Bundan 1500 yıl önce, 6.yüzyılda İngiltere’nin küçük bir köyünde bir kız yaşıyordu. Onun adı Ashley’di. Annesi onu doğururken ölmüş babası ona bakamadığı için onu başka bir köylüye satmıştı. Ashley küçük bedeniyle yaşadıklarını ve gördükleri hiçbir zaman unutamayacaktı. Çünkü bir gün gelip vampirler onu kaçırarak kendi ırklarına katacaklardı. Ondan önce ise hala kaderin ona gösterdiği biz geleceği yaşıyordu.

20 yaşında satıldığı köylü onu besleyemeyecek duruma geldiğinde onu imparatorluğa satmaya karar verdi. 623 yılında Bizans İmparatorluğunda babasıyla beraber ortak imparator olan III. Konstantin’e seks kölesi olarak satılmaya karar verildi. Ashley ne olduğunu anlamıyordu sadece Bizans İmparatorluğunun o büyük sarayına gideceğini biliyordu. Gittiğinde gördüğü manzaralar karşısında ağzı açıkta kalıyordu. Hayatında hiç görmediği kadar büyük yapıtlara şahit oluyordu. Büyük taşlarla, deniz kıyısında olan bu saray gerçekten ihtişamlıydı. Onun seks kölesi olacağı saraydı. Hayatındaki en acı günleri geçireceği saray olacaktı. Sarayda bir sürü hizmetli ve imparator için seks köleleri vardı. III. Konstantin kendine bu kızlardan birini seçerek onunla beraber oluyordu.

Ashley saraya geldiğinde diğer kızların yanında kalacağı bir bölüme götürüldü. Buraya sadece böyle kızlar ve hizmetliler girebiliyordu. Kızların kendi bölmelerinden dışarı çıkıp sarayda dolaşması yasaktı. Bu kızların arasında tabi ki de kendini imparatorun en sevdiği köle olarak nitelendiren ve havalanan kişiler vardı. Bunlar her yeni gelen kızı eziyorlardı. Ashley’de bu duruma mahsur kalmıştı tabii ki.

Bir gece yine İmparator III. Konstantin yeni kızların hepsini odaya çağırttı. Herkes en güzel ve kendilerini en çekici gösteren elbiselerini giydiler. Ashley’de hazırlık yaptı kendince. Ne olacağını bilmiyordu sadece kıyafetini giyiyordu. Büyük koridorlardan geçerek imparatorun kapısının önünde hepsi sıraya girdi. İmparatorun ihtişamlı odasının kapısı açılarak dışarı çıktı. İmparator hiç olmadığı kadar seksi ve yakışıklıydı. Siyah sırma saçları, geniş ve yapılı göğüsleri, kollarındaki kaslar ile gerçekten muhteşemdi.

İmparator kızları süzüyordu. Ashley’e gelene kadar hiçbirini beğenmemiş gibi bir işaret yapıyordu yanındaki hizmetlilere. Ashley’e geldiği an birden duraksadı ve onu incelemeye başladı. Kızıl saçlarıyla alev gibi yanan gözleri ve dolgun dudakları Ashley’i çekilmez kılıyordu. Göğüsleri gayet iri ve poposuda gayet hoştu. İmparator Ashley’e yaklaştı ve elleriyle kızın poposunu sıkmaya başladı. Ashley bu durumdan hoşlanmamıştı ama karşısında imparator vardı ne yapabilirdi ki. İmparator kararını vermişti Ashley’i istiyordu.

“Bu kızı hazırlayın ve odama getirin” diye emir yağdırdı ortalığa. Hemen hizmetliler Ashley’i alarak hazırlamaya götürdü. Diğer kızlar Ashley’e hiç de iyi olmayan gözlerle bakıyorlardı. Ashley’in üstüne başına daha seksi ve vücutlarını daha çıplak gösteren şeyler giydirdiler. Saçlarını düzleştirerek daha kolay savrulmasını sağladılar. Ve kızı odaya yolladılar.

Ashley odaya girdiğinden gördüğü her şeyin altın kaplamadan olduğunu görünce odaya hayran kaldı. Ayrıca imparatorun gerçekten çekici olduğunu da düşünüyordu. İmparator üstündeki her şeyi çıkararak tamamen çıplak kaldı ve Ashley’in yanına gelerek onu kendi elleriyle soymaya başladı.

Ashley odayı süzerken bir erkeğin onu soyduğunu fark etmiyordu bile. Konstantin Ashley’in üstündeki elbiseyi çıkardığında gözleri fal taşı gibi açıldı. Kızın iri göğüsleri gerçekten iyiydi. İmparator Ashley’i kucaklayarak yatağa götürdü ve bıraktı. Ashley hiçbir şey diyemiyordu. Kızın üstüne çıkarak ve onu zorluyordu. Ashley adamın altında sessizce yatıyor hiç ses çıkarmıyordu. Adam kızın her yeri elliyordu. Kızın üstünde yavaşça gidip gelerek onun içine giriyordu. Ashley ilk başlarda bir şey yapmamıştı ama zorlandığını hissettiğinde imparatorun göğsünden doğru onu kendinden itti. İmparator bunu hissetmemiş gibi iyice kızın içine girmeye çalışıyordu. Git gide hızlanmaya başladı. Ashley artık dayanamayacağını anlayarak hızlıca onu üstünden attı. İmparator kızın içinde değildi artık. Ashley kurtulmuşçasına yataktan kalktı ve kaçmaya çalıştı. İmparator güçlü ve daha kuvvetliydi. Yataktan kalkarak kızı yakaladı ve onu duvara yapıştırarak tekrar içine girdi. Duvarda yukarı aşağı sürterek canını acıtıyordu. Azmış bir hayvan gibi hem içine girip hem de onun boynunu yalıyordu. Ashley git gide sinirlendi ve iyice imparator iterek eline aldığı şamdanla vurmaya çalıştı. İmparator sinirlenerek;

“ne yapıyorsun sen?” dedi. Ashley hemen cevabını verdi.

“seni istemiyorum.”

“benden kaçışın yok güzelim. Elinde sonunda benim olacaksın direnmezsin.”

“ölürümde bir daha seninle olmam.”

Diyerek şamdanı suratına savuruyordu. Salladığı şamdan imparatorun yüzüne geldi. Sinirlenen imparator gardiyanların çağırarak kızı dışarı attırdı.

“Bu kızı alın ve geldiği yere geri gönderin.” Dedi.

Gardiyanlar kızı kolundan tutarak onu aldıkları babasının yanına getirdiler. Ashley yaşadığı bu olayları hiçbir zaman unutamıyordu. Bundan 3 yıl sonra Ashley’in manevi babası yatağa düşerek oldu. Bu arada yaşadığı köyü vampirler basarak onu ve birçok kişiyi götürdüler. Götürdükleri yerde vampir kraliçesi onu vampir yaptı ve Ashley imparatordan intikamını almak için vampir eğitimlerine girdi. 641 yılına geldiğinde normalde 38 yaşındaydı ama görünümü 23 yaşındaki gibiydi. Çünkü o bir vampir olmuştu artık. 641 yılında III. Konstantin’in çıktığı bir seferde onu öldürerek intikamı almış oldu. Ashley işte o intikamın ardından acımasız bir vampire dönüştü ve 20.yüzyıla kadar birçok insan öldürdü ama bir anda kararını değiştirerek geçmişini değiştirmek Richard’ı aramaya karar verdi ve onunla karşılaştığı büyük gün geldi. Richard’ı Ashley’i bir şekilde bulmuştu ve bir gece onun yolunu keserek onunla konuştu.

“Selam Ashley, Ben Richard. Richard Steen.”

Ashley önce şaşırsa da bu şaşkınlığı üstünden atarak ona sordu.

“Beni nasıl buldun?”

“Beni aradığını duydum Ashley. Bruno’dan intikam almak istediğini duydum.”

“Evet, geçmişi değiştirmeni istiyorum Richard. Bana yardım edebilecek misin?”

“Sana yardım edeceğim Ashley. Geçmişini değiştireceğim ama sen ölmüş olacaksın.

“Her şeyi göze alıyorum artık.”

“Peki, Ashley gücümün son damlasına kadar kullanarak hem seni hem de kendimi kurtaracağım. Hangi zamana gitmem gerektiğini ve ne yapmam gerektiğini söylemelisin.”

“Bundan 1500 yıl öncesine gideceksin Richard. O zamanlar vampirler fazla yoktu Dünya’da. Ayrıca o dönemde vampirleri toplu olarak avlamaya çalışan bir grup vardı. Benim ilk vampir olduğum yıllardı. Dünya’da toplamda 900 vampir vardı ve hepsi gündüzleri bir yerde kalıyorlardı. Avcılar gündüz bir plan yaparak onları yok etmeye çalıştılar ama başarılı olamadılar. Onları yerinde bulamadılar. Çünkü ben onlara casusluk yapmıştım ve insanların yerlerimizi öğrendiğini söyledim ve başka yere gitmek için onları ikna ettim. Sadece ben biliyordum Richard bir kundak olacağını. Beni durdurmalısın unutma beni ne olursa olsun durdurmalısın. Öldürmen gerekiyorsa öldürebilirsin de zaten yaşamak için fazla yaşadım.”

“Gidiyorum Ashley, geçmişte görüşmek üzere.”

“Görüşürüz Richard.”

Richard bir anda ortadan kayboldu ve Ashley tek başına öylece sokağın ortasında kaldı. Artık yapması gerek tek şey ortadan yok olmasını beklemekti.

Richard geçmişe giderek küçük Ashley’i aramaya koyuldu. Ashley’in tarif ettiği köyde ve evde onu bulduktan sonra kapıyı çaldı. Kapıyı açan kız aynı Ashley’e benziyordu. Sanırım daha vampir olmamıştı. Şimdi yapması gerek tek şey onun vampir olmasını engellemekti.

“Selam küçük kız, adın ne?”

“Ashley.”

“Baban evde mi?”

“Hayır babam öleli birkaç ay oldu.”

“Sen ne yapıyorsun burada tek başına.”

“Yaşamaya çalışıyorum.”

“Seni götürmeye geldim Ashley. Seni Dünya’nın en güzel yerine götürmeye geldim.”

“Siz kimsiniz? Sizi tanımıyorum ben.”

“Ben babanın bir arkadaşıyım o ölmeden önce seni bulmamı istedi. Seni alıp buralardan götürmemi söyledi.”

“Size nasıl inanabilirim.”

“Baban gerçek baban değil Ashley. Seni ona gerçek annen, baban sattı.”

“Tamam, bekleyin üstümü başımı hazırlayayım.”

Diyerek kız içeri girdi. Richard kapıda bekliyordu. Birden köye saldıran bir vampir geldi.