Tekil Mesaj gösterimi
  #1 (permalink)  
Alt 22.06.10, 14:53
ViCToR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ViCToR
Haber Müdürü
 
Kaydolma: 24.01.10
Erkek
Mesajlar: 1.712
Teşekkürler: 83
Üyeye 493 kez teşekkür edildi
Yeni Devlet Bahçeli'den sert açıklamalar

UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.

Bahçeli:'Tek çözüm PKK terör örgütünün tam olarak yok edilmesi veya ele geçirilmesidir"

AA

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesinde, "Bugün gelinen aşamada, maruz
kaldığımız tehdit ve tehlike günü birlik ve geçici tedbirlerle geçiştirilmeyecek
kadar büyük ve hayati derecede önemlidir. Artık yıllardır ülkemize musallat olan
bu beladan kurtulmanın zamanı gelmiştir. Tek çözüm PKK terör örgütünün tam olarak
yok edilmesi veya ele geçirilmesidir" değerlendirmesinde bulunduğu bildirildi.

MHP'den yapılan yazılı açıklamada, "Bahçeli'nin 'bölücü terörle mücadele
konusunda' Cumhurbaşkanlığı makamına arz ettiği değerlendirmelere" yer verildi.

Açıklamada, "Son haftalar içerisinde çok sayıda askerimizin ve polisimizin
şahadeti ve yaralanmasına neden olan kanlı terör eylemlerine yönelik tedbirlere
ilişkin değerlendirmelerde bulunulması maksadıyla Sayın Cumhurbaşkanı tarafından
yapılan davette, mevcut şartlar ve gelişmeler üzerine Milliyetçi Hareket
Partisi'nin görüş ve teklifleri sunulmuştur" denildi.

Açıklamaya göre Bahçeli, "Türkiye'nin bugün milli varlığını hedef alan
alçak bir suikastla karşı karşıya" bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bekasını, Türk milletinin birliğini ve
kardeşliğini hedef alan hain saldırılar ve bölücü tahrikler karşısında Türk
milleti çok derin bir üzüntü ve haklı bir infial içindedir. Bugün gelinen aşamada
maruz kaldığımız tehdit ve tehlike, günü birlik ve geçici tedbirlerle
geçiştirilmeyecek kadar büyük ve hayati derecede önemlidir. Artık, yıllardır
ülkemize musallat olan bu beladan kurtulmanın zamanı gelmiştir. Tek çözüm; PKK
terör örgütünün tam olarak yok edilmesi veya ele geçirilmesidir. Türkiye geçmişte
bölücülük ve bölücü terörle mücadelede cılız girişimler, basit ve etkisiz
tedbirlerle yetinerek bu güne kadar gelmiştir."
"Türkiye üzerinde haince hesapları ve emelleri olanların bugün tam bir
seferberlik içinde tahriklerini tırmandırdıklarını" vurgulayan Bahçeli, "Bu
tahriklerin sürmesi ve bu gidişatı durduracak etkili tedbirlerin alınmamasının
Türkiye'ye faturası çok ağır olacak; muhtemelen ve maalesef karşımıza bir bölünme
felaketi olarak çıkacaktır. Ciddi, köklü ve kalıcı tedbirlerin alınmaması halinde
beka düzeyinde bir sorun olan bu vahim gelişmelerin kontrolü, ne yazık ki
hükümetin elinden çıkmış görünmektedir. Ancak bundan daha da önemlisi, terörle
mücadele azminin giderek zayıflıyor, terörizm ve bölücülükle mücadele
edebileceğine dair kuşkuların giderek artıyor olmasıdır" dedi.

"MECLİS HAREKETSİZ, ADALET ETKİSİZDİR"

Türkiye'de bugün, terörden beslenen etnik bölücülüğün "demokratik hak ve
meşru kimlik talebi" olarak mazur görülebildiğini, Türkiye'nin bölünmesi ve
parçalanması projelerinin, "toplumsal ilerleme ve çağdaşlaşmanın yol haritası"
olarak savunulabildiğini kaydeden Bahçeli, ülkenin iç barışını, kardeşliğini ve
dayanışmasını tehdit eden en önemli riskin burada aranması gerektiğini savundu.

"Bu durumun sürmesinin iç çatışma ortamına davetiye çıkaracağını artık
herkesin idrak etmesi gerektiği" görüşünü ifade eden Bahçeli, "Terörle
mücadelede en temel hata, konunun küresel stratejik arka planının okunamaması
nedeniyle günlük tedbir aranarak bugünlere gelinmiş bulunulmasıdır" dedi.

"Türkiye'yi bölmeyi ve çok kimlikli ve milletli yeni bir ortaklık
devletine dönüştürmeyi amaçlayan planların, özgürleştirme projeleri olarak artık
Meclis çatısı altında da savunulduğunu" ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
"Terörün durdurulması karşılığı siyasi çözüm pazarlıkları için Meclis'e
ve hükümete çağrılar yapılmakta ve meydan okunmaktadır. Silahlı terörün siyasi
kolu olan İmralı maşalarının, TBMM çatısı altında devlete, Anayasaya ve kanunlara
alenen meydan okumaları karşısında hükümet suskun ve sessiz, Meclis hareketsiz ve
adalet etkisizdir. MHP'ye göre, terörle topyekun mücadelede, arkasında inandırıcı
ve caydırıcı bir askeri güç ve siyasi irade olan, çok yönlü bir stratejinin
kararlılıkla ve kesintisiz olarak uygulanması şarttır. Son yıllarda, terörle
mücadelenin gerektirdiği siyasi kararlılık ve tutarlılığın görülemeyişi, dış
baskı ve dayatmalara açık bir yöntemin benimsenmesi, terörün bir hak arama
vasıtası zannedilip etnisiteye dayalı bir kışkırtma siyasetinin izlenmesi ile
terörün yeniden azmasına siyasi iradenin temel teşhis ve yöntem hataları neden
olmuştur.

Verilen tavizlerle ve yürütülmek istenen baştan sona hatalı projelerle
beraber silahla sonuç alacağına dair umutlarını tazeleyen terör örgütü bir yandan
eylemlerini tırmandırmış, diğer yandan ise bölücülük, hükümet eliyle yıllardır
yapamadığı bir tanıma kavuşarak etnik bir yapı kazanma yolunda mesafe almıştır.

Bu durum ise kamuoyunda PKK terörünün bir etnik sorunun çözüm yolu arayışı olarak
algılanmaya başlanmasına neden olmuştur."
"ETKİLİ VE AMANSIZ BİR MÜCADELE İÇİN..."

Partisinin "terörü önleme konusundaki" önerilerini dile getiren
Bahçeli, "Terörle mücadele ile bölücülükle mücadelenin bir bütün olarak ele
alınarak 'Bölücü Terörle Mücadele Stratejik Tedbirler Planı' uygulanmasını
istedi.

Planın "günü kurtaracak değil kesin sonuç almaya yönelik bir
yaklaşımla" hazırlanması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, "Bu planı uygulayacak
olan hükümettir. Türkiye'nin milli birliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik bölücü
teröre karşı hem tüm ülke sathında hem de sınır ötesinde etkili ve amansız bir
mücadele verilmesi için hükümet tam bir siyasi irade ve kararlılık ortaya
koymalıdır" dedi.

"TAKTİK ZİYARETLER REDDEDİLMELİ"

Konunun küresel stratejik çerçevede incelenmesini isteyen Bahçeli, terör
örgütünün arkasındaki bütün yabancı güçler ve ülkelerle bağlarının belgeleriyle
ortaya konması, Türkiye'nin bu devletlerle, bu devletlerin de terör örgütü ile
bağlarının kesilmesi için uluslararası sonuç alıcı girişimlerin acilen
başlatılması gerektiğini vurguladı.

Bahçeli, "Soruna müdahil ülkelerin Türkiye'den doğan ve Türkiye ile iş
birliği sonucu oluşmuş menfaatleri gözden geçirilmeli, yaptırım enstrümanı olarak
değerlendirilmelidir. Türkiye bugüne kadar her seviyede olmak üzere yapay görüşme
ve ilişki sürecinde yeterince vakit kaybetmiştir. Bu aşamadan sonra, yalnızca
maksada yönelik müzakere ve görüşmeler ile mutlaka sonuç alacak tekliflere açık
olunmalı, süreci oyalayacak veya geriye götürecek taktik ziyaretler
reddedilmelidir" önerisini dile getirdi.

Türkiye'nin Irak'ın kuzeyinden kaynaklanan fiili bir güvenlik tehdidi ve
terör saldırısıyla karşı karşıya bulunduğunu belirten Bahçeli, "bir ülkenin
kendi topraklarını başka bir ülkeye saldırı amaçlı kullandırmasının, uluslararası
hukuka göre mukabele hakkı doğuran hasmane bir eylem olduğunu" kaydetti.

"ŞARTLAR, BÜTÜNÜYLE OLUŞMUŞTUR"

Geride kalan yıllarda yürütülen hatalı siyaset ile PKK'ya karşı
mücadelede inisiyatifin ABD ve Irak'a bırakıldığını, bu iki ülkenin, beklenen
adımları atmakta bugüne kadar isteksiz veya yetersiz davrandığını ifade eden
Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bu düşmanca tavrın karşılığı milletimiz için şahadet, üzüntü ve
infialdir. Artık beklemeye tahammülü olmayan bu durumun oluşturduğu çok boyutlu
güvenlik tehdidi karşısında Türkiye, somut ve inandırıcı bir askeri güçle
desteklenen kapsamlı bir 'caydırıcılık siyaseti' geliştirmeli ve bunu
kararlılıkla uygulamaya koymalıdır. Bu fiili tehdit ve saldırılar karşısında,
Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru savunma hakkı bütün
unsurlarıyla doğmuş, bu hakkın kullanılmasının şartları bütünüyle oluşmuştur.

Türkiye terör saldırılarına karşı etkili müdahalede bulunmak ve PKK'yı Kuzey
Irak'tan tasfiye etmek zorundadır. Bu maksada ulaşmak için terörü himaye eden
Peşmerge gruplarına yaptıkları düşmanca hareketin 'savaş sebebi' olduğu Irak
yönetimine bir ültimatomla bildirilmelidir.

Irak;ın kuzeyindeki grupların reisleri kendilerine meşruiyet kazandırma
ve muhatap bulma peşindedir. Özellikle diplomatik alan başta olmak üzere, Kuzey
Iraklı grupların sözcüsü veya temsilcisi sıfatını taşıyan şahıslar ile resmi
düzeyde, Irak Devleti adına bile olsa ilişki kurulmayacağı ve muhatap
alınmayacağı açıklanmalıdır. Irak'ın kuzeyini bugün fiilen kontrolünde bulunduran
ABD ile Irak devletine, teröre göz yummaya devam etmeleri halinde caydırıcı ve
zorlayıcı tedbirlerin alınacağı ve askeri müdahalenin gerçekleşeceği son kez
ihtar edilmelidir. Peşmerge grupları çok açık ve kesin bir dille uyarılmalı ve
terör kartını Türkiye'ye karşı bir tehdit silahı olarak kullanmalarının
karşılıksız kalmayacağı açıkça ortaya konulmalıdır. ABD'nin PKK'nın tasfiyesi
için sürdürdüğü hareketsizlik ve oyalama politikaların devamı halinde kendisi
için ortaya çıkacak sonuçlar ve göze alınacak gelişmeler bütün ayrıntılarıyla
muhataplarına açıklanmalıdır. Bu kapsamda olmak üzere, ABD'nin göstereceği olumlu
ve somut tepkiler alınıncaya kadar İncirlik üssünün faaliyetlerine son
verilmelidir."
"SINIR ÖTESİ HAREKAT YETKİSİ KULLANILMALIDIR"

İran ve Suriye başta olmak üzere komşu bölge ülkeleriyle ciddi bir
istişare süreci başlatılmasını isteyen Bahçeli, bu çerçevede alınabilecek siyasi
ve ekonomik tedbirlerle uygulanacak yaptırımların ilan edilmesi gerektiğini
belirtti.

"Türkmenlere karşı girişilecek herhangi bir saldırı veya baskı
hareketinin askeri güç kullanmak dahil Türkiye'ye her tedbiri alma hakkını
doğuracak bir husumet ilanı olarak görüleceğinin açıklanması" gerektiği görüşünü
savunan Bahçeli, milletimizin huzur ve emniyetinin sağlaması için hükümetin,
olağanüstü hal uygulaması için karar alarak Meclis'e sunmasını istedi.

Kuzey Irak'a karşı Türkiye'nin Habur sınır kapısının kapatılması ve
Kerkük-Yumurtalık boru hattının devre dışı bırakılması da dahil bir dizi öneriler
sıralayan Bahçeli, "Türkiye, Irak'ın kuzeyindeki terör kamplarına kalıcı, köklü
ve kesin sonuç alıcı bir askeri harekat için gereğinden fazla oyalanmış, artık
kendi askeri, siyasi, toplumsal ve beşeri gücünü kullanmaktan başka seçeneği
kalmamıştır. Alınacak tedbirlerle eş zamanlı olarak, ciddiyet ve caydırıcılığını
göstermek üzere hükümet TBMM'nin kendisine verdiği sınır ötesi askeri harekat
yetkisini acilen kullanmalıdır" dedi.

Bahçeli, diğer bazı önerilerini de şöyle sıraladı:
"Teröristlerin Türkiye'ye sızma, geçici konaklama ve ikmal yolu olarak
kullandıkları sınıra yakın bölgelere yönelik tam bir temizlik yapılmalıdır.

Ülkemize yönelik terörün bugünkü merkezi Irak topraklarında bulunan terör
kampları ve özellikle Kandil Dağı bölgesinin imhası ve akabinde yeniden bağ ve
bağlantısının oluşmaması için ülkemizden izole edilmesi şarttır. Irak'ın
kuzeyinden Türkiye'ye sızmaların mutlaka önüne geçilmek üzere komşu ülke
coğrafyasında bulunan ve önleyici tedbirler için Irak'ın kuzeyinden fiziken uygun
arazilerden başlatılmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 'Güvenlik
Bölgesi' oluşturulmalıdır."
"Sözde 'açılım' denen tahriklerin toplumsal boyutunun PKK'nın bile
yapamadığı derin ve keskin ayrışmaya neden olduğunu" savunan Bahçeli, "Hükümet
Türk milletini alt kimliklere dönüştürecek, milletleşmeyi geriye döndürecek,
milli kimliği zayıflatacak, milli birliği parçalayacak ve bölücü emellerin
siyaseten önünü açacak olan 'açılım' denen 'yıkım' projesinden derhal vazgeçmeli
ve hata yaptığını açıklamalıdır. Terörle mücadele 'güvenlik-özgürlük dengesi'
içine sıkıştırılacak bir konu değildir. Bedeli can kaybıdır. Sarsılan
kardeşliktir" görüşünü ileri sürdü.

"Terör suçlarında ve savaş halinde ölüm cezasının yeniden Türk Ceza
Yasasına konulması" gerektiğini savunan Bahçeli, "Adli makamların teklifi
olmaksızın, bölücülüğü, TBMM çatısı altında taşıyan mihrakların
milletvekilliklerinin düşürülmesi için Anayasa değişikliği yapılmalıdır. Süreç,
İmralı canisini yeniden terörist başı haline getirerek diriltmiş, hükümetle
muhatap hale getirmiştir. Terör örgütünü İmralı'dan serbestçe yöneten terörist
başının yakınları ve avukatları ile irtibatı ve dış dünyayla temas kanalları
bütünüyle kesilmelidir" dedi.

Bahçeli, "yörenin ekonomik kalkınması, iç göç, yoksulluk, yolsuzluk,
milli ve manevi iklimi ve dengeyi bozan, aile yapısını deforme eden sosyal,
siyasal ve kültürel gelişmelerle ilgili tedbirler geliştirilmesi" gerektiğini de
belirtti.
Alıntı ile Cevapla
Sponsor