EROİN
Vücuda giren bir gram eroin beynimizdeki bir milyon hücreyi öldürmektedir!
Eroin; beyaz, gri, koyu gri, fildişi ve kahverengi tonlarda, küçük kristaller halinde veya un gibi toz halinde bulunabilir. Saf halde iken beyaz olan eroindeki bu renk farklılaşması içerisine konulan katkı maddelerinin miktarına göre değişir.
Eroin; uyuşturucu maddeler arasında en etkilisi dolayısı ile de en tehlikelisidir. Morfinden iki ila on defa daha kuvvetlidir. Eroin varolan uyuşturucu maddeler arasında en çabuk bağımlılık oluşturan maddedir, bir-iki deneme kişiyi eroin kurbanları arasına almaya kafi gelir.
Eroine ilk başlayan çoğu bağımlı bu maddenin ne olduğunu bilmeden başlamıştır. Genel olarak ilk alınma şekli tütün ile alınmasıdır. İlk kullanacak olan şahsın; "eroini bilmeden aldım" diye söylemesi söz konusu bile edilemez, zira, tütün içinde yakılan eroinden çok kötü bir koku yayılır ve bu kokunun fark edilmemesi imkansızdır. Tütünle eroin alan kişide kısa süre içerisinde kafayı bulma denilen durum başlar ve alınan eroinin saflık derecesine göre bu uyuşukluk halinin süresi değişkendir. Eroini bu şekilde kullananlar arasında yanlış bir kanı vardır; bu yöntemin daha az zararlı olduğu ve istenildiğinde kolayca bırakılacağıdır ama bu düşünce insanların kendisini kandırmasından başka bir şey değildir.
Hemen şunu belirtelim ki; eroinin insan vücuduna verdiği zarar vücuda girmesi ile alakalıdır vücuda nasıl girdiği ile değil.
Buruna çekilerek alınan eroin etkisini anında gösterir, burun vasıtası ile kolayca damarlara ulaşan eroin her alındığında ölüm tehlikesi vardır, her kullanımda damarların çatlama ihtimali vardır. Bu şekilde kullanılan eroin sonucunda ölüm çabuk gerçekleşir kurtulma şansı çok azdır.
Eroinin en tehlikeli ve ölüme en yakın olan kullanma şekli damara şırınga ile enjekte edilmesidir. Bu kullanım şekli genel olarak uzun süre eroin kullanıp maddi durumu zayıflayan insanların kullandığı bir yöntemdir. Maddi durumları kötüleşen eroin bağımlıları az olan eroin miktarını çoğaltmak için suya karıştırırlar ve bunu damarlarına iğne yardımı ile enjekte ederler. Bu şekilde eroin kullanan bir insan damarına enjekte ettiği her eroinle birlikte ölüm riski taşıdığından yaşaması ise bir şanstır. Çünkü satın aldığı eroinin saflık derecesini bilemeyeceği için kullandığı dozu her zaman ki gibi ayarlar ve o gün satın aldığı eroinin saflık derecesi de yüksek ise kişi ölümle burun burunadır ve ölme riski kesine yakındır.
Uzmanların eroinmanları incelemeleri sonucunda; Narkotik maddeleri uzun süre kullananların beyin hücrelerinin zarları büzülmüştür. Hücre dumura uğramış, içinde boşluklar ve yağlanmalar olmuştur. Hücre çekirdeği küçülmüş ve parçalanmıştır. Mikroskopla saptanan bu görünüme ek olarak göz ve beyin kabuğunda ve beyni kaplayan zarlarda şişme, kanlanma ve küçük kanama odakları, damarlarda daralma, incelme ve yağlanma dikkati çekmektedir. Bu tür maddelerde zehirlenerek ölenlerin beyinlerinde şişme, bol kanama odakları ve hücrelerde yozlaşma, önemli bulgular arasında yer alır.
Eroine iyice alışan ve kriz devresine giren bir eroinman artık ilk günlerde tatmakta olduğu yalancı keyif haline ulaşamaz. Artık onun eroin kullanması eroinin insan üzerinde oluşturduğu ağrı ve acıların fena tesirinden kurtulmak, bir nebze olsun rahatlamak içindir.
Eroin kullananlar terler, kalpte çarpıntı başlar, vücudu kırılır diz, bel ve başında şiddetli ağrılar oluşur, iştahı kapanır, çalışma gücünü kaybeder. Büyük bir üzüntü yaşar. Buna bağlı olarak toplumla olan ilişkisini asgari düzeye indirir. Gözlerindeki canlılık belirtileri kaybolur ve sürekli olarak dalgın halde bulunur. Yaşayan bir ölüden farksızdırlar ve tüm bu olumsuzluklardan kurtulabilmek için tek kurtuluşlarının eroin olduğunu düşünürler.
|