Tekil Mesaj gösterimi
  #1 (permalink)  
Alt 04.09.07, 22:53
savage - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
savage
Genç Baykuş
 
Kaydolma: 20.03.07
Kadın - 31
Mesajlar: 276
Teşekkürler: 0
Üyeye 13 kez teşekkür edildi
Standart +25 korkuunçç tıtreyeceksınızzzzz

BU olay Kayseri Bünyan ilçesi sinirlari içerisinde

yaşanmiştir ki, olayin

kendi Alfred Hitchcock'un meşhur korku filmlerini bile

çok gerilerde

birakir.

Kendisi Bünyan'li olmayan, politika ile de ugrasmis ve

halen Kayseri'de

isadami olan birisi, Bünyan kiyiciginda, Kayseri

Malatya kara yolu üzerinde,

lokantasi olan bir benzin istasyonuna gider ve

orada alabalik la bir ufak raki ister.

Dönüste yürüyüş mesafesindeki Bünyan'a gitmek için

meyhanemsi lokantadan

çikar ki, dişarisi hem zifiri karanlik ve hem de

korkunç bir kar-tipi

firtinasi başlamiştir. Benzin istasyonuna yaklaşik 300

metre mesafedeki

Bünyan'a dönüş için yol kenarina varir.

Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan'a ulaşma

derdindedir. Firtina daha da

şiddetlenir, bir-kaç adim ötesini bile görememektedir.

Gelip-geçen bir araba

da yoktur. Nihayet karanliklar içerisinde, hayalet

gibi yavaş yavaş yaklaşan

bir arabanin farlarini fark eder. Arabanin, tam önünde

yavaşlamasiyla

birlikte hemen arka kapiyi açar ve arabaya biner.

Kapiyi kapatir, araba yeniden hareket eder.

Içeridekilere merhaba demek

ister ama o da ne? Araba da kimse olmadigi gibi,

direksiyonda da kimse yok.

Birden panige kapilir. Korkuyla,hemen arabadan

atlayip, oradan koşarak

uzaklaşmak ister ama hem araba hizlanmiş, hem de korku

ile dizleri

baglanmiş, hareket edemez hale gelmiştir. Araba keskin

bir viraja dogru

yaklaşir. Adam dua etmeye başlar. Tüm günahlari için

tövbe eder. Arabayi

durdurmasi için Allaha yalvarir. Tam bu esnada,

pencereden bir el uzanir ve direksiyonu kivirarak,

sert virajdan arabanin

dogru yola dönmesini saglar. Her tehlikeli dönemece

yaklaştikça, Allah'a

yalvariş ve yakarişi artar ve her seferinde de bir el

dişaridan uzanip,

direksiyonu çevirir. Sonunda kendisini biraz toparlar,

aklini toparlamaya

çalişir, ayaklarini kimildatir.

-Ya Allah koru beni...-

deyip, kapiyi açmasiyla birlikte, kendisini arabadan

dişari firlatir. Bir

kaç takla attiktan sonra, şarampolde kendisine gelir.

Defalarca üç Külfü-bir

Elham okuyarak, Bünyan'a yürüyerek ulaşir ve

kahvehaneye girer.

Üstübaşi islak ve şok halindedir. Kendisini

taniyanlar hemence sobanin

başina alirlar. Eline

bir çay verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip,

sesi titreyerek, başina

gelen doga üstü ve korkunç olayi anlatir. Olayi

dinleyenler inanmak

istemeseler de,anlatan kişinin akli başinda ve

toplumsal sorumluluk taşiyan

bir pozisyonda oldugunu bildiklerinden, herkeste derin

bir sessizlik oluşur.

Yaklaşik yarim saat sonra, ayni kahvehaneye Koyunabdal

Köyü'nden iki kişi

girer. Bir masaya

oturur ve iki duble çay söylerler. Bu arada,

gelenlerden birisi, digerine

şunlari söyler :

















"-Hasan Yildiz baksana, şu sobanin başinda oturan geri

zekali bizim araba

yolda kalinca biz arabayi iterken, arabaya binip inen

adam degil mi?"
Alıntı ile Cevapla
Teşekkür Edenler:
Sponsor