Nevruz’dan seçimlere DTP
Peki bu noktadan sonra Kürt-İslam faşizminin planı ne olacaktır?
Mart ayı özellikle Kürtlerin saldırı ayı olarak süreci hızlandıracakları bir dönem olacaktır. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü bahane edilerek PKK ilk provalarını gerçekleştirecektir. Önemli olan tarih ise 21 Mart’tır.
Bu sene PKK özellikle Kürt istilası altındaki Mersin’i pilot isyan bölgesi olarak belirlemiştir. İlk açıklamaların Nevruz ateşinin Mersin’den yakılacağı şeklinde gelmesi, PKK’nın büyük bir provokasyona girişebileceğini göstermektedir.
Geçen hafta ABD’nin Adana Konsolosu’nun DTP İl Başkanlığına yaptığı ziyaret de Kürtlere bu bölge açısından bazı garantilerin verilmesi anlamına gelmektedir.
Diğer taraftar DTP genel seçimler için geniş bir hazırlık yapmaktadır. Seçimlere bağımsız adaylarla girme kararı alan DTP, hangi seçmen grubunun hangi adaya oy vereceğini bile belirlemeye başlamıştır.
Bu şekilde 25-30 civarında bir milletvekili rakamına kavuşacak olan Kürtler, Meclis’te grup oluşturarak ve diğer partilerdeki Kürtlerle de blok halinde davranarak TBMM’de hakimiyet sağlamayı, hatta AKP’yle koalisyon ortağı olmayı planlamaktadırlar. Bu 30 kişilik ekip gerçekten de hükümet kurmak için kilit bir rol oynayacaktır ve hızla sürüklendiğimiz Kürt-İslam faşizminin önemli bir aygıtını oluşturacaktır.
Amerikancı Kürt-İslam faşizmine hodri meydan!
Karşımızdaki gücü doğru tespit edelim. Kenan Evren’in de yeniden ortaya çıkmasıyla tamamlanan Kürt-İslam faşizmi cephesiyle karşı karşıyayız. Bu cephe Tayyip Erdoğan ve AKP’den Mehmet Ağar’a, DTP’den Leyla Zana ekibine, Barzani’den komprador sola uzanan geniş bir cephedir.
Tüm bu kesimleri birleştiren ortak özellikler hepsinin kanının son damlasına kadar ABD’ye bağlı olması ve hiçbirisinin Türk olmamasıdır.
Kürt-İslam faşizmi, Türkiye’de Türklük adına, sol adına, Atatürk adına ne kaldıysa yok etmek istemektedir.
12 Eylül’de yarım kalan iş tamamlanmalıdır. Türkiye, şeriatçılara, Batıya ve Kürtlere teslim edilmek istenmektedir.
Amerikancı, sağcı, Kürtçü bir faşizm Türkiye’yi 12 Eylül’den de beter yöntemlerle ezmek istemektedir. Sadece Türkiye’de değil, tüm Ortadoğu’da ezilen uluslar bu faşizme kurban edilmek istenmektedir.
Kürt-İslam faşizminin cephesi derlenip toparlanmaktadır; ama kazanan yine de ezilen uluslar ve Türk milleti olacak.
Faşist yöntemleriniz, Kenan Evren’leriniz, ilkel aşiret ordularınız bizi korkutamaz. Arkanızdaki emperyalistler bize geri adım attıramaz. Mafyanız, istilanız, tarikatlarınız, şeyhleriniz, aşiret reisleriniz Türk milletini yıldıramaz. AKP’den PKK’ya, TÜSİAD’a hiçbir kurumunuz mazlum Türk ulusunun gücünün karşısında tutunamaz.
1919’da karşınızda Türk’ü ve Kuvayı Milliye’yi buldunuz, 2007’de de karşınızda gene bizi bulacaksınız.
Türkiye de, Kerkük de, Ortadoğu da bizim vatanımızdır ve vatanımızı savunmaktan geri durmayacağız.
Kürt-İslam faşizmi değil Kuvayı Milliye kazanacak.
Hodri Meydan!
kaynak: