Tekil Mesaj gösterimi
  #1 (permalink)  
Alt 09.03.07, 18:36
avidus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
avidus
Yavru Baykuş
 
Kaydolma: 23.02.07
- 39
Mesajlar: 6
Teşekkürler: 0
Üyeye 0 kez teşekkür edildi
Standart MTB (Dağ bisikletçiliği)

Merhabalar;

Dağ bisikletçiliği ile ilgili bende bi kaç bi şey paylaşmak istiyorum öncelikle bisikletin tarihine bi giriş yapmakla başlamak en iyisi olacak diye düşünüyorum.

BİSİKLETİN DOĞUŞU

Yazarlar ilk bisikletin, ilkel şeklinde, Çin'de görüldüğünü belirtmelerine rağmen, ilk bisiklet çizimlerinin 1493 yılında Leonardo da Vinci ya da onun öğrencilerinden biri tarafından yapıldığı söylenir.Bu çizimlerden yararlanarak ilk bisikleti yapan kişi Kirkpatrick Mac Mullan' dır. 1839-1840 yılları arasında İskoçya' da yapılan bu bisiklet, halen Londra' da Science Museum' dadır.
Mac Millan'dan önce temel modeli Fransız Sirvac' ın yaptığı sağ ve sol ayakların itmesi ile yürüyen bisiklet oluşturur. Celerifere adını taşıyan bu alet 1790 yılında yapılmıştır.
Drais de Senerbol' un yaptığı bisikletin daha hareketli ve daha biçimli bir modelini geliştiren Boran Karl Von Drais' in yapımı olan 1816 modeli daha sonraki yılların tohumlarını oluşturmuştur. 1817 yapımı 26 kiloluk Drais'in Viyana' da sergilenen tahta bisikletini takiben 1818 yılında madeni yapıma gidilmiştir. İngiliz Brich' in bu yapımını 1855 yılında Fransız Ernest Michaux' un modelini izlemiştir. Pedallar ilk kez bu modelde görülmüştür. 1870 yılından sonra daha da geliştirilen yeni yapıma Bicyole adı verilmiştir. İki çember olarak adlandırılan bu modelde ön tekerliğin çapı 1 ile 1,5 metre arasında değişmiştir.
Bisikletin ilk üretiminde " Michaux Company" firmasınca 200 personel ile yılda 140 bisiklet üreterek başlandı. O günkü değeri ise 450 Fransız Frangı idi.
UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.

BİSİKLET TAŞIT HALİNE GELİYOR
Yeni tip yapımların ilgi görmesi ve gerçekten faydalı olarak bulunması ulusların yönetim kadrosunu harekete geçirmiştir. Bu yolda ilk adımı Fransa atmıştır. Fransa Savunma Bakanlığ[IMG][/IMG]ı Bisiklet yapımını desteklemiş ve 1871' de imal edilen bisikletler Alman harbinde kullanılmıştır.
Daha sonraki yıllarda içi boş kauçuk lastiğinin bulunması (Trufaut) İngiltere' de eşit tekerlikli komple kadrolu, bilyalı ve milli bisikletlerin yapılmasını ortadan katlanan portatif yapımlar (Gerard) izlemiştir.
İrlandalı Dunlop' un (John Voyd) 1888 yılında havalı plastikleri piyasaya sürmesi bisiklet sanayiini birden bire geliştirmeye sebep olmuştur. Bu arada belirtmek yerinde olacak, yapılan bisikletler halkın kullandığı bir vasıta olmamıştır. Malzeme pahalılığı, büyük işçilik, bisikletlerin büyük ücretle satılmasını öngörmüştür. Bu nedenle sadece zengin kişilerin zevk aracı haline gelen bisiklet (1890) 500-800 Frank arasında satılıyordu. O yıllarda pahalı olan bisiklet daha sonraki yıllarda ardı ardına açılan fabrikalar ve malzeme bolluğu seri halde bisiklet yapımına yol açmıştır. Özellikle Fransa, Belçika, İngiltere, İtalya ve İspanya' da kurulan bisiklet fabrikaları bu sporun yayılmasında öncülük etmiştir.
Özellikle birinci dünya savaşında; savaşa katılan Avrupa ülkeleri, bisikleti askeri amaçlarla orduların süratli hareketini sağlamakta kullanmışlardır.
UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.

İLK YARIŞLAR
Fransa, Hollanda, Belçika, İsviçre, İspanya ve İtalya gibi ülkelerde gelişmeye başlayan bisiklet sanayi bu sporla uğraşanların artmasına neden olmasının yanı sıra bisiklet sanayisinin teşviki sağlanmıştır.
Bisiklet sporunun beşiği sayılan Fransa' da ilk pedallar Tuilerie, Chams de Mars, St. Jammes ve Daumesni' de isim yapmış yarışmacılar idi. Tespit edilen en eski yarış 31 Mayıs 1868'de Paris Pare de St. Cloud'la 2 km'. lik bir parkurda koşulmuştur. Yarışı Dr. Jammes Moore (İngiltere 1847-1935) kazanmıştır. Moore daha sonra " Legion d" Honneur" ünvanı ile ödüllendirildi.
Amatörler arasındaki ilk mukavemet yarışının birincisi ise Terront olmuştur. Paris - Longcihamp arasında 1889 yılında düzenlenen bu yarış 3 saat 40 dakika 20 saniyelik derece elde edilerek bitirilmiştir.
1890 yılındaki 10 kilometrelik ilk sürat yarışının galibi Catteroau idi.

DİĞER TURLAR VE YARIŞLARÖzellikle 1890 yılından itibaren bisiklet bir kitle sporu haline gelmişti. Amatörlere mahsus pist mukavemet dünya şampiyonası 1893'te Chicago da yapılmış, Güney Afrikalı Ment jes 2.46.12 ile birinci olmuş, iki yıl sonra başlayan profesyonel yarışmalarda İngiliz Michael 2.24.58. lik bir derecede ile Colongene' de şampiyonluğu almıştır.
Profesyonellere ait Yol Dünya Şampiyonası çeşitli dallarda 1927'de ilk kez yapılmıştır. Bu tarihe kadar ayrı ayrı yapılan yol yarışları genellikle 125 Km.- 297 Km. arasında yapılmıştı. Kopenhag' daki 190 Km. lik ilk amatör yol yarışını 1921 yılında İsveçli Skolt 6.18.17. ile kazanmıştır. 1927 yılındaki 184 Km. lik profesyonel Yol Yarışı Şampiyonluğunu ise İtalyan Binda 6.37.28. lik derecesi ile Cologne'de kazanmıştır.

OLİMPİYATLAR

YOL YARIŞLARI 1896'daki ilk modern olimpiyat oyunlarında organize edilen yol yarışı, o zamanın maraton parkurunda koşulmuştu. Yarışçılar parkur etrafında iki tur atarak toplam 87 kilometre katetmişlerdi. Bayanlar ise 1984'te ilk olimpiyat yarışını koştu. Ve bundan 12 sene sonra, 1996 Atlanta Oyunları'nda, zamana karşı ferdi yarışmada kategoriler arasına alındı.

TURLAR
Ulusal veya uluslararası özellik taşıyan bu yarışma türünün özelliği yarışmanın bir yöreyi ve ya bir ülkeyi, hatta bazı büyük turlarda kıtayı dolaşmasıdır.(Fransa turu gibi) Fransa turu dünyanın en eski, en uzun ve en büyük turu olup Guinness rekorlar kitabında da en uzun spor olayı sıfatıyla yer almaktadır.
Fransa Turu ilk kez 1903 yılında organize edilmiş olup 21 gün ve 4.500 Km. yarışılmış ve o yıl turu yaklaşık 1.500.000 kişi izlemiştir.
Bugün organize edilen Fransa Bisiklet turu ise bütün Avrupa ülkelerinden geçmekte ve milyonlarca kişi tarafından ücretsiz izlenirken, televizyon ve radyodan naklen yayınlanmaktadır.
Fransa bisiklet turu ilk olarak 1903 yılında yapılmış ve Mourice Garin birinci olmuştu. 1908' de başlayan Belçika Turu'nda birinciliği 1907 ve 1908 Fransa Turu Şampiyonu Petit Breton almıştır. Bir yıl sonra başlayan italya Turu'nda ise Max Bulla birinci olmuştu. Avrupa içinde ayrı bir özelliği olan klasik yarışlardan Paris - Bordeaux Yarışı 1891 yılında 572 Km. üzerinden yapılmış ve İngiliz Mills 26.34.57. ile turun galibi olmuştu.
1896 yılından itibaren Olimpiyatlarda yer alan bisiklet 1000 metre süret yarışını Fransız Masson kazanırken sırası ile 1900 Paris, Fransız Taillandier -1920 Ansver Peeters, 1934'de Paris Fransız Michard, 1928 Fransız Beaufrand, 1932' de Hollandalı Egmand ilk şampiyonlar olarak bisiklet tarihine geçen isimler olmuştur.
Ülkemizde ise en büyük tur Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet turudur.

Bisiklet seçimi

Ne Yapmayı Amaçlıyorsun?

Genelde böyle bir soru beklemeyen arkadaşlarım hemen şuna benzer cevaplar verirler: Abi senin gibi öyle uzun mesafelere sürüp saatlerce sele üzerinde kalmayı falan düşünmüyorum tabii. Yazlığa götürüp alışverişe giderken kullanırım. İşte arasıra ormana gideriz eşimle, sahilde falan dolaşırız. Kısa gezintiler yaparız. Öyle yokuş mokuş çıkmak da bana göre değil doğrusu. Ya da biraz daha cesaretli ve meraklı olanlar: Bizim yazlık kırlık bayırlık. Bazen yakındaki köyün plajına gidip gelmeyi düşünüyorum belki komşu köyleri dolaşmak da iyi bir fikir olabilir. Bisikletli kamp yapma fikrini hep çekici bulmuşumdur.
Kimbilir belki bisikletle böyle bir gezi de yapabilirim.

Aslında aldığım bu cevaplar pek çok sorunun cevabını içlerinde barındırmaktadır. Ancak bu bilgiler bazen tam olarak yeterli olamayabiliyor. Hemen ikinci sorumun cevaplarını almaya çalışırım.

Hangi Sıklıkta Bineceksin?

Belki haftada belki de ayda bir iki binmeyi düşünüyorum. Kışın soğuk yağışlı havalar bana göre değil sıcak ilkbahar, yaz aylarını beklerim herhalde benzeri bir cevap alıyorsam kafamda seçenekler hızla azalıp iyice netleşmeye başlar.

Sorulardan en kritiği olan 3. soru ise yapacağım bisiklet önerisi için genelde yeterli olmaktadır.
UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.

Genelde bu soru ile tavsiye bekleyen arkadaşlarımın bisiklete bakışlarındaki ciddiyetleri ve bisikletler ile ilgili genel bilgi seviyesi kendisini gösterir. Bu noktada şunu özellikle vurgulamakta fayda var: Ülkemizde bisiklete yeni başlayacak hemen her bisikletseverin kafasında üç aşağı beş yukarı benzer “ilk yatırım” bütçe rakamları bulunmaktadır... Bu seviyeler genelde 300-500 $ aralığıdır. Genelde böyle bir bütçe ilk bisiklet alımı, bisikletin ne olduğunu hissedebilmek için gayet yeterli olabilmesine rağmen, bir sonraki aşamada daha üst seviye bir bisiklete geçmek isteyecek bisikletseverler için bu seviyelerin biraz daha üstüne çıkmakta fayda olduğunu düşünüyoruz.
Gelin burada ne demek istiyoruz biraz daha açalım:

İyi Bir Bisikletin Anatomisi

Bence sahibinin bisikletle yapmak istediklerini tam olarak yerine getirebilecek her bisiklet o kişi için “en iyi bisiklet”tir. Size özel “iyi bisiklet”, mutlaka bisiklet kataloglarında göz alıcı en üst modellerden biri olmak zorunda değildir.

Eğer bisikletiniz ile katedeceğiniz en heyecanlı parkur, mahallenizdeki bakkal ya da manava sizi ulaştıran en kestirme yol ise, yapacağınız en uzun bisiklet yolculuğu, sahilde yapacağınız keyifli küçük gezintiler ise boşuna cüzdanınızı ve kendinizi yorup zaman kaybetmeyin derim. Gidin bir bisiklet dükkanına, bütçenizi fazla zorlamayacak ancak mümkün olduğunca kaliteli malzemelerden imal edilmiş, ileride mümkün olduğunca az sorun çıkarabilecek, rengi görüntüsü zevkinize uygun bir bisiklet alın ve zaman geçirmeden bisiklet sürme zevkini tatmaya başlayın.

Burada izin verirseniz bu tür bir düşünceyle bisiklet alacak okurlarımıza birkaç tavsiyede bulunacağız:
- Öncelikle hangi fiyat seviyesinde ve ne tür bir bisiklet alacak olursanız olun, bu alışverişinizi lütfen sadece bisiklet ve bisiklet donanımı satmak amacıyla ticari faaliyetlerini sürdüren mağazalardan birinden yapmaya özen gösterin. Daha da önemlisi bu mağazaları yöneten ve size alacağınız bisiklet konusunda bilgi aktaracak, yönlendirecek kişilerin bu konuda bilgili, kendini yetiştirmiş kişiler olmasına özellikle dikkat edin. Yukarıda bahsettiğim üç önemli soruyu sizlere yöneltmeyen ve en baştan fiyat konuşmaya başlayan bir satıcı size sadece zaman kaybettirecektir.

Bisikleti 12-13 kiloluk bir demir parçası olarak gören ve satan bir zihniyetin ne yapacağınız alışverişe ne de dağ bisikletinin ülkemizdeki geleceğine yönelik verebileceği herhangi bir katkı bulunmadığını düşünüyorum. Hiç şüphesiz beyaz eşya satan firmalar, büyük alışveriş merkezleri de gayet iyi bisiklet markalarının her tür modelini reyonlarında beğeninize sunuyor olabilir. Yapacağınız bu alışverişte size en avantajlı taksit seçeneklerini de verebilirler.

Diyelim ki böyle bir mağazadan alışveriş yaptınız: Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki bu tür mağazalardan alacağınız bir bisikletin parçaları doğru monte edilmemiş, yanlış ayarlanmış olabilir ya da daha da kötüsü bisikletiniz size eksik şekilde teslim edilebilir.

Günümüz dünyasında bisikletler artık mevcut olan en son teknolojiler

yardımıyla üretilmekte, sahip oldukları donanım bazen uzmanlık gerektiren ayarlamalar gerektirmekte, montajları özenle yapılmak gerekmektedir. Bu derece gelişkin bir araç konumuna gelen ve işleyen mekanizmalara sahip bisikletlerin düzenli olarak servis gerektirecek olması da gayet tabiidir. Bisikletinizi size satacak olan bu tür firmaların gerekli servisi sizlere sunamayacakları ise hemen hemen aşikardır. Mağaza konusunda vermeye çalıştığımız vurguyu aktarabilmiş olduğumuzu umarak tavsiyelerimize devam ediyoruz:
- Eğer bisiklet alırken fazla para harcamak istemiyorsanız, size tavsiyemiz, öncelikle yukarıda bahsettiğimiz bisiklet mağazalarından birine uğrayarak, bir ya da iki sezon öncesine ait modellerden ellerinde olup olmadığını araştırın. Zira bu modeller hem güncel modellere göre daha ucuzlamış ve indirime girmiş olabilir, hem de bu firmalar bu modelleri ucuz fiyatlardan da olsa ellerinden çıkarıp yeni modellere sermaye oluşturmaya çalışırlar. Bu sayede düşen fiyatlar nedeniyle alabileceğinizden daha üst modellere ayırdığınız bütçe ile rahatlıkla sahip olabilirsiniz. Bisikletler, bilgisayar modelleri gibi bir kaç senede önemli performans kayıplarına maruz kalan ve modaları hızla geçen metalar değildir.
Unutulmamalıdır ki en üst seviye dağ bisikletini dahi satın alsanız selenin üzerine oturup karşınıza çıkan yükseltiyi aşmaya karar verdiğinizde pedalları yine sadece ve sadece siz çevireceksiniz.
UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.

-Size tavsiyemiz bir bisikletten beklentiniz ne kadar az olursa olsun, bisiklet alışverişi için ayırmayı planladığınız tutarın mümkün olduğunca üst seviyelerini bu alışverişte kullanmaya özen gösterin. Unutmayın ki iyi malzeme ve işçilik, bisikletinizden alacağınız sürüş zevkini üst seviyelere çıkarırken, ucuza alıp akıllılık ettiğinizi düşüneceğiniz bisikletiniz ile kısa süre sonra sorunlar yaşamaya başladığınızda, sürüşten alacağınız zevk azalırken, keşke bisiklet teknisyeni olsaymışım diyeceğiniz günlerin çok da uzak olmadığını görürsünüz. Bu durum kaçınılmaz olarak bir süre sonra daha az bisiklete binmeye başlamanıza neden olurken dağ bisikletiniz ile birlikteliğinizin kısa sürede son bulmasına kadar istenmeyen sonuçlar doğurabilir.

Alacağınız bisikleti mutlaka denemeye çalışın ve bu sürüş esnasında:
- Bisiklet üzerinde yeterince rahat olmaya,
- Vücudunuzun üst kısmının bel ve sırtınızı rahatsız edecek şekilde eğilmenizi gerektirmemesine,
- Ellerinizin çok aşağı ya da yukarıda olup olmadığına,
- Ağırlığınızın gerektiğinden daha fazla gidonun üzerinde konuşlanıp konuşlanmadığına,
- Vites değiştirici ve fren kollarına rahatça ulaşıp ulaşamadığınıza,
- Selenin sizi yeterince destekleyip desteklemediğine,
- Bisikletin vermeye çalıştığınız yön ve hareketlenmeye yeterince hızlı cevap verip veremediğine,
- Frenlerin doğru ve güçlü bir şekilde ayarlarının yapılıp yapılmadığına, belirli bir güven sunup sunmadığına,
- Vites değişimlerinin rahat ve hızlı bir şekilde gerçekleşip gerçekleşmediğine,
- Bisikletiniz amortisör ihtiva ediyorsa yerdeki yükseltilere yeterince cevap verip vermediğine,

dikkat etmenizi tavsiye ederiz. Alacağınız yeni bir bisikletin sizi en azından 2-3 sene boyunca mutlu edebilecek kapasitede olmasına özellikle dikkat edin.

Yukarıda saydığımız seçim kriterlerini çok daha detaylı bir şekilde ilerideki yazılarda işleyeceğiz ancak bana bu kadar detay yeterli diyen okurlarımız için bu ön seçim kriterlerinin verilmesi gerektiğini düşündüm.

Burada vurgu yapılması gereken önemli noktalardan biri de bisikletin genel ağırlığı olmalıdır. Alacağınız bisiklet hangi fiyat aralığına mensup olursa olsun, olabilecek en düşük ağırlığa sahip olmasına özen gösterin. 300-500 $ aralığı gerçekten işe yarayacak performanıs sunabilecek arka amortisörlü bir bisiklet alımına imkan tanımayacağı için özellike bu yaz yollarda fazlasıyla gördüğümüz arka amortisörlü "yanar döner" modellerden uzak durmaya çalışmanızı tavsiye ediyoruz.

Bu modeller hem arka amortisörden beklediğiniz performansı sizlere sunamazken zaten çok da hafif olamaycak bisikletinizin kaçınılmaz olarak daha da ağırlaşmasına neden olacaktır.

Ne kadar çok bisiklet denerseniz, hangi bisikletin ne ifade ettiğini anlama şansınız o kadar yüksek olacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki bisikletler arasındaki sürüş farklarını hissedebilmek, o bisikletin ne tür sürüş özelliklerine sahip olduğunu farkedebilme yetisini kazanmak, aylar hatta bazen yıllar süren bisiklet sürüşünden sonra elde edilebilir.

Size satış yapan çalışanların bisiklete binip binmediklerini, size satmaya çalıştıkları modelleri deneyip denemediklerini, size uygun gördükleri bisikleti diğer bisiketlerden ayıran temel özelliklerin neler olduğunu mutlaka onlara sorun. Eğer bir bisiklet ustası bulabilirseniz, almayı düşündüğünüz model hakkında samimi fikrini almaya çalışın, verecekleri tavsiyeleri değerlendirin.

Unutmayın ki yıllar yılı her türlü bisiklet elinden geçen bu tür profesyonel ustaların fikirlerini en iyi kullanabileceğiniz konu bisiklet alımı olacaktır.
Eğer yukarıda belirttiğimiz bisikletten çok fazla birşey beklemeyecek alıcılardan biriyseniz sakın herhangi bir bisiklet satıcısının size 1000 dolar ve üzerinde bir bisiklet satmasına izin vermeyin. Bu fiyatın üzerinde vereceğiniz her kuruş ileride belki de hiç kullanmıyacağınız özelliklere verilen maliyet haline gelecektir.

300-500 dolar aralığında sahip olacağınız başlangıç seviyesi bisikletiniz, beklentinizi karşılayacak hemen her türlü dağ bisikleti özelliğini sunabilecek kapasitede olacaktır. Ayrıca dağ bisikleti sporunun tam olarak ne anlama geldiğini de zaman içinde bu bisikletle rahatlıkla hissedebilme şansını bulacaksınız.

Bir sonraki yazımızda dağ bisikleti ile ciddi şekilde ilgilenen, bunu bir spor olarak hayatlarına sokmayı düşünen okuyucularımız için bisikletin temel yapıtaşlarından başlamak üzere dikkat edilmesi gereken tüm noktaların üzerinden teker teker geçmeye başlayacağız.
Alıntı ile Cevapla
Sponsor