Ağlama Küçüğüm
Akşamlar yorgun argın
Yıldızlar bana dargın
Düşer gözüm yollara
El etmez, gül etmez
Senden haber getirmez
Dargın oldum kuşlara
Kar yağar üzerine
Soğuk değer yüzüne
Kal kara kışlara
Karlar yere serilmiş
benim yavrum sürülmüş
Buzdan sarkıp kuşlara
gelir diyorlar, Gözlerim yollarda
dağlar tuzak olur hayınlar pusudadır
Aylar yıllar geçti yavrum gelmez oldu
Yokluğun, cehennemin
İnan, öbür adıdır.
Ağlama küçüğüm, ağlama artık yeter
Ağlama, gözyaşım bana ölümden beter
Böyle gelmiş işte, böyle gelmiş gider
Büyüdün sende, seninde peşindeler
Sanma herşey atsam
Yerin dibine batam
Sana nasıl anlatsam
Deden Dünya’dan göçtü
Hüseyin evden kaçtı
Derin yaralar açtı
Beklenmeyen bir andı
Dert kapıya dayandı
Ah... Ciğerlerim yandı
Dün Hatice’miz doğdu
Fatma gölde boğuldu
Bilsem sana ne oldu?
Anladım, bildim, tamam
Nerede, niçin, neler
Yüce dağlar başında
Kör kuyu içindeler
Kurşunlanmış yüzleri
Tanınmaz biçimdeler
Onursuz törelerin
Umursuz içindeler
Ağlama küçüğüm, ağlama artık yeter
Ağlama, gözyaşım bana ölümden beter
Böyle gelmiş işte, böyle gelmiş gider
Büyüdün sende, seninde peşindeler
Ağlama küçüğüm, ağlama
|