15.06.10, 12:33
|
|
Uzman Baykuş
|
|
Kaydolma: 14.09.06
Kadın
Mesajlar: 688
Teşekkürler: 268
Üyeye 216 kez teşekkür edildi
|
|
ölmek ve ölüm sonrasına dair bilimsel teoriler
Ölüm, ölmek konusunda dünyanın en önde gelen araştırmacısı olan Dr. Külber Ross, bu konuyu bilim adamlarının araştırma alanına getirmeyi başarmış bir insandır. Bu konuyla ilgili klasik olmuş bir çok kitap yazmıştır.On Death and dying adlı yapıtı Amerikan liselerinde okunması gereken kitaplar listesindedir.Dr. kübler Ross ölümün kıyısından dönme deneyimini ölüm anında herkesin yaşayacaklarının bir parçası olduğunu söylüyor ve şöyle anlatıyor;
Bir tünel, köprü ya da dağ geçitini aşınca, sonunda ulaşıp ışıkla kucaklaşıyoruz. Bu ışık son derece parlaktır.Eğer biri ölümün kıyısında dönecekse, bu ışığı kısacık bir süre görebilir.Bundan sonra yaşama geri dönmelidir.Ama gerçekten ölünce, kozayla kelebeğin( yani bedenle ruhun) arasındaki bağ kopar. Tekrar dünyadaki bedene dönemezsiniz.Ama zatende dönmek istemezsiniz. Çünkü bu ışığı gördükten sonra kimse geri dönmek istemez.Bu ışıkta belkide insanoğlunun nasıl olması gerektiğini hissedeceksiniz.
"Ölüm halindeki hastalarla görüşmelere başlamazdan önce, ölümden sonra bir yaşam olabileceğine dair hiçbir inancım yoktu. Fakat, şimdi inanıyorum. Siz ister ruh deyin, ister başka bir şey, insan bedeninin ölümden sonra da varlığını sürdüren bir eşi var.’’
Dr külber ölüm deneyimin tıpkı doğum gibi olduğunu ancak bu doğumun başka bir var oluş için gerçekleştiğini anlatıyor. Dr külber'in çalışmaları ispatlanaz çalışmalardı fakat ölmekte olan insanlar veya kısa süreliğine ölmüş insanlar üzerinde yaptığı çalışmalar Dr ülberi bu inança götürmüştür. Bulduğu şeyler insanı yaşamı kucaklamayı ve ölüm korkusundan sıyrılmayı öğretiyordu.
Kübler-Ross'a göre, hasta ölünceye kadar beş aşamadan geçiyor.
Birinci aşama hastanın içinde bulunduğu durumu inkar etmesi; ‘‘Ben ölmem’’
İkinci aşama ise, kızgınlık şeklinde beliriyor; ‘‘Niçin ben? Neden bir başkası değil de, ben? Niçin daha bilgisiz, işe yaramayan ya da yaşlı birisi ölmüyor da ben ölüyorum?’’
Üçüncü aşama ise, pazarlık devresidir; ‘‘Eğer dediklerinizi yaparsam, beni iyileştireceksiniz, değil mi?’’
bu aşamadan itibaren artık durumu yavaş yavaş kabullenmeye başlar. Bu dördüncü aşamadır; ‘‘Ben ölüyorum. Gerçekten ölüyorum.’’
Son aşamada ise, hasta ölümü tümüyle kabullenir ve beklemeye başlar. Bu son aşama hastanın davranışlarında ilginç gelişmelerin olduğu aşamadır. Örneğin, sesler işitir, daha önce ölmüş olan yakınlarının kendisini beklediklerini söyler.
Bu aşamada hastaların büyük çoğunluğunun parlak ışıklar, sonu aydınlık tüneller gördükleri, benliklerine bir huzur duygusunun egemen olduğu belirtiliyor. Bilinen bir gerçek daha var ki, o da tıbben ölüp sonra hayata döndürülen kişilerin daha sonra ölümden korkmamaları..
Bir diğer ölüm uzmanı(ben böyle tanımlıyorum) Dr. Raymod Moody dir. Life after life Bilim dünyasında çok ilgi çeken bir kitaptı. Psikiyatrist Dr Moody, ölümün kıyısından dönen hastaların deneyimlerini aktarmıştı. Yaşama geri dönen hastalar bir ışık tünelinden geçtikleri, başka boyutta iyiliksever ruhsal varlıklarla karşılaştıkları ve bazen de yaşamların en önemli olaylarını yeniden anlatmışlardı.
Dr Moody bu olduğuya "ölüme yakın deneyim" adını vermişti. Ölümün kıyısından dönenlerin çoğu bu deneyim ardından büyük değişim sergilemişti. Anlattığına göer Dr Suziki de bunlardandır. Dr Suzuki genetik açıdan felç geçirmeye yakın bir kişi olduğunu ve elli yaşlarında bunu yaşadığını anlatıyor. Dr suziki parlak ışıklar, çeşitli pastel renkler ve parlak güzel bir ışığa doğru giden ve içinne doğru çekildiğini hissettiği bir tünel gördüğünü anlatıyor.Ama ışığın kaynağına giderken henüz zamanı gelmediğinide hissetmiş. Bir saniye sonra kendini hastanene yatağında meslektaşları tarafından muayne edilirken bulmuş. Konuşmayı ve yürümeyi tekrardan öğrenmek zorunda kalmış.
|