Tutankamon, Mısır hanedanının 18. firavunuydu. Milattan önce 1300’lü yıllarda yaşadığı tahmin edilmektedir. Bu firavunun en ünlüsü olmasının sebebi, 4 Kasım 1922’de keşfedilen pek şen şakrak bir mezara sahip olması. Tutankamon yaşarken Mısır’ın en önemsiz firavunlarındandı ama mezarı en iyi korunan ve basında en çok malzeme edilen firavun olarak ölümüyle meşhur oldu.
Tutankamon’un ölümünden hemen sonra unutulduğu sanılıyor. Bu ezikliği, kayıtlarda yer almamasına, mezar soyguncuları ve mumyanın bakımını yapan rahipler tarafından mezarının kurcalanmamasına ve keşfedilene kadar orijinal haliyle kalmasına yol açmış. İşte bu yüzden mezarı 1922’de keşfedildiğinde tüm dünya gazeteleri habere üşüşmüş, Antik Mısır’a olan ilgi birden artmış ve Tutankamon da Antik Mısır’ın simge yüzü olarak kalmış.
Lord Carnarvon olarak bilinen George Herbert tarafından görevlendirilen İngiliz arkeolog Howard Carter, Tutankamon’un mezarını 4 Kasım 1922’de piramidi yapılmayan çapsız firavunların gömüldüğü Krallar Vadisi’nde keşfetmiş. 4. Ramses’in mezarının hemen altındaki ufak mezara 3000 yıl sonra ilk kez 26 Kasım’da Carter ve patronu girmiş. Uzun kazılar sonunda 16 Şubat 1923’de iç bölmeye girilmiş ve Tutankamon’un 110 kiloluk saf altından lahiti bulunmuş.
Mezarın kapısında “Mezara dokunanları ölüm ziyaret edecektir” yazıyormuş. Mezara ilk girenlerin ani ölümleri sonucunda gazeteler uzun süre bir lanetten bahsetmişler. Lord Carnarvon ve köpeği de 1923’te sıtmaya yakalanıp ölmüş. 1934’te Alb Lythgoe, lahiti gözleriyle görüp 24 kişi arasında ölen yedinci kişiymiş. Söylenene göre ilk kapıyı, koridoru, ikinci ve dördüncü kapıları açanlar lanetlenmiyormuş, sadece lahitin bulunduğu odaya, o da kutsal mührün kırıldığı ilk gün girenler lanetlenmiş. Odaya giren herkes öldükten sonra yapılan istatistikler, ekip içinde odaya girenler ve girmeyenler arasında yaşama miktarı bakımından bir fark olmadığını, çoğunun 70 yaşını geçtiğini göstermiş.
Mezarindaki inanilmaz zenginlik bulundgu halde Tutankhamon (MÖ: 1361-1352) hala hakkinda en az bilgi bulunan firavundur.Tahta çikma hakkini,ünlü kral Akhenaton (MÖ.1379-1362) ile kraliçe Nefertiti'nin kizi Prenses Ankhesenpaaten'le evlenerek elde etmisti. Tutankhamon'un ebeveyninin kimler oldugu konusunda ,bazi uzmanlar bu firavunun ,"Akhennaton'un Nefertiti disinda bir kadindan olan oglu" tezini ileri sürüyorlar.Bazi uzmanlara göre de Tutankhamon,Akhenaton'un babasi III: Amenofis'in (MÖ.1417-1379) birinci karisi Tiy'den dogmusut.Kesin olan ,Tutankhamon'un III.Amenofis ve Akhenaton'sa akraba ve soylu oldugudur.Dokuz yasinda tahta çikan ve adi 12 yasina kadar "tutankhaten" olan Tutankhamon(Günes tanrisi Amon'un yasayan temsilcisi) krallar arasi savaslarini en yogun oldugu dönemde dogmustu.Krallarin fethettikleri topraklarin genisledigi ve komsu ülkelerden de altinin ülkeye aktigi bu dönemde Misir,dünyanin en zengin ülkesiydi Firavun vaktini,daha çok yönetimin bulundugu Memphis'le geçiriyordu ama Misir'in baskenti Teb sehriydi.tutankhamon'un tahta çiktigi sirada Misir'in bütün tapinaklari bakimsizliktan kiriliyordu.Misir'a yasayan en ilginç olaylardan biri de Firavun Tutankhamon'un mezarinin açilmasiyla ilgiliydi.Her sey Carnavon Lordu'nun ölümüyle basladi.
Alıntıdır..