Tekil Mesaj gösterimi
  #24 (permalink)  
Alt 12.03.10, 23:10
very_night - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
very_night
Yavru Baykuş
 
Kaydolma: 26.02.10
Kadın - 27
Mesajlar: 57
Teşekkürler: 24
Üyeye 17 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: DARKNESS IS COMING(lütfen okuuu...)

cicim!! daha 4. bölümü koymadım.
yaaa benim bir şey yapmam gerekiyordu neydi...neydi...neydiii.....
haaa işte buldum ve karşınız da 4. bölüm (yazım hataları ve diğer yanlışlar buna dahildir belirteyim.şey.. sanırım bunu yazdığım da belirttim!!XDXD)

¾ BÖLÜM
O BURADA

Yatağımdan doğruldum. 8 kez. Ses tam 8 kez duyuldu. Taren’ e baktım ama o yoktu nerdeydi ona seslenmek istedim. Sesim çıkmıyordu. Kapıya yöneldim. Kapı kolunu tuttum ve açtım ama hiç kimse yoktu. Dışarıdan insanlar çığlık çığlığa bağırıyordu. Pencereye koştum ve onları gördüm her yerlerinde yaralar vardı. Tüm insanlar çığlık çığlığa bağırıyor ve kaçıyorlardı. Tüm yıldızlar sönmüştü ‘’sonsuz karanlık’’. Hayır. Bu olamazdı daha çok erken ne yapmam gerekiyordu ve sonra uzaktan gelen bir ses uyanmamı söylüyordu. Gözlerimi açtım. Taren tam karşım da duruyordu.
‘’iyi misin?’’
‘’evet. Ben iyiyim. Sadece bir kabustu.’’ Taren’ in söylediğine göre şerrim dönmüş ve şunları söylemişim;
‘’O evrenin en uç noktasın dan boyuta geçti. O burada!’’ işte şimdi endişeli bakmaya başlamıştı.
‘’Eğitimini hızlandırsak iyi olur.’’dedi. sadece başımı salladım.
‘’Sereno kasabasının hemen ilerisin de evim var oraya gidip eğitimini tamamlayalım. Gerçi orası eyaletin diğer ucun da.’’ Dedi.
‘’öyleyse hemen yola çıksak iyi olur.’’dedim.otelden kaydımızı sildirip arabaya bindik ve yola çıktık. Uyandığımda evdeydik. Gerçekten çok büyüktü hem evin kendisi hem de bahçesi. Gerçekten harikaydı arka bahçe siyah ve beyaz güllerle doluydu. Ön bahçe ise başka bir harikaydı; oldukça büyük bir havuz
vardı, etrafta yemyeşil otlar vardı ama çok ciddiyim günlük çünkü gerçekten sanki Gustave CAILLEBOTTE resimlerin den birine bakıyordunuz. Gerçekten çok güzeldi için de gezmek isterdim ama çok yorgundum neden bu kadar yorgundum ki bütün yolculuk boyunca uyumuştum ama buna rağmen Taren çok enerjik idi. İkinci katta ki yatak odaların dan birine gidecek kadar gücüm vardı. Bütün gün uyudum sanırım uyandığım da Taren mutfak ta kahvaltı hazırlıyordu. Yanına gittim ama oldukça uzaktan gelen acı bir çığlık ikimizi de şaşırtmıştı.


(ASLIN DA BU 4. BÖLÜM OLCAKTI AMA 4. BÖLÜMÜ ELLE YAZDIĞIM İÇİN BİLGİSAYARA GEÇİRİRKEN BAZI KISIMLARI KETİM ÇÜNKÜ SAAT GECENİN 11 ' İ VE BU BİR ARA BÖLÜMDÜR!!)



4. BÖLÜM
İŞARETLER

UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.


İkimiz de birbirimize baktık ve hemen çığlığın geldiği yere doğru koşmaya başladık. Ormanın bu kadar büyük olduğunu fark etmemiştim. Taren’ a bakmak için döndüğüm de önümde devrilmiş şekilde duran ağacı fark etmedim ve ayağım takıldı. Tam yere düşeceğim sırada bir şey beni tuttu. O anda yere yakın şekilde esen şiddetli rüzgarı hissettim beni geri itiyordu. Vay canına bunu ben yapmıştım. Ayağa kalktım ve aynı acı çığlık yeniden duyuldu oldukça yakından gelmişti. Aynı yönde koşmaya devam ettim ve ulaştığım şey çok güzeldi. Büyük bir gölet vardı. Tam ortasında küçük bir adacık ve adacığın üzerinde büyük bir mağara vardı. Kenardan adaya kadar uzanan bir köprü vardı. Kaya aynen bir mağara gibi oyulmuştu. İçeri doğru çekildiğimi hissettim. Sanki bir şey beni içeri doğru çekiyordu ve ben farkında bile olmadan mağaranın girişine gelmiştim. İçeri doğru bir adım attım ve bir adım daha hala mağaranın aydınlık olan tarafındaydım. Ağaçlar bu göletin etrafında çok fazla değildi. Bu nedenle mağaranın girişinin bir kısmı aydınlanıyordu ve karanlığın içine doğru bir adım attım. Neler oluyordu. Çekim gücü artmıştı ve bir anda karanlığın içine doğru hızla ilerlemeye başladım. Dışardan Taren’ in sesi geliyordu. Bana kendimi kontrol edebileceğimi yalnızca inanmam gerektiğini söylüyordu ama nasıl yapabilirdim. Çok güçlüydü sanki beynime girmiş ve kendimi güçsüz hissetmeme neden olmuştu. Hızla o tarafa gidiyordum ama sonra durdum. Durmuş olabilirdim çünkü hiçbir şey görmüyor ve ya hiçbir şey duymuyordum. Durduğumdan bile emin değildim. Ama sonra bana doğru gelen bir şey gördüm. Ve birden karanlık bir ışık belirdi bu hiç yardımcı olmamıştı hala kendimi kontrol edemiyordum. Işık sadece neye baktığımı bilmemi sağladı. Bembeyaz bir elbise giymiş yüzü yaşlılıktan kırışmış, dudakları kurumuş ve çatlamış, saçları oldukça uzun olmasına rağmen ağarmış bir kadın duruyordu. Gözleri; aynı gözler bu gözleri daha önce de görmüştüm. Bana bakıyordu tam anlamıyla gözlerimin içine ama emin olamıyordum. Ama birden gözleri kayboldu geriye sadece bir boşluk kaldı.
‘’kimsin sen?’’
‘’beni gayet iyi tanıyorsun.’’
‘’hayır. Seni tanımıyorum.’’
‘’evet tabi bu kabuk yüzünden. Ama bulunduğun yer sana bir şeyler hatırlatmış olmalı.’’son iki kelimeyi vızıldar gibi söylemişti.
‘’nesin sen? Adın ne?’’
‘’ben karanlığım evrenleri bir bir içime çekerim sen ve senin gibiler beni hapsede bileceğini sandı.’’
‘’sen O’ sun. Yani karanlıksın!’’ sesim titriyordu. Daha çok erkendi. Ne yapabilirdim ki ne kadar güçlü olursam olayım şu an onları kullanamıyordum.
‘’bana karanlık diyorlar bu sadece onların gördüğü kadarı’’
‘’ne demek istiyorsun’’
‘’benim birçok adım var. Kimse gerçekten kim olduğumu bilmez. Bazen ben bile unuturum. Ama gerçek bilmediğindir.’’ Geri dönmek, olabildiğince hızla koşmak istedim ama işe yaramıyordu. Sanki bir şey ayaklarımı çivilemiş beni orda tutmak için elinden gelenden fazlasını yapıyordu. Bu şey beynimi okuyordu. Ama nasıl?
‘’senin düşüncelerini okumak bir kitabı okumaktan daha kolay.’’ Gerçekten düşüncelerimi okuyordu. İşte şimdi gerçekte korkmaya başlamıştım ve o zaman Taren’ in bana söyledikleri aklıma geldi. Sadece inanmamı söylemişti. Birden Taren’ in bana bakan gözleri aklıma geldi. İşte o zaman inanılmaz bir güç hissettim içimde inanıyordum. Bunu başarabilirdim. Dışarıdaki ışığın buraya kadar ulaştığını düşündüm. Buna gerçekten inandım. İçimde ki güç patlamalarını hissettim. O gücü içimde hissediyordum. Ve birden olduğumuz yer ışıkla kaplandı. Bunu yapabilirdim, artık kendimi kontrol edebilirdim. Arkamı döndüm ve koşmaya başladım. Olağan gücümle koşuyordum. Ben içeri girdikten sonra oluşan görünmez duvara doğru koştum ve atladım. Tam anlamıyla duvarın üzerine doğru atladım. Başarmıştım duvar kırılmıştı. Ama arkadan bir ses bağırıyordu.
‘’kaçmış olabilirsin ama bu sadece bir seferlik yanılgı emin ol gelecek sefer karşılaştığımızda seni ve diğer hepsini öldüreceğim!’’
Tam düşeceğim sırada Taren beni tuttu.
‘’hey. İyi misin?’’
‘’evet.’’ Bana soru soran gözlerle bakıyordu.
‘’Gerçekten-‘’ gözüm ormanın içinde ki gölgeye takılmıştı.
‘’iyiyim.’’ O da benim baktığım tarafa bakıyordu.
‘’ ne oldu? Ne gördün?’’ diye sordu. Benim ve Taren’ in baktığını gören gölge hızla uzaklaşmaya başladı.
‘’orada’’ dedim. Taren ve ben koşmaya başladık ama ben daha hızlıydım ve kısa sürede Taren’ i arkada bırakıp gölgeye yaklaştım. Peşinden düzlük bir alana kadar
Koştum. Kolundan tutup yakaladım. Bana döndü. Bu bir kızdı gözleri yemyeşildi. Saçları uzun ve sarıydı.
‘’kimsin sen?’’ ben daha cümlemi bitirmeden etrafımıza ağaçların arasından bize bakan 6 gölge daha belirdi.

Bu mesaj; very_night tarafından '13.03.10 - 23:39' tarihinde değiştirildi.
Alıntı ile Cevapla
Teşekkür Edenler: