapılar kapanıyor!
Dönüş yok, çıkış yok: yok ya benze bize, ya da hedefe meze!
Yalan rüzgarı! İçindekileri kus.
Boyun eğme sınırlara! Sıradanlık ölümdür!
Düğümdür, boynundaki iptir!
Sniper tetiktir; sana çevrilen kimi zaman bu kötektir!
Durma; eskisinden nefret ettiğin kadar,
yeni dünya düzeninden sende nefret et!
Terk et hedefi; zikzak çizerek çık git!
Ayaklarının altında can çekişen otorite olsun sade!
Kan ve gözyaşı Barikat’la gömülsün.
Kimin gücü yeter beynimdeki kaosa!
Varsa yoksa yeraltı! Yer altı bu hayatın gerçek kokusu!
Dokusu yaşamı haykıran pis bir böcek ol!
Bakireden uzak, dur yosmayı dost edin!
Labunyayı kutsa! Kadınlarla tost, ayyaşlarla cost ol!
Önce koru beynini!
Gerçeklere set çeken hocalara parmak çek!
Adı Paris sürgünü, şarabı dik içine!
Çıkar tüm kayıp yollar gerçeğin evine!
Diline hakim olan kolu altın kaplama saray kapısında bekçisi hazır nazır!
Kimin adaleti?
Hınzırca yazılmış masal gibi uyuturmuş bakkalın terazisi!
Gazetesi boyalı sayfalardan korkma!
Bakma; kurttan korkup sürüye dost olma!
Yaşamak için tek, diş ve tırnaklarınla çelikten mevzi kazı.
Başını kaldırdığında durma, zikzak çizerek hareket et!
Demir attığın bu limanı terk et!
Evet!
Karanlık kimi zaman yatakta,
kimi zaman ise boş sokaklarda.
Okyanusta ara, bul; doğan yeni günü.
Geceleri keşfet!
Gecelerde hayat, gecelerde cerahat!
Karanlıkta dolaş; adım adım yaklaş; hedefi üstten aş.
Benim bu saf arkadaş!
Yerinde sayma; dönüp bakma.
Sen yine sen ol; hedef olma.
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
  #12 (permalink)  
Alt 07.09.06, 14:10
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Hiphop Isyandir

Kulak ver müziğe, kulak ver bana
Hiphopın sesidir bu gelen sana
Bu sisli gördüğün apaçık ortada
Arka sokakda boğaz tokluğuna
Köle gibi yasayan biz gençlerin sesi
Hiphopın sesi bu dinle!
arka sokak'dan bu gelen sana; hiphopın sesi bu dinle!
arka sokakdan dinle!
Hiphop isyandır; Hiphop isyan
Hiphop isyandır; Hiphop isyan hey!
Hiphopız biz, arka sokaktan
Gerzek mallar anlamazlar; görmezler sömürülen halkın tümü sefalet içinde
Sefalet içinde kast çakılır; kast çakılır
Umudunu çaldırma arka sokak; kast çakılır
Bil bu özü tozu tüm kozlar sende
Aç gözünü, duy, gör, konuş
isin olmaz kan kokan ellerle
isin olmaz leş kokan kafayla
isin olmaz iki ayaklı hayvanla
isin olmaz; isin olmaz bu dünyayla! Lan angut; keriz değiliz biz; yutturamazsın
masal devi bu, çökecek, bitecek; simdi salan
Hadi sallan, bos kafa gidecek,
Daha sert sallan; sende sallan
Yasam tarzın bu; çat kaşını; anlat
Anlat öküze; anlat isyanı
Anlat düdüğe; anlat hiphopı
Anlat lavuğa arka sokağı
Arka sokaktan hiphop geliyor
Arka sokaktan isyan geliyor
Göze göz, dişe diş hiphop geliyor! Sinik pusuk ve dilsiz olmaya artık paydos, simdi paydos
Gönül ülküsü bu boşa sayma
Yaz dağa tasa; ve de yere göğe
Bilmeyende bilecek biz hiphopçıyız; meydan okuyoruz gözü donen itlere
Bilmeyende bilecek biz hiphopçıyız; meydan okuyoruz örümcek beyinlere
Bilmeyende bilecek biz hiphopçıyız; meydan okuyoruz bölücünün tümüne
Bilmeyende bilecek biz hiphopçıyız; özgür düşünür özgür yasarız.
Alıntı ile Cevapla
  #13 (permalink)  
Alt 07.09.06, 14:10
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Kezban

Gencecik bir afet kız, mahallenin gülü o
Ona Kezban derler.
Neyi bilir, neyi düşler,
Kendisinden başka hiç kimsecik bilmez ama
Cümle alem bilir ki ailesi çok tutucu
topu kurusun o
koca lüküs şehirde mahallesi gecekondu
İçine kapalı bak bahtı kara Kezban’ı
kabus dolu yıllar çocukken karşıladı
Büyüyüp serpilince çember iyice daraldı
Cehennemin ateşi daha büyük büyük yandı
Bütün gözler üstünde, Kezban göz hapsinde
Sağa gitti, sola gitti; ona baktı buna baktı
Hele komşu çocuğu
Mehmet’e yanaşmak düpedüz yosmalıktı.
Süslenip püslenmek, gezmek tozmak olur mu?
Yok olmaz Kezban, tıpış tıpış eve Kezban
Pencereden bile bakmak sana yasak Kezban! Yeter Kezban yeter ha
Koca yıllar gelip geçti .
Yeter deyince kendine
Odasına kapanır hayal kurar Kezban
Zengin bir ailenin kızı oluverir Kezban
Cici mici annesi- bal tatlısı babası
Abisi desen o en yakın arkadaşı
Tıka basa gardrolapı-evi dolu kitap, kaset
Hele güzel kokuları çarşı marşı dolaşır
Babasıyla alır Kezban
Maşşallah!
Boy friand’i Mehmet hemen yanı başında
sarmaş dolaş onunla gezip tozar bütün gün
Çok çok arkadaşı daha ne ister Kezban?
Lüle lüle saçları, inceciktir beli, kısacık eteğiyle
Parti parti dolaşır, kıvırır Kezban
kıvır kıvır dans eden bizim biçare Kezban
Sıçrayarak uyanır.
Kalk kız Kezban! İşte dünürleri ha
Benim güzel Kezban’ı istemeye gelmişler
Burunları kalkık belli yeni sahipleri
Damadı mı? hiç sorma domuz gibi valla
Beterin beteri var dua etti Kezban
50 sinde öküz-ayı montofon değildi
düşmezdi söz hakkı; hiç düşmedi kendine
Çaresizce Memiş’ini yüreğine gömdü
Gözü yaşlı, doğduğuna lanet dedi Kezban
Bir ömrü yandı gitti öbürüde yanacaktı
Bir kafesten diğerine geç geç Kezban
Düğün işte geldi çattı, çeyizini topladı
Kınaları sürdü Kezban, beyazdan daha beyaz
tıpkı beyaz kefen gibi bir gelinlik giydi
Çistak çistak müzik çalan salonların birinde,
sahneye çıktı Kezban,
Aynen diğerleri gibi başladı dans etmeye
Kıvır Kezban kıvır
Kıvır da yavrum kıvır
Sağdan soldan kıvır
Kıvır da Kezban kıvır
Ananı babanı geç geç kıvır
Kıvır Kezban kıvır
Kıvır da yavrum kıvır
Sağdan soldan kıvır
Alıntı ile Cevapla
  #14 (permalink)  
Alt 07.09.06, 14:10
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Magazin Maymunları

Siyah beyaz kopuk filmin dönen makarası.
Karası ve yarası gözlerimde yaklaşan, anlık vuran sahneler.
Kabusum olur, yıkar beni dönüp duran yelkovan.
Yıllar yılı pişirip önümüze konan o, yine aynı maskeler;
gerçeği gizleyen şatafatlı hayatlar!
Yaşadığım bu sokak ve bu köhne mahalle.
Ölümü bekleyen bitik, yitik yüzler!
Yükselen beddualar, aman dilemeler...
Hep biriken kiralar, ödenmeyen borçlar;
devletin yüzüne çarptığı bu faturalar...
Oysa, tek istenilen, önce tok bir karın. Ne fayda eder?
Oyunları unutan nice dilsiz çocuklar!
Fakirin kuruntusu zenginlik avuntusu.
Tek penceresi bu cızırtılı televizyon!
Açıldığında beliren bilindik maymunlar,
kapandığında sırıtan yine aynı mahluklar...
Erkek çocuğunun gönlünde İlhan Mansız yaşar.
Kızlar var ya kızlar, onlar da Hülya Avşar’a tapar.
Kurtuluş reçetesi!
Ekranları dolduran bizim Cüni Arkın var ya;
kafirlere tokat atan, reklamlarda cirit atan,
kolunda da manita.
Bir koyan, ama o, üçün birini alan benim cici başkanım Özal olma sevdasında...!
Sene 91; hatırla o Körfez Savaşı!
Yanlış dünyaya doğan yalınayak bebekler.
Piyon niyetine öne sürülen yine aynı gençler!
Emir veren yine o pili bitik moruklar.
Çirkinlik abidesi kadirist ayaklar;
ana haber bülteni, önündeki rotası.
Bitmeyen bu oyunun yeni kırım noktası.
Meclisin tavanında çiğ köfteyi yoğuran.
Adam gibi oturup konuşamayan o Tatlıses’in, Tuncer’in tayyareden filmleri?
Satılmış kalemlerin kucağına doğan bu yeni kayıp bir nesil?
Sahibidir embesil!
Nina, Mina fark etmez; daha nice genç kızlar!
Kara toprağın bu tek dinmeyen öfkesi!
Şimdi ekmek tekmesi eli kirli tetikçisi.
Rüşvetçisi, bekçisi, Ankara Tiftik Keçisi.
Kafadan da kontak!
Dönmelere lanet eden eli kirli kazmalar, yontulası hırsızlar...
Hepsinin ortasında yitip giden kayıplar,
çöküp giden omuzlar, bükülen bilekler, yarım kalan rüyalar...
Bir koyup üç alan yeni dünya düzeni:
Büyük koy, büyük oyna! Durma yan; dayan!
Sen ol karşı koyan!
Yükselen bu mazlumun bitmeyen cehennemi?
Sarı sarı liralar, magazinde kimler var!
Maymun var! Maymunlar!
Alıntı ile Cevapla
  #15 (permalink)  
Alt 07.09.06, 14:11
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Parmak Cekek

Nice nice çirkin oyunlar; büyük amaçlar;
doğrular yalanlar; dostlar ve düşmanlar...
Dört duvar arasına gömen beni;
elimdeki tek küçük muma bile göz koyan bücürleri silip süpürmek hep istiyorum kuyuya.
Her şeye sil baştan yeniden başlamak için unutmak istiyorum.
Sifonu bugün çekmeyi unuttuğum gibi yine unutmak istiyorum sürü için yaşamayı.
Sadece kendimi olmak bu kısacık hayatta.
Kendim için uyumak, kendim için uyanmak,
kendim için yürümek, kendim için şarkı söylemek bitene dek.
Kendim için dansetmek,
kendim için sevişmek istiyorum sadece bu dünyada yalnız kendim için yaşamak.
Mavi, pembe düşlerim şahlanıyor içimde.
Bir beyaz martı gibi kanat çırpıyorum şimdi.
Gökteki yıldız kadar tek ve hür bir yaşam.
Sınır yok, durmak yok, geriye dönüp bakmak yok;
yarın ama hiç yok.
Bugün sadece bugün yaşanmayı bekleyen yeni güzel oyunlar;
yürünmeyi bekleyen bu yeni uzun yolar;
dokunmayı bekleyen o yanık diri tenler.
Bu ritim, bu müzik, içimdeki bu dans alıp götürür beni yasak kayıp cennete!
Sonsuza dek kavrulan bedenim, bu kurşun gibi vuran ritimle sallanır.
Garip ama gerçek; içimde bir koca sevinç.
Dert yok, tasa yok, çözmem gereken önümde duran bir sorun yok.
Çünkü; İstanbul’un buz kesen boğazına tüm geçmişimi gömdüm.
Koca bir gün! Bugün sadece benim.
Dokunmayı bekleyen bu bedenler artık benim.
Beynimin kapıları sonuna kadar açık, kaçık.
Bir küçük beyaz martı gibi özgür bedenim.
Gözlerim, şahin gibi kollar avını, yakalar!
Bu kışkırtan kokular çeker beni kendine.
Doğan yeni güne dek limon gibi sıkılası son damlasına kadar.
Ateş gibi yanan tenler çılgın saatlere gebe!
Hadi hep birlikte şimdi parmak çekek.
Gençlerden korkanlara parmak çekek;
Cebimizi soyanlara, parmak çekek;
Özgürlükten kaçanlara, parmak çekek.
/ Rap’imize kayanlara, parmak çekek.
Alıntı ile Cevapla
  #16 (permalink)  
Alt 07.09.06, 14:11
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Ses Biraz Artsın

Dün gece o evde yaşananlar acaba neydi? Ne neydi, ne; bir babayı bu hale getiren sebep neydi? Gece yarısı her yeri inleten ve yükselen ses neydi? O ses ekonomik zorlukların yolu tıkanmış yaşamın isyanı! Ama acı; karısını ve çocuğunu döven ezen bir baba! Baba ki trafik canavarından beter. Ezilen çocuk; sindirilmiş eş; yaşamdan kopmuş bir aile! Çare kolay yoldan para kazanarak! Zengin olma, rahat yaşama hayalleriyle kuran işsiz insan. Kendini bulursa kumar, içki, para ile sömüren kalpazandan medet uman! O zaman her şey beklenir ondan; o aciz insandan! bu acizlikler içinde alın teriyle kazanmadan kumarla kazanamazsın hepsi gelir geçer biter sana yaramaz bu para birde bunların ardına hırsını alırsın var ya sana ne desem şebek kılıklı adam ne var sanki çocuğunu eşini şerefli namuslu mert yaşatsan, yaşatsan! Çarpık kentleşme; sorunlu aileler ve çocukları evet çocukları hayat başlar onlar için acı. Düğümün ne başı belli ne de sonu; kanunu, yasası! Hayat onlar için tam bir belirsizlik yumağı. İş bu haldeyken başlar karanlık güçlerin kucak açmaları ve başlar kara kanlı katilin günahları. Eğitim desen, eğitim; sorunlar desen, sorunlar! Kendini yiğit zanneden kahraman Olunur mu insan öldürmekle kahraman? Baştan dur demeli bu tür insanlara. Sonuçlarına katlanıp; palavralar, ağlamalar olmamalı! Soruna baştan engel koyup dur demeli! Daha ne kadar devam edeceksin? Kara kanlı kirli paralarla insan hayatına son vermekle için nasıl kaldırır bunları! Sana sözlerimde teklifim; teklifim: bırak artık bu ayakları. Canına kıydığın insanların yakınları arkada kalır yetim öksüz yavruları. Yok bu yaptıkların, yok kimseye yararı. Çok açık görülür ki senin gibi insanların sonu ya parmaklık arkası yada cehennemdir son durağı! Ses biraz, ses biraz artsın! Tepki yerini bulsun. Karşılıksız kalmasın. Rüya değil gerçekte Refleks! Refleks olanları anlatsın.
Alıntı ile Cevapla
  #17 (permalink)  
Alt 07.09.06, 14:12
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Sokakların Çatısı Yoktur

Barikat:

Maskeler bu hayatın tek geçer yasası.
Yüreğinde yarası var olan insan ancak bilir ası pası.
Bu şehir, hıyanette tek galip, avına hep musahip.
Gerçek niyetini gizleyen parıltılı caddeleri kandırır avını.
Adım adım izler korunmasız bedenleri;
yakasına yapışır bir çıkmaz sokakta.
Gözünü kırpmadan vurur sırtından;
satar yine kendini, satar ruhunu,
eşini ve dostunu üç kuruşluk çıkar için.
Mazlum edebiyatı döndürenler nanay!
Dönüp bakmaz aldırmaz kimse sokaklara;
sokaklarda dönen o kirli dolaplara.
Oysa, gece cehennem gibi çöker üstüne!
Çünkü buz kesen sokaklarda vuran kıran;
sokaklarda kapan.
Sokaklarda gözü dönmüş sapıklar, sokaklarda evsiz barksız çocuklar;
sokaklarda hayatı alınan bu kadınlar.
Nabza göre şerbet verenler,
kendi çöplüğünde kendi şarkısını söyleyenler;
‘Gökyüzü mavi’ diye ayak çeken tipi tipler
masal anlatırlar uyutmak için beni.
Oysa yok; benim boş lafa karnım tok.
Kendi kaderimi kendi boynuma astım ben.
Yıldıramazlar beni;
ben güne tanıklık eden gerçeğin peşinde bir duvar yazıcısı.
Geceyi süpürür hep, gün doğmadan çöpçüler!
Yaşanan bu izler silinir karış karış.
Tarihin çöplüğüne karışır sokaklar!
Bu amaçlar yalan, yaşananlar yalan,
yarınlar yalan dolan, gerçek olan; evet, bugün var olan.
Solan giden her zaman yarım kalan düşler,
yaşanmayan aşklar, ertelenen zevkler, yere düşen umutlar!
Kimi zaman gülüp geçtiğin,
kimi zaman batıp gittiğin sokakların çatısı yok.

Sentez: Çatısız sokak. Gündüz mavi gece siyah.
Derinliğin altında oynanan tiyatro dram.
Zehir saçtılar gram gram.
Belki de benim sıram; belki de senin.
Kiminin cehennemi, kiminin cenneti.
Cinneti yaşatan sokakların illeti, cani!
Geçen giden geceler birbirinden fani.
Ani kopan gürültü bozar sükuneti.

Turbo: Sokakların çatısı yoktur.
Bazıları için hayat bolluktur; sokaktaki için yokluktur.
Kapanmayan yaralar gözleri aralar, elleri kapar, nasihat neye yarar.
Adımı yazdım duvarlarına.
Karanlık sokaklarda belki hayaldi yaşamak;
belki yalanlara inanmak.
Ama acılara katlanmak yaşamaksa bu dünyada,
cehennemi tadarak kapıları aralamak, kırmak, gerçeklere inanmak.
Nerede kaldı insanca yaşamak?
Soruyorum sana kelimelerde ruhuna istila.
İntikam vakti çok yakında.
Mesajım sana; hayal dünyasında yaşayan kafa.
O zaman aman dileme benden;
çıkacak can bedenden:
Mezarında huzur içinde dinlen; mezarında huzur içinde dinlen..

Maho-B:
Gel kardeşim gel.
Çekme kendini geri; bizi anlatan durumlara kapama gözlerini.
Çatısız çocuklar ağlar yağmurlar ıslatırken bedenlerini.
Elerini kırışıklıklar sarar; gencecik yaşta ağlar.
Karalar bağlar gözlerimde umut var.
Sakla sakla samanı; gelir zamanı.
Görürsün Hanya’yı Konya’yı.
İş işten geçmeden, bitmeden;
gelecek umutlar sönmeden, ermeden burada.
Onlara sıcacık yuvada bir tas çorba vermeden susmaz Maho-b, susmaz Turbo, susmaz Barikat.

Halil-B:
Sokak nedir, ne değildir; emin ol iyi bilirim.
35 yıldır sokakta insanlarla birlikteyim.
Örümcek beyinlilere, karanlığadır sitemim.
Arabeske tavır alır; aydınlığa yönelirim.
Yan yana gelirsek güzelleşir dünya bilirim.
Gün Gelecek elbet gelecek; bugün ekilen tohumlar yeşerecek.
Çek baba başı sen; gün gelecek bütün hayallerimiz gerçekleşecek.
Alıntı ile Cevapla
  #18 (permalink)  
Alt 07.09.06, 14:12
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Solup Giden Cicekler

Ruhunu ve dünyayı silip ezip geçen silahlarla korunan,
sınırlarla dolu bir dünyada yaşıyorum.
Soruyorum kimin nesidir neyin fesi?
Dört bir yanı saran yine korkunun tek sesi, tek nefesi.
Çocuklar ağlıyor, bayılıyor kadınlar!
Yine hep yere düşen neden gençler oluyor?
Soruyorum size; neden üstümüze çöken bu kara bulutlar?
Neden düşmanlıklar?
Kırılan bu kalemler, neden bu çiçekler hep solup giden?
Bu mu mutlu, aydın dünya?
Yerin dibine batsın!
Ne kendimce fethetmek, ne de kral olup insanlara hükmetmek; tek isteğim geri dönmek.
İnsan gibi yaşamak ve de yardımlaşmak sadece bu dünyada, i
çimdeki tek yürek, tek dilek.
Ruhumu zehirleyip ellerimizi ayıran, amansız bir kavganın içine atanlar, kin ve intikam dolu lanet bir dünya kurdular.
Vuran vurana, kıran kırana!
Oysa, hepimize yetecek kadar bol su, toprak var bu dünyada.
Evet! İnsanız insan; hayvan değil!
Medeniyet dedikleri yakıp yıkmak değil.
İnsan soyu piyon değil. Sevgi asla uzak değil.
Barış önce içinde! Bizler ise, doğayı dışlamakla başladık işe!
Kendimizi çirkin ruhsuz evlere, kentin beton yığınına hapsettik
Gökyüzünü, toprağın kokusunu unuttuk.
Fethe çıkarken koca dünyayı, insan gibi yaşamayı unuttuk, nefes almayı!
İnsanlık ayıbı iki ayrı dünya bu:
aç, sefil insanlar, gökten bomba atanlar!
Yeteri kadar düşünmüyoruz;
hissetmiyoruz esen rüzgarı, açan çiçekleri, yağan yağmurları, toprak anayı, kuşları, böcekleri ve de birbirimizi.
Oysa, bize gereken tek şey değil kaygı: önce sevgi ve saygı.
Siyah beyaz, kız erkek...
Her birimiz gülen, ağlayan, hayaller kuran.
Bizler bir bardak su içmek için, uğruna öldüğümüz toprağımıza gömülmek için bile para vermek zorunda kalan.
Yetmez; kandırdılar bizleri ve sizleri!
Çıkar için, para pul için, güç için girdik birbirimize!
Yalanları beynimizde! Vaatleri çöplükte!
Hiç biri özgürlük, mutluluk getirmedi;
getirdikleri tek şey cehennemin kendisi insanların efendisi: kan ve gözyaşı.
Savaşa karşı olmak kendine yontmak değil;
savaş cephelerde solan çiçekler değil!
Savaş sokaklarda, savaş evimizde, savaş kendi içimizde.
Uyan doğan yeni güne!
Üstünde esen bu vahşi bir egonun sergilenen çirkin bir oyunu.
Bu vahşi adamlara kanma, amaçları için piyon olma.
Sana, duygularına hükmetmeye çalışıyorlar.
Bizleri namlunun ucuna sürüyorlar.
Aldanma; özgürlüğünden asla vazgeçme.
İzin verme ahmakların çıkıp kendilerini kral ilan etmesine.
Umutsuzluğa kapılma! Bizler yeni bir dünyayı yaratacak güçteyiz.
Bitecek; şiddeti yok ettiğinizde gülecek yüzler!
Alıntı ile Cevapla
Cevapla






© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006