Gül, türbanı neden operasyondan sonra imzaladı?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Üniversitelerde türban serbestisin sağlayacak Anayasa değişikliğine ilişkin yasayı, TSK'nın Irak'ın kuzeyine düzenlediği kara harekatının ardından imzalamak gibi bir düşüncenin “aklından ve zikrinden geçmediğini” söyledi ve "Hafta sonu olunca normal onayladım” dedi. Gül, herkesin Türkiye'de kardeş olduğunu hatırlattı ve herkesin sakin düşünmesi ve daha anlayışlı olmasını istedi. Gül, çete operasyonlarına da değindi ve "Devletin üstünde hiç bir güç olamaz. Buna müsaade edilmez" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği Başkanı Metin Özkan ve beraberindeki yönetim kurulu üyelerini kabul etti. Gül, Anayasa değişikliğine ilişkin yasanın kara operasyonunun hemen ardından imzalanmasına yönelik eleştirileri yanıtladı. Gül şunları söyledi:
-KİMSE KRALDAN ÇOK KRALCI OLMASIN
“Her yanlışı düzelteyim diye bir çaba içine girmiyorum. Aslında harekatı biz bir gün önce başlattık. MGK toplantısı bitti, o gün 19.00'da başladı. Yani harekat başladı. Askerlerimiz o gün girdi. Ertesi gün, hafta bitiyordu, benim de doğrusu zaten kanatım oluşmuştu. Neticeyi de gördüm. 411 tane milletvekili ki, bunun içerisinde kendileri ifade ettikleri için söylüyorum, bağımsızlar, eski başbakan var. O gün hafta sonu olunca, normal onayladım. Ayrı ayrı mevzular. Ayrıca 'aynı gün bu işi yaptı' diye söyleniyor. Böyle değil. Öyle yazılar yazılmaya başlandı ki, öyle senaryolar… Sanki ben mahsus bekliyorum, mahsus başka tarihlere getirmek için uğraşıyorum falan. O bakımdan, doğrusu biraz herkesi kendi açısından siyaset yapıyor olarak gördüm. Yani hiç aklımdan, zikrimden geçmedi inanın. Ayrıca da, yani Anayasaya göre başkomutan isem bütün bu konulardaki en çok hassasiyeti göstermesi gereken kişi benim. Kimse kraldan çok kralcı da olmasın yani. Öyle aklımdan geçmedi böyle şeyler. Türkiye açık bir toplum, demokratik bir toplum. Bu konuların neticeleri nasıl olur, belli. Mesela neyi ele alıyorsunuz? Hukuk devletinde itirazla olacaktır, çekişmeler olacaktır. Farklı farklı görüşler olacaktır, ama sonunda demokrasilerde bunlar nasıl neticelenirse öyle neticelenecektir.”
-HERKES BU ÜLKEDE KARDEŞ-
Cumhurbaşkanı Gül, Anayasa değişikliği ile toplumda yaşaman gerilime ilişkin bir soruyu da yanıtladı. “Bu konuların bir tarafı olmak istemiyorum” diyen Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Herkes bu ülkede birbirinin kardeşidir. Herkes farklı düşüncede, farklı kılık kıyafette, farklı inançlarda olabilir. Bizi bağlayan şey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak ve bugünkü modern dünyanın değerleri. Demokratik, hukukun üstünlüğü, temel hak ve hürriyetler. Tüm bu konularda bunları da dikkate almak gerekiyor. O açıdan bütün bu konuları daha herkes daha sakin düşünmeli, daha anlayışlı olmalı. Herkes kendisini başkasının yerine koyarak düşünmeli ve böyle sükûnetle gitmeli bu konularda.”
-MEDYAYA BARIŞTIRICI OLMALI-
Medyanın konuyu ele alışına ilişkin görüşlerini de açıklayan Gül, “Sizlerle paylaşmak istediğim başka bir husus da şu olabilir bu bağlamda. Türkiye'nin bazı meseleleri söz konusu olduğunda sizler de bir noktada kamu görevi yapıyorsunuz tabii. Siz sunarken daha heyecanlı sunmak ve daha çok takip edilmek sizin başarınızı gösterir ama öbür taraftan bazı konuların daha sakin bir şekilde ele alınması da ülke açısından daha iyi olabilir. Bunlar çok garipsenecek meseleler de değil. O açıdan belki çok keskin meseleler söz konusu olduğunda onlar sunulurken daha barıştırıcı, daha bütünleştirici sunulabilir. Bu yönde sizler tarafından kamu hizmeti de yapılabilir” dedi.
-DEVLETİN ÜSTÜNDE GÜÇ OLAMAZ -
Cumhurbaşkanı Gül, bir başka soru üzerine de çetelere dönük operasyonları değerlendirdi. Gül, "Devletin kendi otoritesinin dışında hiçbir otoriteye müsaade etmemesi gerektiğini söyledi. Gül, şöyle devam etti :
"Demokrasinin, hukukun yönetiminin güçlü olduğu ülkelerde devlet otoritesinden başka otorite söz konusu olamaz. Bazıları iyi niyetle bile olsa, siz devlet otoritesinin dışında illegal bir otorite kuramazsınız. Çünkü öyle başlar başka bir yere gider bu iş. Maalesef Türkiye siyasi tarihine baktığımız zaman bu tip şeyler çok olmuştur ve bunun zararını Türkiye çekmiştir. Böyle dönemlerde devletin gücü, otoritesi gösterilememiştir maalesef. Tabii ki mahkeme kararları çıkmadan kimseyi suçlayamayız, bir şey diyemeyiz, ama aslında devlet her şeye vakıf olur her dönem. Bazen seyreder bazen de hayır der. Yoksa herkesin her şeyi, bilinir. Bazen üstüne gidilir, bazen üstüne gidilmez. Herhangi bir isim veya şu grup o grup için söylemiyorum. Çünkü, herşeyden önce mahkeme neticeleri ortaya çıkması lazım.İddialar olabilir ama bu iddiaların mahkemeler tarafından tescil edilmesi gerekir. Genel olarak söylüyorum devlet bilir böyle şeyleri. Bazen üstüne gitme kararlılığını gösterir bazen göstermez. Gösterilmesi lazım. Devletin kendi otoritesinin dışında hiçbir otorite müsaade etmemesi lazım, etmeyecek de. Edilmeyecek açık söyleyeyim, ben de devletin başı olarak söylüyorum, bu konularda çok dikkatli olacak güç devletin gücüdür. Devletin resmi görevleridir. Bunun dışında hiçbir güç söz konusu olamaz"
|