Nagihan Karabulut çileden çıktı, masaya vurdu "Ne kimyası lan?" diye bağırdı.
Münevver Karabulut cinayetine ilişkin Cem Garipoğlu, babası Mehmet Nida Garipoğlu ve annesi Tülay Makbule Garipoğlu'nun da aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Habib Kurt, Mehmet Karakayalı, Ahmet Batur, Tülay Makbule Garipoğlu, Hayyam Garipoğlu, Mehmet Nida Garipoğlu ve tutuklu sanık Cem Garipoğlu katıldı. Siyah takım elbise giyen Cem Garipoğlu'nun kilo aldığı görüldü.
Münevver Karabulut'un annesi Nagihan, babası Süreyya ve kardeşi Enver Karabulut ile taraf ve sanık avukatların da hazır bulunduğu duruşmada 6 tanık ifade verdi.
Duruşmada dinlenen tanık Mehmet Ceyhan Benice, Beylikdüzü'nde taksicilik yaptığını belirterek, olay günü telefonla taksi istendiğini ve sıranın kendisinde olması nedeniyle söylenen yere gittiğini anlattı.
Taksici Benice, şunları kaydetti:
"Söylenen yere gittim, ancak önce çağıran kişiyi bulamadım. Telefonla görüşmem oldu. Bu arada telefonla konuşurken gördüğüm birisi taksi çağıran kişi olduğunu söyledi. Bahçeşehir'de Yıldızlar Kolejinin önünde durdum. Burada omzunda gitar olan biri vardı. Az ileride de bir bavul gördüm. Taksinin arka kapısını açtı ve gitar kutusunu arka koltuğa koydu, bavulu da bagaja koymak istedi. Ben bagajın kapısını açtım, ancak sanık bavulu kaldıramadı. Ben yardım ettim ve bavulun ağır olduğunu ima ettim. O bir şey söylemedi. Etiler'e gideceğini söyledi. 'Nereden gidelim' diye sordum. TEM'den gitmek istedi. Yolda müşteri sohbetleri yaptık. Bir gün sonra Rusya'ya gideceğini ve babaannesiyle vedalaşacağını söyledi. Etiler'e geldiğimizde babaannesinin oturduğu yeri gösterdi ama aracı daha ileride durdurttu. 'Niye burada duruyoruz, biraz ilerlerdik' dedim. O da 'Para verdiğimi görmesinler' dedi. Arabadan indi, bavulun bagajdan çıkarılmasına yardım ettim. Gitar omzundaydı, tekerlekli bavulu da çekerek sokağa doğru gitti. Sanık olay günü yalnızdı."
Müdahil vekilin talebi üzerine soru sorulan Benice, "Sanık benimle konuşurken, gayet sakindi, herhangi bir heyecanlı durumu yoktu, hatta sohbet ederken gülüyordu" diye konuştu.
TEK KİŞİ TARAFINDAN KULLANILAN BİR TESTERE SATTIK
Tanık İzzettin Babat da testerenin satıldığı nalburda satış elemanı olarak çalıştığını ifade ederek, olay günü Cem Garipoğlu'nun öğleden sonra mağazaya gelerek, testere almak istediğini anlattı.
Babat, Garipoğlu'na hangi amaçla kullanılmak üzere testere almak istediğini sorduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Herhangi bir şey söylemeden 'testereleri görmek istiyorum' dedi. Ben de testereleri gösterdim. 'Pala' diye tabir ettiğimiz ağaç kesiminde kullanılan testereyi gösterdim. Sadece testereyi aldı, kasaya ödemesini yaptı ve gitti."
Müdahiller vekilinin talebi üzerine soru sorulan Babat, şunları söyledi:
"Normalde sattığımız şeyleri poşete koyuyoruz. Ancak testere poşeti kesmesin diye sanığa verdiğimiz testereyi gazeteye sararak beyaz poşete koyduk. Sanığa iki testere gösterdik. Biri aldığı testere, diğeri de demir kesmede kullanılan testere. Olay günü yalnız bir testere sattık. Sattığımız testere tek kişi tarafından kullanılan bir testere."
Bu arada, taraf ve sanık avukatları arasında sorulan sorularla ilgili kısa süreli tartışma yaşandı.
Tanık olarak kürsüye çağrılan sanık Ahmet Batur'un eşi Kamuran Batur, mahkeme başkanı Mevlüt Bayraktaroğlu'nun kendisine tanıklıktan çekilme hakkını hatırlatması üzerine, şahitlik yapmayacağını söyledi.
ANNE VE KARDEŞTEN TEPKİ
Tanıkların ifadelerinin bitmesinin ardından söz alan Cem Garipoğlu'nun avukatı Aytekin Kaya, soru sormak istediğinde bunun engellenmeye çalışıldığını savunarak, "Yapılanı biz de onaylamıyoruz. Biz de her şeyin ortaya çıkmasını istiyoruz. Hakikatlerin ortaya çıkması için soru soruyoruz. Bu şekilde kimyamız bozuluyor. Kafamızı masanın altına sokarak savunma yapacak halimiz yok" diye konuştu.
Bunun üzerine Münevver Karabulut'un annesi Nagihan Karabulut, masaya vurarak, "Ne kimyası lan? Kimyası bozuluyormuş..." diye bağırdı.
Öte yandan, duruşma sırasında sinirlerine hakim olamayan Münevver Karabulut'un kardeşi Enver Karabulut da sert bir şekilde masaya vurarak, duruşma salonu terk etti. Duruşmayı izleyen Münevver Karabulut'un bazı arkadaşları da "Nasıl bir ailesiniz siz? Katilsiniz siz. Nasıl kıydınız?" şeklinde tepki göstermeleri üzerine dışarı çıkarıldı.
Cem Garipoğlu'nun tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, tutuksuz sanık Nida Garipoğlu'nun yeniden tutuklanma talebini ise reddetti.
Ayrıca olayın meydana geldiği villanın arka kapısındaki kamera görüntülerinin kırık olup olmadığı konusunda gerekli araştırmanın yapılmasını kararlaştıran mahkeme, villanın ön kapısındaki kamera kayıtları ile testerenin satın alındığı alışveriş merkezindeki kamera kayıtlarının döküm ve çözümünün yapılması için TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Enstitüsüne müzekkere yazılmasına karar verdi.
Duruşma, 26 Kasım tarihine ertelendi.
KARABULUT AİLESİ ZİHİNSEL ANLAMDA ÇÖKMÜŞ DURUMDA
Bakırköy Adliyesi çıkışında bir basın açıklaması yapan Münevver Karabulut cinayeti davasında Karabulut ailesinin avukatı yapan Rezan Epözdemir, mahkemeye davayla ilgili bazı taleplerini ilettiklerini söyledi.
İddianamede, baba Nida Garipoğlu'nun olay yerine arka kapıdan geldiği değerlendirmesi olduğunu söyleyen Epözdemir, "Biz arka kapı kayıtlarının incelenmesi gerektiğini söyledik. Polis onlara da kayıtların kırık olduğunu söylemiş. Ama aynı polis, şu an Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanıyor. Ön kapı kayıtlarındaki görüntülere de kırık demişti. 45 gün sonra maktulenin dayısı kendi çabalarıyla görüntülerin kırık olmadığını, bilgisayar üzerinden olay yeri incelemesiyle savcılık makamına sundu. Biz arka kapıdaki kamera kayıtlarının savcılık makamı tarafından incelemesini talep ettik ve talebimiz kabul edildi" şeklinde konuştu.
Ailenin Türkiye'deki herhangi bir kuruma güveni kalmadığını dile getiren Epözdemir, bu dosyanın bütün kurumları iflas ettirdiğini, en önemlisi Adli Tıp Kurumunun objektif olamayacağını söyledi.
Ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan, Türk hukuk tarihinde ilk defa bir sanığın henüz deliller incelenmeden ikinci celsede tahliye edildiğini ileri süren Epözdemir, Mehmet Nida Garipoğlu'nun tekrar tutuklanmasını talep ettiklerini, ancak bu taleplerin mahkeme tarafından reddedildiğini belirtti.
Ender Karabulut'un mahkeme sırasında elini masaya vurarak bağırması hakkında da konuşan Avukat Epözdemir, şunları söyledi:
"Ender çok akıllı, çok olgun bir arkadaşımız. Kendi bölümünde birinci olmasına rağmen üniversite sınavını kazanamadı. Bu cinayet ve ablasının öldürülmesi sonucu evinde de kalamıyor. Dayısıyla kalıyor. Onun ruhsal durumunda bu cinayetin etkileri oldu. Annenin rahatsızlığı ilerledi. Baba şeker hastası zaten, psikolojik yardım alıyor, ilaçla ayakta duruyor. Zihinsel anlamda aile çökmüş durumda."
Anne Nagihan Garipoğlu ise Türkiye'de adaletin olmadığını, ancak ilahi adaletin yerini bulacağını beklediklerini ifade ederek, her zaman kızının, oğlunun, eşinin arkasında olduğunu söyledi.