Cevap: Rastgele
Yıldırımlar yağmış damla damla gecenin kör olduğu, yıldızların sarhoş, ayın denizin göğüslerine yumulup yakamozu doğurttuğu gökyüzünden metalik gri sahillere... Topraklanmış, çamur çamur olmuş ince kumlar... Alev suya baskın gelmiş de sönmeksizin gitarının her telini koparmış akdeniz akşamları tadında. Kafayı bulduğunda, deniz alevlere inadından mı, nereye gittiği meçhul ayyaşlara özendiğinden midir bilinmez, çürük duvarlarıyla bayraksız, sahipsiz kumdan kalelere hücum ede ede, küçük kova kürekleri yuta yuta gelirmiş yer yüzüne. Alev sönermiş aniden son "tıss"ında... Bembeyaz ışığında kudurmuş yıldırımların, karman çorman gökyüzünün ve ruhsuz, acımasız dalgaların hezimetinde, yaralarından tuzlu su aka aka ayaklanan kumdan kalelerin son nefesiyle, duman halinde salınmış taptaze ciğerlerine sigara sinmiş çocukluğum...
|