Supernatural
John Winchester devlet demiryollarından malulen emekliye ayrılmış, zamanını televizyon başında Seda Sayan, Mehmet Ali Erbil vs. izleyerek geçirmeye başlamış bir aile babasıdır. Eşi ve iki oğluyla birlikte Kansas'da hayatını idame ederken bir gece evde gezinen bir tip görür, peşi sıra eşi odanın tavanına çıkartılıp, meşale gibi yanar (ulan anlatamadık). Bir takım alengirli işler döndüğü ortadadır, John'da olayların üzerine gidince aslında hayal ürünü sanılan türlü türlü ecinnilerin (zombi, hayalet, cin, ajdar falan gibi) gerçek olduğunu ve insanlara zarar verdiğini öğrenir. Karısının ölümü ile gözünü intikam bürüyen aile babamız bu yaratıkların köküne kibrit suyu ekeceğine yemin eder ve Emekli John Beyamca'dan, Avcı John Winchester'a evrim geçirir.
Bu olaylardan 22 yıl kadar sonrasına gideriz hemen, John amca'nın küçük oğlu Sam üniversitede hukuk okumakta, çılgın partilerde eğlenmekte, sevgilisi (taştır) ile fanteziden fanteziye akmaktadır. Gayet hayırsız bir evlat olan Sam için babası ve abisi zerre umrunda değildir, ancak bir gece abisi Dean damlar ve babalarının kaybolduğunu, bulmak için onun yardımına ihtiyacı olduğunu söyler. Sam istemese de yardım etmeyi kabul eder ve dizi başlar.
Supernatural biraz Angel ve Buffy biraz X-Files epey de Dylan Dog isimli İtalyan çizgi romanından esinlenilmiş bir Amerikan dizisi. Lost veya Heroes'da alıştığımız ana hikaye üzerinde ilerleyen bölümler değil, her biri küçük bir hikaye içeren farklı farklı bölümlerden oluşuyor. Bu da temponun çoğu zaman düşmesine, ana konuyu izlemek isteyen izleyicinin bunalmasına neden olabiliyor. Amerikalıların "Filler" (doldurucu veya dolgu olarak çevirebiliriz.) dediği bu bölümler özellikle ilk 2 sezon birbirinin kopyası gibi birşey. Sürekli önce bir kurban ölüyor, sonra kardeşler olaydan haberdar oluyor, inceleme yapıyorlar, arada bir iki kişi daha ölüyor, sonra olayı çözüp (genelde babalarının günlüğündeki notlardan) yaratığı vs. öldürüp, arkada Dean'a yanık bir kız bırakıp başka bir kasabaya gidiyorlar, baba yadigarı 67 model Chevy Impala eşliğinde.
Bir diğer eksi yanı bu dizinin CW'de yayınlanması. CW hakkında bilginiz var mı bilmiyorum ama tüm olayını pembe dizi ve bizde Show'un ATV'nin falan gösterdiği "Gelinim Olur Musun" "Popstar Alaturka" vs. gibi şovların üzerinden sağlayan bir kanaldır. Bu sebeple, dizi ne kadar güzel olursa olsun, CW istediği retingleri alamadığından genelde en çok bütçe kesintisine uğrattığı programı olma kaderinden kurtulamıyorlar. Bu kesintiler nedeniyle ana karakterler Winchester kardeşler dışında 3 sezon devamlılık sağlayan bir yan karakter yok maalesef. Bu da konunun akışında kopukluklara neden olabiliyor. Büyük ölçüde referans aldığı X-Files'da bile devamlı görünen 3-4 yan karakter varken Supernatural'da olmaması büyük eksiklik bence.
Artılara gelelim. Bir kere Supernatural oldukça fazla sayıda Classic Rock ve Amerikan Popüler Kültürüne yapılan göndermeler içeriyor. Daha önceden blogumda bu göndermelerden biraz bahsetmiştim. Eğer rock dinleyen ve seven birisiyseniz diziden alacağınız zevk, normal bir izleyiciye göre, iki-üç kat fazla olacaktır. Ayrıca iki ana karakter olan Jared Padalecki ve Jensen Ackles'in uyumları inanılmaz diyebilirim. Bu ikilinin birbiriyle atışmaları için bile izlenir dizi. Tabi ayrıca korku kültüründen hoşlanıyorsanız hayaletler, iblisler, zombiler vs. ile dolu bölümlerde cabası.
Artı ve eksilerini tarttıktan sonra elde kalan sonuç bence vasatın üstü, güzel bir seyirlik olduğu yönünde. Lost, Battlestar Galactica veya Prison Break arasında izlenebilecek çerezlik bir dizi. Bir bakın derim.
|