03.03.10, 21:58
|
|
My Perfect Circle
|
|
Kaydolma: 28.08.09
Kadın
- 34
Mesajlar: 4.346
Teşekkürler: 379
Üyeye 847 kez teşekkür edildi
|
|
Cevap: Karanlığa Aşk
Bölüm 13: Mesaj
Vaktin nasıl geçtiğini anlamamışlardı. Sabah olmak üzereydi. Quench'den çıkarken Aniden Cobrite içeri girdi. Yüzünde telaş ve korku karışımı bir ifade vardı. Natalie nasıl bu hale gelebildiğine şaşırdı, gerçekten ona göre oldukça güçlü görünen birini kim ya da ne korkutabilmişti?
"Neler oluyor Cobrite?"
"Derhal burdan çıkmalıyız!"
Dave bu duruma biraz alındı; "Hey, kimin barından kimi götürüyorsun ahbap? Arkadaşlarımı rahat bırak!"
Cobrite Brian'ın gözünün içine bakıyordu. Brian birden ciddileşti, Natalie'nin kolundan tuttu, kulağına eğilerek; "Bu acil bir durum." dedi. Natalie durumu anlamasa da ciddiyetinin farkına varmıştı. Dave'e üzgünüm anlamında bir hareket yaptı Hep birlikte bardan çıktılar. Cobrite çıkarken köşedeki üç güzel bayana bir bakış fırlattı.
Sokağa adım attıkları an Natalie bir anda durup Cobrite'a döndü. Bir açıklama bekliyordu. Cobrite ağzını açamadan Bardan sırasıyla üç kadın çıktı. İçlerinden biri eliyle bir takım hareketler yapmaya başladı, bir anda Natalie, Brian ve Cobrite için herşey bulanıklaşmaya başladı. Üçü de yere düşüp bilinçlerini kaybettiler.
İlk uyanan Brian oldu. Evdeydiler. Salonun ortasında cobrite yerde uzanıyordu, Natalie tekli koltuğa yerleşmişti ve kıpırdanmaya başlamıştı bile. Cobrite da Natalie de uyandıklarında Brian neler olduğunu anlamanın vakti geldi diye düşündü. Cobrite'a soran gözlerle bakıyordu. Cobrite ise birşeyler mırıldanır gibiydi.
"Buralarda bir yerde olmalı... Şurda mı..."
"Ne olmalı Cobrite?"
"Hah, buldum... Pislikler!"
Cobrite elindeki zarfa tiksintiyle bakıyordu. Hala korktuğu açıktı, fakat beceriksizce bunu gizlemeye çalışıyordu. Brian elindeki zarfa uzanmaya çalıştı. Cobrite vermeye niyetli değildi. O sırada ortamdaki hengameden faydalanan Natalie zarfı ustalıkla Cobrite'dan aldı. İçinden bir kağıt ve bir şırınga çıkan zarf Natalie için hiçbir anlam ifade etmemişti o an...
Notu okudu;
"Aşağıdaki adrese gelin. Zor kullanmak değil amaç, yalnız direktife uyulmadığı taktirde şırınga kullanılmak zorunda bırakılabilir. Yapamayız sanmayın, eve nasıl geldiğinizi bile çözebilmiş değilsiniz."
Natalie zarfı Cobrite'ın eline tutuşturdu.
"Ne demek oluyor bu? Açıklar mısın?"
"Bakın, böyle olacağını tahmin etmezdim..."
"Ne olacağını? Bize hiçbirşey söylemiyorsun. Tek bildiğin ne kadar güçlü olduğumuzdan dem vurmak! Yetti, bak sen de korkudan altına işemek üzeresin! Anlat çabuk!"
"Tamam, öncelikle sakin olmalısınız. Bu adreste oturan kişi, benim üstüm sayılan biri. O üç kadın da bunun yardımcısı gibi birşey... Herşeyi basitçe anlatmaya çalışıyorum anlayın beni."
"Peki, adı ne bu herifin?
"Lucas Pierce. İnanın ondan güçlüsü yoktur. Ve o üç bayan, onlar... çok güçlüler tabi..."
"İstediği ne bu adamın şimdi? Bu mesajın anlamı ne? O üç kadın bize pekala birşey yapabilirdi, neden bu yolu seçtiler? Şırınga da neyin nesi???"
"Bu kadar üzerime gelme, başta isteği demeyelim istersen, kurallar diyelim. Ben kuralı çiğnedim. O üç kadın da kurallar yüzünden bize dokunmadılar. Ve tabi, şırınga... Emin ol bilmek istemezsin. Şimdi biraz yalnız kalıp düşünmem gerek izninizle..."
"Dur bir dakika, oraya gidecek misin?"
"Gideceğiz, işin aslı."
Cobrite kapıdan öylece çıkıp gitti. Brian aptala dönmüş şekilde kanepede oturmuş kafasını sallıyordu. Natalie ise öfkeden deliye dönmüştü, odadan bir aşağı bir yukarı gidip geliyordu.
"Sen mutlaka birşeyler biliyor olmalısın Brian..."
"İnan bana böyle bir yöntemleri olduğunu ve kuralların katılığının bu denli olduğunu bilmiyordum..."
"Yöntem? Kural? Ne yani bunca zaman böyle bir herifin varlığından haberdarım ve sana söylemeye gerek duymadım mı diyorsun sen??"
"Natalie, kötü bir gece geçirdik. Dinlenmeliyim. Cobrite'ı dinlemeliyiz. O en yisini bilir."
"Tabi ya... Sevgili adamımız Cobrite... Ailenin favorisi, herkesin sevgilisi..."
"Şimdi yatmalıyım. Sen de fazla durmasan iyi olur. Malum odalar hariç evin her yeri güneş ışığı alıyor."
Brian odasına çıkarken Natalie ise hala öfke nöbetleri geçiriyordu. Pencereden sokağa baktı son kez...
Tam odasına gidecekken birşey gözüne ilişti... Karşıda, bir evin çatısında... Gördüğü şey, sinirden deliye dönmesine yetecek birşeydi...
|