Tekil Mesaj gösterimi
  #1 (permalink)  
Alt 11.07.07, 13:15
kasvet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
kasvet
red
 
Kaydolma: 10.01.07
Erkek - 34
Mesajlar: 6.935
Teşekkürler: 260
Üyeye 945 kez teşekkür edildi
Alarm! yakında ewimizde özelleşir... (aq)

Kalbinizi hiç tanımadığınız bir yabancının avuçlarına bırakabilir misiniz? Türkiye'de bankaların satılma sürecinde bu ülke adına herkesin bu soruyu kendine sorması gerekiyor…

Türkiye'nin bir hücre gibi faaliyet gösteren üretim motorlarına kan pompalayan, devletin borçlanmak için ilk başvurduğu kurumlar; bankalar satılıyor.

"Para vücutta dolaşan kan gibidir" der Prof. Dr. Osman Altuğ… Hükümet inanılmaz bir aymazlıkla kan akışını yabancıların kontrolüne bırakıyor.

Bir yağmadan farksız olan özelleştirme sürecine paralel olarak bankalar da el değiştiriyor, yabancılaşıyor. Bankacılık sisteminin en yetkin ismi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin'in uyarılarına rağmen satış sürüyor.

Ne diyor Tevfik Bilgin; " Bankalar Birliği Başkanı'nın "mister bilmem ne" olmasına alışamam." BDDK'nın Yönetim Kurulu Üyeleri özellikle Yunan bankalarına yapılan satışlarda kalemlerini kırıyor! Tevfik Bilgin BDDK'nın başında "yalnızlaştırılıyor"

Nasıl mı?
Bilgin'in bu açıklamalarına bu ülkenin ekonomik bağımsızlığını en çok düşünmesi gereken kişi, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan yanıt veriyor; " Bizim banka satışlarında bir sınırımız yok"

Sınırı olmayan Sayın Babacan'a, bu ülkede satış ve yağma sürecinin de bir sınırı olduğunu hatırlatmakta yarar var.

Cari açığı Cumhuriyet tarihinin rekor seviyesine taşıyan AKP hükümeti bu açığı finanse etmek için ne varsa satmaya kararlı. Cehaletleri, Türkiye'yi uluslar arası bir oyunun tam kucağına oturttu. Bu nedenle tehlikeyi görseler de yabancı bankaların Türk bankalarını satın almasına ses çıkaramıyorlar. Tersine önlerindeki tüm engelleri kaldırıp, aykırı tüm sesleri susturmaya çalışıyorlar.

Bu nedenle BDDK Başkanı yalnız… Bu nedenle büyük bir küresel oyunun hamleleri için Türkiye'ye akan milyarlarca doların karşısına bir tek adamın set olması düşünülemez…

Hepimizin gözleri önünde Türkiye diz çöktürülüyor. Türkiye uluslararası tekellerin insafına bırakılıyor. Dünyanın en geri kalmış ülkelerinde bile görülmeyecek sorumsuz bir yönetim, pervasızlık, durumu idare etme, sorunları öteleme çabası var…

Peki AKP içinde bu kuşatmayı görenler yok mu? İşte yanıtı…

Bakın partinin önemli isimlerinden Prof.Dr. Nevzat Yalçıntaş ne diyor; "Her şey para değil… Satmakla değil, yapmakla övünelim… Türkiye'de bankacılık özelleşmiyor, yabancılaşıyor… Türk finans sektörü dış ekonomik odakların eline geçiyor. Yunan sermayesine sattın "oh el ele verip çalışacağız" diyemeyiz. Bu şirketler ülkelerinin dış politikalarına da hizmet eder"

Daha ne söylenebilir?

Şubat 2001 krizinin ardından İMF'nin talimatıyla bankacılık sisteminde başlayan "ayıklama" sektörün yabancılaştırılmasıyla devam ediyor. Birkaç milyar dolarla yurttaşların katrilyonlarca lira birikimini kontrol edecek şirketler, Türkiye'de hangi sektörün gelişip hangisinin yok edileceğine de karar verecek. Üretim hücrelerimize yabancılar yön verecek…


Büyük zorluklarla yaratılan kamu değerleri birer birer "özelleştirme" adı altında yabancılara peşkeş çekildi. Yandaş şirketler de bu süreçten nemalandı…

Şu ana kadar Türk Bankacılık sisteminin yüzde 40'ı yabancıların kontrolüne geçti.

Bir sonraki adımda Türk özel sektörü, kaymağı en bol olandan başlayarak yabancı şirketlerin eline geçecek…

Ekonomiyi yabancılar yönlendirecek…
Ekonomisi kontrol edilen bir ülkenin ulusal politikalar yaratması ve uygulaması mümkün mü?


Eskiden savaşlarda kanla canla savunulan kaleler birer birer düşüyor… Başbakan Erdoğan ve Bakan Babacan, küresel efendilerin zavallı ülke liderlerine dayattığı ezberi dillerinden düşürmüyor; " yabancı sermaye gelmeli, çocuklarımız aç mı kalsın!"

Bu ülkede eli kalem tutan, perdelemeye rağmen haberleri takip eden herkes Türkiye'ye gelen yabancı sermayenin yatırım yapmak yerine, hazır kurulu değerleri satın aldığını biliyor, görüyor…

Siz kimi kandırıyor, kimlerin sözcülüğünü yapıyorsunuz?


İşte satılan bankalar:
Bankacılık sisteminin şu ana kadar yüzde 40'ı yabancıların kontrolüne geçmiş durumda… Sektörün yabancılaşması Türkiye'nin bağımsız politikalara da veda etmesi anlamına geliyor.

İlk olarak Demirbank HSCB'ye satıldı…

Zorlu Grubuna ait Denizbank'ın yüzde 75'i; Belçika Fransız ortaklığı olan Dexia Banka 2.5 milyar dolara satıldı.

Doğan Grubu'na ait Dışbank'ın yüzde 90'ı, Hollanda Belçika ortaklığı olan Fortis'e 880 milyon avroya satıldı

MNG Holding'e ait, MNG Bank'ın yüzde 91'i Lübnan'lı Hariri ailesine ait Bank MED'e 160 milyon dolara satıldı.

Sabancı Holding'e ait AKBANK'ın yüzde 20'si 3.1 milyar dolara CİTİBANK'a satıldı

Yapı ve Kredi Bankası'nın TMSF'ye ait yüzde 57,4 'ü Koç-unicredito ortaklığına 1 milyar 182 milyon avro'ya satıldı.

Doğuş Grubu'da ait Garanti Bankası'nın yüzde 25.5'i 1.5 milyar dolara General elektrik'e satıldı


C Bank İsrailli Bank Hapolem'e, Şekerbank, Kazakistanlı Turan Alem'e, Türk Ekonomi Bankası Fransız BNP Paribas'a satıldı. Son olarak Oyakbank'da İngiliz Standart Bank ile anlaştı.

''Bankalara Yunan ilgisi"
"
Yunan bankalarının Türkiye'de hızla büyümesi ise, banka satışlarının en tartışmalı konularından biri… Sitebank'ın yüzde 100'ü Yunan Novabank'a satıldı. Ardından Tefken Grubu'na aitTekfenbank'ın yüzde 70'i 185 milyon dolara Yunan EFG Eurobank'a satıldı. İşadamı Tuncay Özilhan'a ait Alternatif Bank'ın yüzde 50 si de 435 milyon dolar karşılığında Yunan Alpha Bank'ın oldu…

Türk bankalarının yabancılara satış sürecinde en çok dikkati ise Finansbank'ın satışı çekti. İşadamı Hüsnü Özyeğin'e ait Finansbank'ın yüzde 46'sı 2.3 milyar avro'ya Yunanistan'ın en büyük bankası National Bank of Greeece'e satıldı.

by red
ATAMIZ BU VATANI BİZE EMANET ETTİ:::
Alıntı ile Cevapla
Sponsor