Mezarlıktaki köpek...
Mezarlıktaki köpek...
Sanırım Ahmet bey'in yanına geri dönmüştü...
Afife Demirtaş
--------------------------------------------------------------------------------
O sabah öyle olmamıştı,bundan sonra da öyle olmayacaktı, çünkü sevdiğimiz komşumuz Ahmet bey, bu zor ama gene de yaşamaya değer hayattan, gözünden sakladığı karısı Hatice hanımdan, dert ortağı can yoldaşı köpeği garipten, ayrılmak zorunda bırakılm.......
Yanılmıyorsam sekiz yada dokuz sene evveldi,komşumuz Ahmet beyin güzel bir av köpeği vardı, onunla her zaman ava çıkar, mutlu mutlu dönerlerdi...
O sabah öyle olmamıştı,bundan sonra da öyle olmayacaktı, çünkü sevdiğimiz komşumuz Ahmet bey, bu zor ama gene de yaşamaya değer hayattan, gözünden sakladığı karısı Hatice hanımdan, dert ortağı can yoldaşı köpeği garipten, ayrılmak zorunda bırakılmıştı, yani takdiri ilahi ölüm kapıyı çalmıştı, gitmem deyemezdi direnemezdi, bu köpeği gariple, hava şartlarına karşı koyup ava çıkmaya benzemezdi.
Konu komşu Ahmet beyi ebediyete uğurlamak üzere yola çıkmıştık. Cemaatin başında da köpeği garip vardı,sahibine son görevini yerine getirmesi gerektiğine inanmıştı ki oradaydı, gözlerine baktım kaçırdı gözlerini benden , gözleri dolmuştu evet garip sahibini kaybetmişliğin acısıyla ağlıyordu.
Aradan sanırım on beş gün geçmişti, evlerine baş sağlığına gitmem gerekiyordu,ev taziyeye gelenlerle doluydu,garip her kapı çalınışında ,kapıya koşuyor her seferinde de mutsuz geri dönüyordu,yeni mekanı artık cam kenarıydı Ahmet beyi bekliyordu , onun bu hali içimi titretiyordu, arada bir bizim konuştuklarımıza kulak kabartıyor, bazen de ayaklarının üzerinde yükselip sokağı iyice görmeğe çalışıyordu.
Hatice teyze de yetmişini geçmişti, garibin bakımı ona zor geliyordu, bir eliyle garibi işaret ederek “Vallahi benim bakacak gücüm yok, kendime zor bakıyorum rahmetlinin hatırı olmasa bunu çoktan verirdim.” Dedi...
Bir müddet sonra eve döndüm. Akşam vaktiydi Hatice teyze yana yakıla garibi arıyordu garip yoktu, yer yarılmış yerin dibine girmişti. Hatice teyzenin etekleri tutuşmuştu rahmetliye ne deyecekti, evet garip her şeyi duymuş ve anlamıştı istenmediği yerde duramazdı
Beraberce aradık yoktu Hatice teyze kendini suçluyor “anladı hepsini anladı ”diyordu her gün yol gözlüyordu ama ne gelen vardı nede giden,kırk gün sonraydı Hatice teyze yaşlıydı çocukları da burada yoktu “beni arabanızla Ahmet amcanıza götürüverin “dedi. Babam da orada yatıyordu bahaneyle babamı da ziyaret ederiz dedim, önce babama sonra Ahmet amcaya uğradık,birde ne görelim garip Ahmet beyin mezarına , başını dayamış sanki bizi hiç tanımıyor, tepkisizce boş gözlerle bize bakıyordu, bir hayli de zayıflamıştı.
Belli ki çok kırgındı. Hatice teyze garibin boynuna sarıldı “affet beni garip beni yanlış anladın”diyordu ama garibin dinlemeye niyeti yoktu bende şoktaydım, gördüklerime inanmaya çalışıyordum. Hatice teyzenin yalvarmalarına karşı, arada bir kuyruğunu sallıyordu içim biraz rahatlamıştı, galiba buzlar eriyordu, garip Hatice teyzeyi affedeceğe benziyordu ve de öyle oldu, yavaş yavaş yerinden doğruldu isteksizce yola koyuldu garip buruk bir sevinçle sokakları seyrediyor sahibinin yattığı yeri bildiği halde inanmak istemiyor onun bir gün çıkıp geleceğini hayal ediyordu, gözlerinden anlamıştım bakışları insandı. Köpeklere bir kez daha şapka çıkarttım...
Bir yıl sonra o mahalleden ayrılmak zorunda kaldım arada bir haberlerini alıyordum,garip Hatice teyzeyi de kaybetmişti .Şimdi gerçekten kimsesi yoktu, ismi gibi garip kalmıştı. Sanırım Ahmet beyin yanına geri dönmüştü...
|