1960 ‘lardaki meşhur GT40 üretiminden beri Ford bu modeli yeniden yaratmaya çalışıyor. 1990’lı yıllarda bir sürü yanlış hamleler yüzünde proje tamamlanamamıştı. Fakat aynen orijinal GT40’da olduğu gibi Ford GT’nin yaratılması, dünyanın en iyi yarış aracı olan Ferrari‘yi kendi oyun kuralları içinde yenme hedefiyle gerçekleşti.
O zamanlar oyun 24 saatlik Le Mans yarışını kazanmaktı. Henry Ford bunu ispatlamaya çalıştı ve sonunda 1966 yılında Ferrari’nin liderliğini yenmeyi başardı. GT40 bu yarışları 1967, 1968 ve 1969 yıllarında kazanmaya devam etti. Çabuk geçen 40 yıldan sonra Ferrari’nin liderliği yine gündemde.
El yapımı, tamamı alüminyumdan üretilmiş, 5.4 litrelik V8 motor Ford GT ‘nin güç kaynağı. Lysholm supercharger ve iç soğutmasıyla motoru, 6500 devirde 550 beygir gücü kuvvet yaratıyor. Torku ise 3750 devirde 500 pound-feet. Arka tekerlere giden güç altı hızlı Ricardo manuel transmisyon ile sağlanıyor. Bu araçta otomatik veya yarı otomatik transmisyon seçeneği bulunmuyorl. Tüm bu aksam, aracı sıfırdan 100 km/s’a 3.5 saniyede çıkarıyor.
Güvenlik
Kilitlenmeyen frenler standart, fakat denge kontrol, yan hava yastıkları ve traksiyon kontrol Ford GT’de yer almıyor.
İç Tasarım
Ýç tasarım, gelişmiş parçalar ile eski tasarımın bir karışımı. Metal vites kolu ve geniş düğmeler 40 yıllık tarihi canlandırıyor. Fakat magnesyum ön konsol ile klima futuristik görümü canlandırıyor. Büyük kırmızı düğme ise 550 g motoru ateşlemek için kullanılıyor.
Sürüş
Araca giriş ve çıkış ile aracın arkasını görme egzotik bir hava yaratmakla beraber, GT’nin yoldaki performansı, sürüş ve kullanım kolaylığı bakımından tipik bir spor coupe araca çok yakın. Debriyaj ve vites çok iyi bir uyum içinde. Direksiyon gereksiz bir ağırlaşma yaratmadan mükemmel bir hakimiyet sağlıyor.
Yavaş ilerleyen trafikte motoru hissetmiyorsunuz bile. Fakat hem pistte ve hem de açık ya da yarış arabası gibi kullanmaya başladığınızda, 2006 Ford GT diğer exotic araçların sahip olmadığı bir çeşit denge ve güven sağlıyor.