Bence en son yapılması gereken şey;yokluklar içerisinde gericisi,ilericisi,saltanatçısı,cumhuriyetçisi bu ülkeyi uçurumun kenarından alan kimselerle bugün Türkiyenin belki de en istikrarlı döneminde iktidarı alıp fersah fersah dibe batıran akp ile aynı kefeye koymak.

Tartışılan konuyla ilgili de fikir sunmak istiyorum(kanıtlarıyla)
Bir kaç sene önce Cemal Acar'ın Soğuk Savaş kitabını almıştım.(Elinde olanlar için syf:426-430)
İkinci Dünya Savaşından sonra japonlar ekonomik olarak müthiş bir büyüme hızına ulaşıyorlar ve 90'lı yılların başında Japon ekonomisi dünya'nın en büyük 3 ekonomisinden biri oluyor.(En hızlı büyüyen ekonomi olarak)
Bu yıllarda japonya mallarının neredeyse %50'sini Amerikaya ithal ediyor.
Nedense Japon pazarında Amerikanın pastadan pay alması basit nedenlerle engelleniyor.
Bunlardan sadece birisi;
Japonyada Kansai Uluslararası Havaalanı inşaası için ihale açılıyor ve Amerikan şirketlere katılamayacağı söyleniyor.
Sebep ise,"Japonyanın farklı toprak koşullarını sadece bir japon şirketinin anlayabileceğidir"
(hepimize saçma gelmiştir sanıyorum)
Japonya ithalatının %40'ını Amerika'ya yaptığı dönemler bu tip bağımsız hamleler yapabiliyorsa,biz bor konusunda Japonlardan daha bağımsız davranabiliriz.

Not:Amacım sadece "bor konusunda bağımsız davranmamız imkansız" tezini çürütmekti.