Warcraft hikayesi
Warcraft dünyasının hikayesini anlatacağım. Orcların dünyayı ele geçirmek amaçlı yaptığı en büyük saldırıyı (Warcraft 2) geri teptiren insanlar, Orcları bu dünyaya getiren boyutkapısından geçerek Orcların dünyası Draenora varırlar. İnsanlardan kaçmaya çalışan bir Orc şamanı boyutkapısını açmaya çalışır ve bu dünyanın çok büyük bir kısmının patlamasına neden olur (Warcraft 2: Beyond the Dark Portal). Bu savaşta insanların büyük kahramanları büyücü Khadgar, elf okçusu Alleria, Paladin Turalyon ve komutan Danathın öldüğü rapor edilmiştir. Orcların ise çoğu ölmüş, ölmeyenler Azerothta kalmıştır.
Orclar, aslında bir şeytan grubu tarafından yönetilmektedir. Draenor havaya uçunca, bu şeytanlarla olan bağlantıları kesilmiş, bu yüzden pısırık yaratıklara dönmüşlerdir. Tam bu sıralarda, genç Orc şefi Thrall, halkını yönetmesini söyleyen bir mesaj alır. Orclar, şeytanlardan önce soylu bir gruptular. Orcları tekrar bu soyluluğa eriştirmek isteyen Thrall, esir Savaş Şefi Grom Hellscreamı kurtarır ve uzaktaki antik topraklara, Draenora yola koyulur.
Ateş Lejyonu- yani Şeytanlar- dünyayı ele geçirmenin yeni bir yolunu bulmuşlardır. Efsanevi bir gücü olan Lich Kralını hapsederler ve ona eğer istediklerini yaparlarsa serbest bırakılacağını iletirler. Lich Kralı, besinleri zehirleyen ve bu besinleri yiyen herkesi yaşayan ölülere dönüştüren bir salgın yayar dünyaya. Lich Kralı akıllıdır, Ateş Lejyonunun kendisiyle işi bittikten sonra onu yokedeceğini bilir. Bu yüzden sinsice, zihninin bir kısmını dünyaya yayar ve kendisini kurtaracak birini aramaya başlar.
Prens-Paladin Arthas, arkadaşı ve eski sevgilisi Jaina Proudmoore ile salgını durdurmaya çalışmaktadır. Halkına ne yapıldığını ve durdurmanın imkansız olduğunu gördüğünde, Şeytan Lordu Tichondrius tarafından uzaktaki bir kıtaya, Buz Çölü Northrende davet edilir. Arthas oraya gittiğinde, Tichondriusu öldürüp Undeadlerin istilasına son vermenin tek yolunun bir kılıçtan geçtiğini öğrenir. Kılıcı alır -bu, yakın arkadaşı Muradinin ölümüne sebep olur- ve Tichondriusu öldürür. Kılıç aslında Lich Kralınındır. Lich Kralının kulağına fısıldayıp duran sesi Arthası delirtir. Arthas, yaşadığı yere geri dönüp babasını öldürür. Bu onu hem bir kral, hem de bir Undead -Ölüm Şövalyesi- yapar.
Daha sonra Arthas, Şeytan Lordları için işler yapmaya başlar. Bu sıralarda bir ses duyar. Ses, insanken öldürdüğü bir Ölümbüyücüsünün sesidir -KelThuzad. Arthas, KelThuzadı diriltmek için Elf topraklarına saldırır. Taş üstünde taş bırakmaz, ve KelThuzadı diriltir. KelThuzad, Ateş Lejyonunun Lordu Archimondeu dünyaya çağırır. Archimonde, dünyanın eline geçeceğini anlamıştır. İlk hareket olarak Büyücü Ülkesi Dalaranı yerle bir eder.
Bu sırada, Orc Grubu Kalimdora varır. Burada, çok eski bir ırkla (Tauren) tanışan ve dost olan Orclar, Thrallın ve Gromun liderliği altında gelişmeye başlar. İstenmeyen bir şekilde, bu kıtada Tauren ve Orclardan başka bir ırk daha olduğunu öğrenirler. Ateş Ordusu Lordu Archimonde, Orcları tekrar çılgınlaştırmanın bir yolunu bulur. Grom Hellscream, Thrall tarafından kurtarılır. Grom, kendini feda ederek Orcları bu lanetten kurtarır.
Kalimdorda yaşayan güçlü 3. ırk olan Gece Elfleri ise yaklaşan tehlikeyi sezmişlerdir. Yüksek Rahibe Tyrande, Druidleri tekrar uyandırır ve sevgilisi Furion Stormrage ile tekrar buluşur. Furion, tehlikeyi sona erdirmenin tek yolunun, dünyayı neredeyse yokedeceği için hapsedilen kardeşi Illidanı kurtarmak olduğunu düşünür. Illidan, GulDanın Kurukafasını kullanarak bir yarı-şeytan haline dönüşür. Bu halinde, bir Şeytan Lordu ve büyük bir Undead üssünü yok eder. Furion kardeşinin neye dönüştüğünü görür ve onu bu ormanlardan kovar. Furion, daha sonra Yaşam Ağacını ele geçirmeyi isteyen Archimondea bir tuzak kurar. Archimonde ölür, ve dünya kurtulur (mu acaba?)...
Frozen Throne, bu savaştan birkaç ay sonra başlıyor. Yarışeytan Illidan, suyun altında yaşayan ve Gece Elflerinin uzaktan akrabaları olan Nagaları yüzeye çıkarır. Bu güç ile, Lich Kralını öldürmeyi planlamaktadır. Bu arada, yokolan ormanlarının öcünü almak isteyen Kan Elfleri, hizmetlerini Illidana sunarlar. Arthas ise, krallığında hüküm sürerken, Lich Kralından telepatik bir mesaj alır. Tehlike! Arthas, topraklarını bırakarak, Lich Kralını kurtarmak için yola koyulur.
Frozen Throne, birçok yenilikle geliyor oyuna. Bir sürü yeni harita ekleniyor ve bu haritalar, kesinlikle sanat eserleri. Her ırka yeni özellikler ekleniyor. Bunlardan -bence- en çok yararlananlar Undeadler. Starcrafttan alınma bir özellik verilmiş Undeadlere; dev ve akıllı örümcekler olan Crypt Fiendlar artık Zergler gibi yere girip bekleyebiliyorlar. Her ırka yeni üniteler eklenmiş. Bunlardan en hoşuma giden Gece Elflerine eklenen yaratık -Dağ Devi. Bu yaratıklar, Fantastik Dörtlüdeki Ben Grimmin gri ve dev kopyaları. Taunt (Dalga Geçme) özellikleri sayesinde bir düşmanı kendilerine çekebiliyorlar. İstediklerinde de en yakın ağacı kökünden söküp silah olarak kullanabiliyorlar.
Her ırka yeni bir bina verilmiş; dükkan. Bu dükkan sayesinde kahramanınıza bir sürü eşya alabiliyorsunuz. Frozen Thronela beraber birçok yeni eşya da gelmiş ve bu dükkandaki eşyalar ırklara özel. En büyük özellik ise kahraman bakımından olmuş. Artık her ırk üç değil, dört kahramana sahip. İnsanlar, ateşle büyüyü birleştiren Kan Büyücüsüne, Orclar Troll Avcısına, Undeadler dev bir böceğe, Gece Elfleri ise büyüleri avlamak üzerine olan Sentinellere sahipler. Aynı zamanda, çoğu haritada tavernalar var. Bu tavernalardan, normalde yapamayacağınız Kahramanlar alabiliyorsunuz. Bu kahramanlar gerçekten çok güçlü olabiliyorlar -iyi kullanılırlarsa tabii. Aynı zamanda ortalıkta dolaşan çok daha çeşitli yaratık var artık. Koboldlar bunlardan bir tanesi.
Grafik bakımından, Warcraft yine göz dolduruyor. Yeni birimlerin görünüşleri mükemmel denilebilir, eskilerinin ise daha bir keskin artık. Müzik bakımından bir değişiklik yok, varsa da ben farketmedim ama Undeadlerin müziği her zamanki gibi güzel. Sesler
Düşündükçe katıla katıla gülüyorum. Warcraft serisini oynayanlar veya WC3te yeteri kadar dikkatli olanlar, her birime birkaç kere tıklayınca ne olduğunu bilirler. Birimler cıvıtıp komik komik şeyler söylemeye başlarlar. Frozen Throne da bu geleneği devam ettiriyor. Orcların yeni birimlerinden biri olan Troll Batridera klikleyin bakalım. Hiç abartmıyorum, Ben Kara Şövalyeyim deyip Batmanin müziğini söylemeye başladığında gülmekten gözümden yaş gelmişti. Oyun, bu komik/ciddi havada sizi kendine bağlayıp, siz görevi bitirmeden, 3-4 saat oynamadan bıraktırmamayı biliyor.
|