EŞFAK AYKAÇ (1918-2004)
1918'de doğan Eşfak Aykaç, Galatasaray Lisesi'nde okuduğu yıllarda futbola başladı. Henüz 18 yaşındayken sarı kırmızılı formayı giymeye başlayan Aykaç, 1945'te futbolu bırakana dek Galatasaray'da sağ bek olarak görev yaptı. 1956 yılında A Milli Takım'ın Macaristan'ı 3-1 yendiği maçta tek seçici olarak görev yapan Aykaç, futbolu bıraktıktan sonra da bir süre spor yazarlığı yaptı
GÜNDÜZ KILIÇ (1919-1980)
1919 yılında İstanbul'da doğan Gündüz Kılıç, Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra futbol hayatına sarı kırmızılı takımda santrafor olarak başladı. Güçlü, büyük, iyi eğitimli, incelikli, karizmatik, cana yakın ve başarıya aç...Sahte gösterişe asla yer vermeyen, ancak hiçbir zaman da insanı sıkmayan biri...
1938 yılında futbol hayatına ara vererek yüksek öğrenim için Almanya'ya gitti. Döndüğünde tekrar Galatasaray forması giyen Kılıç, dönüşünde 2 Türkiye Ligi Şampiyonluğu yaşadı. 11 kez A Milli Takım'da görev yapan Kılıç 1953 yılına kadar Galatasaray'da görev yaptı. Baba lakaplı futbolcu 1980 yılında vefat etti.
Galatasaray'da Gündüz Kılıç devrimi 1952 yılında, bir sabah erkenden, takım kaptanının üniformasını dolabına astıktan sonra koç üniforması giyerek arkasına bakmadan ıslık çalmasıyla başladı. Bir zamanlar Galatasaray takımının kaptanı olan Gündüz Kılıç eski takım arkadaşlarının ve takıma aldığı parlak, genç yeteneklerin koçluğunu yaparak, 1934-1952 arasında tek bir şampiyonluk olmadan geçen, dertli ve kederli ok sekiz uzun yılın ardından takımı sayısız şampiyonluğa taşıdı. Her Galatasaray oyuncusu , öğrencisi ya da taraftarı Gündüz Kılıç'ta örnek birini görmüştü; çok iyi oynayan biri, çok iyi motive eden biri, çok iyi eğitim veren biri, birlikte çalıştığı her bir kişinin en iyi yanlarını ortaya çıkaran biri...Saha içinde de dışında da gerçek bir centilmen olan Gündüz Kılıç Galatasaray`ı , yepyeni parlak hedeflere taşıdı. Gündüz'ün liderliği altında Galatasaray Türkiye kupası ve uluslararası maçlar gibi sayısız şampiyonluğa imza attı.
Vizyonu geniş koçluk biçimi ve güçlü iletişim yetenekleri Türkiye'de yıllar boyunca koçluğun belkemiği olarak kalacaktı.