Hollanda yerel seçimlerinde aşırı sağcı politik lider Geert Wilders iddialı sonuçlar elde etti. Wilders'in bu yükselişi, 1 milyon Müslüman'ın yaşadığı Hollanda'da çok kültürlülüğü destekleyen siyasi anlayışın sonu olabilir.
MİLYONLARIN SESİ
Yerel seçimlerin ardından taraftarlarına seslenen Wilders, “Solcu elit halen çok kültürlülüğe, suçlulara hassasiyet göstermeye, Avrupa devleti fikrine ve yüksek vergilere inanıyor. Ancak Hollanda’nın geri kalanı böyle düşünmüyor. Sessiz çoğunluk artık sesini yükseltiyor” dedi.
Saçları nedeniyle bazılarının “Mozart” diye adlandırdığı Wilders, Hollanda toplumunun çokkültürlü yapısına ve bu yapıyı destekleyen siyaset anlayışına verdiği zarardan pişman olmuyor. Ölüm tehditleri yüzünden korumaları olmadan dışarı çıkmayan 46 yaşındaki Wilders, “İslamlaşma gibi hassas konular hakkında konuşmaya cüret edebildiği ve milyonlarca insanın düşündüklerini söyleyebildiği” için seçmenin ilgisini çektiğini düşünüyor.
İslam’ın Hollanda’nın en büyük sorunu olduğunu savunan Wilders, burkanın, Müslüman ülkelerden gelen göçmenlerin ve Hollanda’da cami inşa edilmesinin yasaklanmasını istiyor.
İslamcılığa karşı hareketini bir görev kabul eden Wilders, “Hollanda’da İslami ideolojinin güç kazanması halinde yok olacak özgürlüğü savunduğunu” belirtiyor.
Wilders, Mart 2008’de yayınlanan Müslümanlık karşıtı “Fitne” filmi Müslüman ülkelerden çok büyük tepki almıştı. İslam’ın eleştirdiği 17 dakikalık filmde, 11 Eylül ve 2004 Madrid saldırılarına ait görüntülerin yanında,
Wilders Kuran-ı Kerim’den “faşistçe” olduğunu belirttiği alıntılar kullanmıştı.
Ülkesinde nefret içerikli söylemlerden dolayı mahkemeye çıkan Wilders’ın İngiltereye girişi geçen yıl İçişleri Bakanlığı tarafından yasaklanmıştı. Ancak bu karar sonradan kaldırıldı.
hakikaten beynim durdu. ne diyeceğimi bilmiyorum
