Tekil Mesaj gösterimi
  #1 (permalink)  
Alt 13.01.11, 16:55
varoluscu06m - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
varoluscu06m
Yavru Baykuş
 
Kaydolma: 13.01.11
Erkek
Mesajlar: 5
Teşekkürler: 0
Üyeye 1 kez teşekkür edildi
Standart Porno ödev-Hakkı Yırtıcı // RADİKAL İKİ

09/01/2011

Derdimiz anlamak değil, sadece kendi içimizdeki pornoyu anlatmak. Herkes anlamak yerine anlatmayı tercih edince de olay magazin oluyor


Bugünlerde Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde bir öğrencinin hazırladığı porno ödev gündemi değiştirdi. Bir anda şehvetli bir şekilde bu konuyu konuşmaya başladık. Herkesin kendi refleksleri ve değerleri var. Herkes hem haklı hem de yalan söylüyor. Ama aslında hiçbirimiz esas olarak ne hakkında konuştuğumuzu değil, bu olay üzerinden kendimizi ve tarafımızı tanımlamakla meşgulüz. Ama bir türlü hem birey hem toplum olarak bir şeyleri tanımlayamıyor, oturtamıyoruz. Söz konusu, en temel insan içgüdülerinden biri, şehvet olunca akıl ve duygu yetersiz kalıyor. Aklımız karışıyor, duygularımıza yenik düşüyoruz. Derdimiz anlamak değil, sadece kendi içimizdeki pornoyu anlatmak. Herkes anlamak yerine anlatmayı tercih edince de olay magazin oluyor.
Tüm anlatılanlar, ucuz bir diyalektikle, porno iyidir ya da kötüdür, insan erdemli ya da özgür olmalıdır diye ikiye ayrılıyor. Muhafazakar kesim örf ve adetlerimize, yani toplumumuzun hazır verili olduğunu düşündükleri değerlerimize referansla “hizaya gelin” diyor. Özgürlükçü kesim de insanın yüceliğine, düşüncenin sınırsızlığına dayanarak, “hayır siz bizim hizamıza gelin” diyor. Her ikisinde de aşkın kavramlar, inanç ve her ikisinde de hizaya çekme yani insanlara ne yapacaklarını öğretme arzusu var. Ama esas olarak her iki kesim de aynı yalanı söylüyor, “benim dediğim doğru” diyor. Hatta özgürlükçü kesim daha çok yalan söylüyor; muhafazakâr kesime “biz sizin inancınıza saygılıyız, siz de bizim özgürlüğümüze saygılı olun” diyor. Muhafazakâr kesim en azından daha az yalan söylüyor, en azından kıvırmadan, “hayır bu bir özgürlük meselesi değil, porno kötüdür” diyebiliyor. Ama ortalıkta halen bir sürü yalan var. Bu kadar yalanın arasında mutlak doğru diye bir şeyin hayatın içinde olamayacağı unutuluyor.

Ödev hakkında
Hayatımda hiç porno film çekmemiş ve porno filmde oynamamış, sadece seyretmiş biri olarak porno hakkında hiçbir fikrim yok. Ama zamanında, bir öğrenciyken, ödev hazırlamış ve şimdi de bir akademisyen olarak ödevleri değerlendiren biri olarak, sadece ödev hakkında konuşabilirim. Ödev konusunu bilen, porno konusundaysa ancak birtakım çıkarsamalarda bulunabilecek biri olarak yazıyorum.
Ödev, birinin birisine zorla sorumluluklarını yerine getirtmesidir. İki insan arasındaki iktidar ilişkisidir. Ve doğası gereği, ödevi hazırlayan hazırlatana içten içe kızgındır. Sınırları zorlamak, hazırlatana başkaldırmak ister. Ödevi hazırlatan da ödevin kendi çizdiği sınırlar içinde kalmasını, kendi iktidarının sarsılmamasını ister. Ödevi hazırlayan da değerlendiren de bu reflekslerle davranır. Bu nedenle iki taraf da tedirgindir.
Bu tedirginliği mümkün olduğunca açalım. Hangimiz okulda hocamıza bir porno ödev verecek olsak tedirgin olmayız ki?
Bırakın pornoyu, kendi çocukluğumuzda hocamızın istediği ödevi hazırlarken bile “iyi mi kötü mü oldu, dersten geçebilecek miyim, geçemezsem babam ne der” diye tedirgin olmadık mı? Ödevi değerlendiren de bu duygudan muaf değil. Hatta ödevi hazırlatan daha tedirgindir. Bir yandan adil, tüm ödevlere eşit davranmak zorunda hisseder. Adil olmazsa öğrencinin saygısını ve sevgisini yitirme yani iktidarını kaybetme korkusunu hisseder. Bunun böyle olduğunu biliyorum çünkü her dönem not verirken bu duygumu kendimden saklamak için çok uğraşırım. Bir yandan ödevini tam, benim öğrettiğim gibi yapan öğrenciye “aferin” der ama içten içe sınırları zorlamadığı, iyi çocuk olduğu için kızarım. Sınırları zorlayan öğrenci ise daha çok tedirgin eder beni. Çünkü bana, benim sınırlarımı gösterir, benden iyi olabileceğini ispat etme tehlikesi vardır. Bildiğim şu: İyi bir hoca, öğrencisin kendisinden iyi olabileceğini bilen hocadır. Ama emin olun ben de bu dehlizlerde çok süründüm ve her iki tarafta da oldum. Yani ortada taraf olunacak bir yan yok, hiç de olmamıştı zaten. Sadece duygular var ve onlar da bir o yana bir bu yana sallanırlar. Hangimiz birine “seni seviyorum” derken en derinlerde “acaba o da beni, benim onu sevdiğim kadar çok seviyor mu” diye düşünmedik, tedirgin olmadık. Yani etrafta hem bireysel hem toplumsal çok duygu var; suçluluk, korku, tedirginlik, utanç. Ve duygunun olduğu yerde yalan vardır. İnsan bir türlü kendine samimi olamaz, hislerini itiraf edemez.
Şimdi olaya bu örnek içinden bakmayı deneyelim. Muhtemelen porno ödevini hazırlayan da oynayanlar da ne yaptıklarının farkında değiller ama hissediyorlar. Suçlanacak hiçbir yanları yok. Basından öğrendiğim kadarıyla kadın oyuncu kabul ediyor ama ilk erkek oyuncu son anda korkup kaçıyor. İkinci erkek oyuncuyu kadın oyuncu beğenmiyor. Sonunda üçüncü erkek oyuncu ile beraber önce çay içiyor ve beraber oynamaya karar veriyorlar. Yani ortada isteme istememe, beğenme beğenmeme var; duygular var. Porno filmde ise oyuncuların bu tür tercih ve istekleri olmadığını düşünüyorum. Onlar sadece bu dünyanın talep ettiği şehveti yeniden üretirler. Bu şekliyle bu ödev, porno olamaz.

Hocalara gelince
Şimdi diğer tarafa, ödevi hazırlatanlara bakalım. Belli ki onlar daha tedirginler. İktidarlarının arkasında duramamışlar. Duramamışlar çünkü bu ödeve diğer ödevlere davrandıkları gibi adil davranamamışlar. Diğer ödevler tüm öğrencilerin önünde, jüri yapılarak değerlendirilirken korkmuşlar ve önce “eksik” not verip sonra sadece kendi aralarında değerlendirmişler ve “D” verip şartlı geçerle değerlendirmişler. Neyin şartı olduğu konusuna girmeyeceğim bile. Öğrenciye önce “evet yapabilirsin” demişler sonra da korkmuşlar ve geri çekilmişler; yalan söylemişler kendilerine.
Daha başka yalanlar da var. Televizyonda bir kanal “Bilgi’de porno skandalı” diye bir magazin programında haber yaparlarken, altta da oyuncu kadının resimlerinin bulunduğu internet sitesinin adını geçti. İfşa ettiler, teşvik ettiler, önce haberle iştahımızı kabarttılar, sonra da “şehvetinizi bu siteye bakarak dindirebilirsiniz” dediler.
Bu konuda Türk pornosunun yıldızı Şahin K., porno film yapan / oynayan biri olarak “bu porno değil, ödev” dedi. Ben de ödevi bilen biri olarak Şahin K.’ya sonuna kadar katılıyorum: “Bu ödev, porno değil”.
Bu iki taraflı bakış açısıyla sorunların çözülemediğini toplum olarak çok iyi biliyor, sürekli içinde yaşıyoruz. Amacım burada üçüncü bir yolun hizalarını çizmek değil, herkesi kendi üçüncü yollarına davet etmek. Bunun için de herkes evine gittiğinde, uykuya dalmadan ve zihnin kendini bırakmadan önceki o sihirli anda kendi üçüncü yolunu hissetsin.
Son bir şey daha: Aslında şu an bu yazıyı yazarken, düşüncelerimi kendime ve diğer insanlara ifşa ederken, kendimi çok pornografik hissediyorum.

HAKKI YIRTICI: Kültür Üni., Mimarlık, öğretim üyesi

Eminim, bu geçen haftaya damgasını vuran olay, sizin de gündeminize bir şekilde gelmiştir.Ne düşünüyorsunuz?

Elbette, Radikal'de böylesi tatlı yazıları okuyan bir birey, daha farklı düşünecektir? Neler dersiniz?
Alıntı ile Cevapla
Teşekkür Edenler:
Sponsor