yorumlar için teşekkürler.ama eğer pes etcek olsaydım 2 yıl bando seçmelerine katılıp herkesden iyi çaldığım halde(bunu ben demiyorum bizim kızlar diyor)elenip tekrar girmezdim gerçi yine elendim ama olsun onlar kaybetti.Bu bölüme biraz daha betimleme kattım ama ben cümle düşüklükleri nasıl oluyor anlamıyorum türkcem 4 de ondan onu bir yazarsanız sevinirim şimdiden teşekkürler.Bu arada süper moral veriyorsun
yeni bölümü ekliyorum...
2. bölüm
GERÇEK
‘’Ne…neler oluyor burada ? O’nun burada ne işi var ?’’
Bana neler oluyordu kendimi çok kötü hissediyordum. Bağırıyor muydum? Hem de anneme karşı!
‘’Tatlım sakin ol. Hadi otur şuraya ve bizi dinle anlatacağımız şeyler çok önemli.’’
Karşıların da ki kanepeye oturdum annem gülümsemiyordu. Onun gülümsemesi beni her zaman rahatlatırdı.Güldüğü zamanlarda elmacık kemikleri ortaya çıkar ve gözleri parlardı. Ama bu kez korkuyla bakıyordu. Ne değişmişti? o sırada babam:
‘’Fazla uzatmadan konuya gireceğiz ama birazdan duyacağın şeyler tüm hayatını değiştirecek. Korkabilirsin ama yakın da-
Babam konuşmayı bıraktı. Taren:
‘’Gerçekten acele etmeliyiz. Oyalamadan söyleyeceğim’’
Geçen sefer karşılaştığımız da yüzün de alaycı bir gülümseme vardı ama bu sefer bir samimiyet ve korku vardı.Yüz hatları bu sefer daha belirgindi.Çok genç görünüyordu ve bir o kadar da yaşlı tuhaf bir durumdu.ve Taren konuşmaya başladı:
‘’Sen bir seherbazsın aslın da tek seherbazsın ve bu kolye bunu temsil ediyor. kolye bu dünyaya geldiğin de sen henüz doğmamıştın yüzyıllardır seni arıyor aynen bizim gibi sen çok özel birisin ve aynı zaman Meranodita prensesisin.’’
‘’Ne demek istiyorsun yani ben başka bir gezegenden miyim?’’
‘’Teknik olarak sen başka bir boyuttansın.’’
‘’Peki sen kimsin?’’
‘’Diğer boyutta iken bir anda ortadan kayboldun. Seni her yerde aradık ancak bulamadık. Herkes kaçtığını düşündü çünkü bulunmak istemezsen bulunmazsın.’’
‘’Sen buna inanmamı mı bekliyorsun? Yapmayın bu imkansız.’’
‘’tatlım imkansız değil çünkü doğru söylüyor. Seni ben doğurmadım. Benim çocuğum olmuyordu ve yetimhane ye gitmeye karar verdik seni orda bulduk. Bir bebekken seni orda bulduk.Çok küçüktün ve görevliler sürekli ağladığın dan bahsediyordu. Ama seni kucağıma aldığım zaman gülmeye başladın ve bana umut dolu gözlerle baktın. İşte o zaman bana ihtiyacın olduğunu anladım. Benim de sana ihtiyacım vardı.’’
Sadece bakıyordum. Şaşkına dönmüştüm inanamıyordum. Korkuyordum.
‘’Az önce’’ Taren’ e dönmüştüm.’’bana tek seherbazsın dedin. Bu ne anlama geliyor?’’
‘’Seherbazlar sadece efsaneler de vardır. Bir çok efsanemiz gerçeklere dayalıdır.Ancak bugüne kadar hiç gerçek bir seherbaz doğmadı.Bununla ilgili tek bir efsane kayda geçmişti ve sadece bir tanesi bozulmadan kaldı.’’
‘’Peki ne diyordu?’’
‘’Efsaneye göre tüm evrenleri tehdit eden bir güç olacağı ve bunu ancak bir seherbaz’ ın durdurabileceği söyleniyordu ve ancak en zor zaman ortaya çıkacaktı ve bir de şiir var iki bölüm den oluşuyor.Yani iki ayrı şiir ama birbirlerini tamamlıyor 1. kısın da;
Gece yükselecek ışığın önüne
Ay çıkacak güneşinin önüne
Teslim olun yoksa onlar ölecek
2. Kısım da;
Korunur görmezsin uzaktan olduğu kadar yakından
Olduğun yerde kal görünecek yeniden
Güneş her tutulmadan sonra tekrar parlayacak
Ve bu bir son olmayacak’’
‘’biliyor musunuz bu hayatım da ki tüm gariplikleri açıklar ama gerçekten çok saçma’’ dedim ve kalkıp merdivenlere yöneldim odama gitmeli, günlük yazmalı ve ağlamalıydım. Sinirlendiğim de ve ya üzüldüğüm de her zaman bunu yapardım. Ben ikinci basamağa yönelmeden Taren;
‘’Doğum kaydı bile bulunmayan bir bebek’’ dönüp ona baktım ağlamak üzereydim neden bu kadar üzerime geliyorlardı ki ona
‘’Sus artık’’ diye bağırdım ve aynı anda pencereler den iki tanesi kırıldı ve diğerleri çatladı. Ne annem ne babam ne de Taren bir şey demedi. Ağlamaya başladım ve olduğum yere çöktüm. Taren hemen yanıma geldi bana erşeyin normale döneceğini söylüyordu. Ona inanmak istedim ama nasıl inanabilirdim. Sadece ‘’Buradan gitmek istiyorum’’ diyebildim. O an orada kalmak istemiyordum korkuyordum ne yapmam gerektiğini bilmiyordum arabamın anahtarlarını aramaya başladım. Taren beni kaldırdı ve kapıya yöneldi. Bana destek olmasaydı yürüyebilir miydim bilmiyorum. Komidinin üstün den anahtarları alıp arabaya doğru yöneldi. Nedenini bilmiyordum ama ona yakın olmak bana huzur veriyordu. Beni arabanın ön koltuğuna oturtup kendisi şoför koltuğuna geçti. Bana ‘’nereye gitmek istersin’’ diye sordu. ‘’Bilmiyorum‘’ diyebildim hala ağlıyordum. Daha dün doğum günümü kutlamıştık. Arkadaşlarımla eğleniyordum ve birden neler değişmişti. Arabayı çalıştırdı ve şehre doğru gitmeye başladık. Uyumuş olmalıyım uyandığım da gece olmuştu saatime baktım gece iki olmuştu. ‘’Neredeyiz’’ diye sordum.’’Los Angeles’’ dedi.
İleri de bir hotel var istersen orada kalabiliriz’’ dedi.’’teşekkürler’’ dedim. Linetila Hotel isimli bir yerin önün de durduk. Kaydı yaptırıp odaya çıktık aynı odada kalacaktık ama iki tane yatak vardı. Bayılmak üzere olduğumu hissediyordum. Bana neler oluyordu? Beni yavaşça yataklardan birinin üzerine bıraktı. Daha sonra neler olduğunu hatırlamıyorum beyaz bir ışık etrafımı sardı biri sanki şarkı söylüyordu beyaz ışık kendini hayatım da daha önce hiç görmediğim renklere bıraktı. İçim de bir huzur vardı. Uyandığım da öğlen olmuştu. Taren
‘’Kendini nasıl hissediyorsun?’’ diye sordu.
‘’İyiyim’’ dedim ama bu doğruydu kendimi ilk defa bu kadar iyi hissediyordum.
‘’Öyleyse kalk kendine çeki düzen ver ve bir şeyler ye’’ dedi. İlk karşılaştığımız da ki o bilmiş kötü adam yoktu artık uysal ve iyimser biri vardı.
‘’Tamam’’ dedim ve banyoya yöneldim. Yüzümü iyice yıkadım oda oldukça genişti banyoda öyle kendimi inanılmaz huzurlu hissediyordum. Saçlarmı taramak için etrafta tarak aradım komidinin ikinci çekmecesindeydi. Daha sonra aynaya baktım ve dondum…