"Eğer bir suç işlediysem, yargı var. Ama suç yoksa ne olacak. Bir yazar olarak görüşümü ortaya koydum. Kendi üslubumla koydum. Başbakan bu cevabı verdi. Edep dışı diyor yazım için. Edep dışı bir şey yok ki. Böyle söylemesi edep dışı oluyor aslında. Türkiye Cumhuriyetinde herkesi kucaklama ihtimali olan bir aday çıkarmak yerine böyle yapıyor. Bana vatandaşlıktan çık diyor. Nereye gideceğim. Şu an Ayvalık’tayım. Benim takada yarım depo benzin var. Onunla Midilli’ye kadar gidilir mi bilmem. Bir defa Midilli’ye gitmeyi denemiştim. Gittim gittim, bir plaja geldim. ’Midilli’ye geldim’ diye seviniyorum. Kıyıya yaklaştım. Baktım Türkçe konuşuyorlar. ’Neresi burası kardeşim’ dedim. ’Altınova’ dediler. Plaj da yüksek kumaşlarla çevriliydi. Meğer Erbakan’ın plajına çıkmışız."
İşte kızdıran sözler
BEKİR Coşkun’un, Hürriyet’teki köşesinde 15 Ağustos’ta "O benim ’ cumhurbaşkanım’ olmayacak" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle: "...Doğrusunu isterseniz "Göbeğini kaşıyan adam"ın zaferidir bu. Taa genel seçimlerde kararı o verdi. Çocukları için aydınlık Türkiye isteyenler meydanlara dökülürken, o uzakta bıyık altından güldü, göbeğini kaşıdı ve dinci devletin yolunu açtı... Abdullah Gül tam ona göredir. Zaten onun cumhurbaşkanı olacaktır. Benim değil..."