Karakter Tanıtımı
Jason Fullen
Jason Milford kasabasında annesi ve babası ile yaşamaktaydı. 23-25 yaşlarındaydı. Annesi ve babası Damian adıındaki bir vampir tarafından öldürülmüştü. Aslında bu öldürme olayı Damian için bir kazaydı asıl istediği Jasondı. Çünkü Jason Son Kurbandı.
Melanie Swift
Melanie 25-27 yaşlarında siyah ve mavi gözlü bir bayandır. Ayrıca avcıdır. Vampir ve çeşitli yaratıklar avlamaktadır. Jason'ın aşık olduğu tek kadındırda ayrıca.
Alexandre Draum
Alex 25-26 yaşlarında sarışın ve mavi gözlü bir erkekdir. Melanie ile aynı işi yapmaktadır. Alex yakışıklı, havalı ve kötü bir görünüm sergilesede aslında kendi içinde iyidir. Tek umudu aşkı Elizabeth'i bulmaktır.
Damian Logan
Damian Caine'yi yeryüzüne getirmek için seçilen vampir kralıdır. Jason'ın anne ve babasının katilidir. Jason'ı aramaktadır onu bulduğu zaman Caine için onu kurban edecektir.
Francesca Collins
Melanie ile aynı kulüpte avcıdır. Francesca ile Alex bir ilişki içersindelerdir. Hikayede ileride aşk üçgenini oluşturacaktır. Alex, Elizabeth ve Francesca üçgeni
Orlando Rousseau
Orlando vampirdir. Hemde punkçı bir vampir. Vampir dünyasının en asi vampirleri olan Brujah klanındandır. Güçlü ve son derece iyi bir savaşçıdır. Ayrıcada çok sadıkdır, istenilen bir şeyi hiç sorgulamadan yerine getirir. Damian ile birlikte Jason'ı bulmak ve Caine'yi yeryüzüne getirmek için uğraşıyor. Ama aslında o bir casus.
Queen Claudia Greenville
Claduia ise kraliçe vampirdir. Damian ise kraldır. Kraliçe vampir Golconda'ya ulaşan vampirlerden biridir. Son derece iyimser ve yardım severdir. Tek istediği ise Caine'nin yeryüzüne gelmesini engellemektir. Bu yüzden Jason'ı bulmak için Milford kasabasına gelir ve orada Melanie ile tanışır.
Elizabeth Poynter ve Hudson Kardeşler
Elizabeth Alex'in vampire dönüştürülen sevgilisidir. Hudson kardeşler tarafından dönüştürülmüştür. Elizabeth 25 yaşlarında sarışın ve mavi gözlü bir kızdır. Hudson kardeşlerden Elizabeth'in sağında olan Chris solunda olan ise Christiandır.
1.Bölüm: Milford Kasabası
Eylülün karanlık bir sabahı, dolunay daha yeni kaybolmuştu. Yatağımdan fırladım. Alelacele giyindim. Arkadaşlarımdan birinin köşkünün yarı açık kapısından girdim. Ava gidecektik, onun için onu uyandırmaya geldiğimde direk odasına daldım ve sevgilisi ile yatakta yattığını gördüm. Arkadaşımı rahatsız ettiğimi düşündüğüm için odadan çıktım. Birkaç dakika sonra arkadaşım üstüne aldığı güneş sarısı bornozla geldi. Bornozun kapatamadığı yerlerinin yine bornozun renginde olması onun güzel vücudunu daha çekici kılıyordu. Sapsarı göğüsleri ve kalçaları beni hep tahrik ediyordu ama aklıma her gecen başka biriyle yatması gelince bunu kendime yediremiyordum. Ayrıca o beni arkadaşımdı, yani o beni öyle görüyordu fakat ben ona sırılsıklam âşıktım ve bunu ona söyleyecek kadarda cesur değildim.
Neyse, odadan çıktıktan sonra bana:
“Bugün ava gidecektik değil mi?” dedi gülümseyerek.
“Evet, çok heyecanlıyım bu benim ilk avım olacak” dedim, niçin söylediğimi bilmeden.
“Bu kadar heyecan iyi değildir… Bana yarım saat izin verir misin? Erkek arkadaşımı gönderdikten sonra yanına geleceğim. Ben gelene kadar salonda takılabilirsin” dedi ve odaya geri döndü.
Bu eve çoğu kez gelmiştim ama hiç salonuna girmemiştim. Salona girdiğimde çevreme şöyle bir göz attım. Her tarafta kitap doluydu. Raflardan, kitaplıktan taşan kitaplar, duvar dolusu resimler, yastıklar ve rahat koltuklar dikkatimi çekti bir an için. Kitaplıkta ki birçok eski kitaplar genellikle mitoloji ve efsanelerle ilgiliydi. Duvarlardaki anlam veremediğim birçok resim hepsi çok hoştu. Sade ve kokutucu olmasına rağmen evin çok güzel bir havası vardı. Kitaplığın yanına 3’lü bir koltuk ve karşısında LCD bir televizyon vardı. Koltuk ve televizyonun arasındaki küçük sehpada birkaç kitap duruyordu. Kitaplardan birini elime aldığımda vampirler ve birçok mitolojik yaratıklarla ilgili olduğunu fark ettim. Kitaba biraz göz attığımda içinde vampirlerle ilgili ufak bilgiler vardı. Mesela; bir vampir davet edilmediği eve giremez, insan kanı içmeden duramaz, gündüzleri güneşe çıkamaz ve kalbine tahta kazık saplamadan asla ölemez. Bu bilgiler av için önemliydi. Kitabı okuduğum sırada yan odada sevgilisi ile olan Melanie’nin sevişme sesleri geliyordu. Arkadaşım Melanie’nin sevgilisi uzun siyah saçlı, bronz tenli ve kaslı bir erkekti. İtalya kökenli olduğunu ve adının Rafael olduğunu duymuştum. Rafael gerçekten de bir kızın yatmak isteyeceği tiplerdendi. Her zaman seks de iyi olduğunu duyardım Rafael’in. Kasabadaki diğer erkekler onun kaç kızla yattığını saymaya çalışır ama bir türlü bir sonuca varamazlardı. İtalyan erkeklerinin neden bu kadar çekici ve karizmatik olduğunu düşünür dururdum ama bir sonuca varamazdım.
Fazla geçmeden Melanie yanıma geldi:
“Beklettiğim için özür dilerim” dedi tatlı bir yüz ifadesiyle
“Önemli değil” dedim lafımı gülücükle süsleyerek.
“Birkaç dakika daha bekleteceğim seni hemen iş elbiselerimi giyip geliyorum” dedi.
“Beklemeye alıştım zaten” diye cevap verdim ufak bir tebessümle.
Gülerek odasına girdi ve hiç bekletmeden geri geldi. Üstünde kasabamızın ismi Milford yazan bir bluz giymiş ve altına giydiği pantolonun paçalarını uzun botlarının içine sokmuştu. Saçlarını toplayarak bir çubukla birleştirmişti. O anda bile gözüme çok çekici geliyordu.
“Geldim bile” dedi.
Ona olan ilgimi belli etmeden arkadaşça bir gülümsemeyle:
“Çok güzel olmuşsun” dedim.
“Teşekkür ederim Mr. Fullen sizde çok hoşsunuz” dedi ve küçük bir eğilme ile önüme geçerek kapıdan çıktı. Onu takip ederek arkasından bende dışarıya çıktım.
1989 Porsche 911 markalı siyah arabasına binerek bir hangara geldik. Hangara girdiğim sırada birkaç tane adam elindeki silahların şarjörlerini dolduruyordu. Ben sadece ikimizin olacağını düşünmüştüm ama burada 5 kişi daha vardı.
“Sen burada bekle Jason. Bir konuşma yapmam gerek.” Dedi ve beni dikkatlice süzen 5 kişinin dikkatini kendine çekerek:
“Arkadaşlar yeni bir arkadaşımız daha aramıza katıldı bugün. Adı Jason Fullen kendisi de bir avcı olmak istiyor.” Dedi. Bu küçük kulüplerinin lideri olduğunu anlamıştım.
“Neden avcı olmak istiyormuş?” dedi sarı saçlı, beyaz tenli, 20 ya da 25 yaşlarda olan mavi gözlü ve badi çalıştığı belli olan adam.
“Annesi ve babası 2 ay önce bir vampir tarafından öldürülmüş. Jason’da düşünmüş, taşınmış ve bir karar vermiş. Annesini ve babasını öldüren vampiri ve vampirleri bulmaya karar vermiş.” Dedi Melanie.
“Hey, evlat intikam almak istiyorsun demek. Benim adım Peter, benimde sevgilimi ve arkadaşlarımı öldürdüler. Ne hissettiğini anlayabiliyorum. Anneni ve babanı öldürenlerin yüzünü görebildin mi olay nasıl oldu” dedi kumral saçlı ve yapılı olan adam.
“Evet, yüzünü çok iyi hatırlıyorum. Geçen ay kasabadan dışarı seyahat için çıktık. Eve dönüş sırasında arabamızın önüne birisi geçti. Babam adama çarpamamak için frene son anda bastı. Ben ve babam adama ne olduğunu anlamak için arabadan indik. Bembeyaz bir suratı ve kızılımsı saçları olan bir adam yerde yatıyordu. Babam ölü olup olmadığına baktığı sırada birden babamın boğazına yapıştı. Ben ne yapacağımı şaşırdım ve hemen arabaya bindim. Arabaya döndüğümde arabada annem yoktu. Korkuyla etrafa bakamadan arabaya bindim ve hızlıca oradan uzaklaşmaya başladım. Diğer vampirin peşinden geldiğini hissediyordum. Birden arabanın üstüne çıktı ve ayağıyla yan cama vurmaya başladı. Arabayı sağa sola doğru zikzak şeklinde sürüyordum ki arabanın üstünden düşsün. Ne kadar hızlı gittiğimi bilmiyorum ama karşıdan bir ışık gördüm ve o andan sonra gözlerimi hastane’de açtım. Araba kazası geçirmişim, karşıdan gelen bir kamyon arabaya çarpmış. Şans eseri burnum bile kanamadan arabadan çıkmışım. Annemi ve babamı hiçbir yerde bulamamışlar. Artık tek kalmıştım, sadece arkadaşlarım vardı. Kasabaya geri döndüm ve Melanie ile tanıştım. Onunda benimki gibi bir hikâyesi olduğunu duydum ve bir vampir avcısı olduğunu bana anlattı.”
“Gerçekten üzüldüm.” Dedi adı Peter olan adam ve Melanie dönerek:
“Sanırım Jason’ın bahsettiği Damian ve ailesi onların tarzında bir katliam bu.”
“Evet, bana da anlattığında aklıma onlar geldi sizinde görüşlerinizle bu kanıtlandı sanırım.”
“Damian ve ailesi mi onlarda kim?” diye sordum.
“Onlar buraların en acımasız vampirleridir. Bu kasabaya ayak basamıyorlar. Neden ayak basamadıklarını bizde bilmiyoruz ama hiçbir vampir bu kasabaya gelemiyor onlarda dâhil. Kasabanın dışında küçük eski bir köşkleri var ve orada yaşıyorlar. Şehirden kasabaya gelenleri genellikle avlıyorlar. Bunu sık sık yapmıyorlar belli aralıklarda bunları gerçekleştiriyorlar. Bu kasabaya gelenlerin dışında civardaki diğer kasabalardaki birçok ölüm ve kaybolmalar onların yüzünden. Yaklaşık bin yıldır bu civardalar.” Diye cevapladı Melanie.
“ İnanmıyorum, bunca zamandır vampirlerin ortasında mı yaşadık.”
“Maalesef ki, bunu kimseye açıklayamazdık. Burası diğer kasabalara göre büyük ve gelişmiş bir yer. Eğer buradan bir dedikodu çıkarsa diğer kasabalara da yayılır.”
“Ne olurlarsa olsunlar onları öldürmek istiyorum.”
“Onlar sandığından da güçlüler ne yaptıysak onları yenemedik.”
“Her güçlü şeyin mutlaka bir zayıf noktası vardır. Ben bu yola yeni başladım ama onları öldürmek için can atıyorum.”
“Waohh, gerçekten hırslı, kararlı ve cesur birisin çocuk.” Dedi karanlığın içinden gelen yaşlı bir adam. O yanımıza gelir gelmez herkes hafifçe önüne eğildi. Bende ne olduğunu anlamadan Melanie’nin dürtüklemesiyle eğildim.
Adam içeriye yavaşça girdi ve kendini tanıtmaya başladı.
“Benim adım Kelvin Innes. Bu kulübün en yaşlı üyesiyim. 30 yıl önce dedelerinizle beraber kurduk ve şimdi sizlerin bu işi yapması beni sevindiriyor. Sana gelince çocuk anneni ve babanı tanırım özel insanlardı. Ölmelerine bende çok üzüldüm. Fakat yapacak bir şey yok. Logan ailesi çok eskilerden beridir bu savaşı kazanmışlardı. Onların yaptığına kimse karışamıyor. Ama sende başka bir şey var evlat onları alt edebileceğini hissedebiliyorum. Bu sefer ki savaşı bize kazandıracağına inanıyorum.”
“Bu zaman kadar biz yapamadık da. Bu süt çocuğu mu yapacak?” dedi bana “Neden avcı olmak istiyormuş?” sorusunu soran sarı saçlı adam.
“Evet” diye cevap verdi yaşlı adam ve devam etti. “Benimle bir daha böyle konuşursan bir daha bizden biri olamasın Alexandre.” Dedi ve yaşlı adam sinirlenerek geldiği yere geri döndü.
“Neyse seni diğerleriyle tanıştıralım” dedi Peter. Bu arada Melanie Alex’i kenara çekerek ona nasihatler diyordu.
Peter beni diğerleri ile tanıştırmıştı.
Tim Harris: Zayıf, kahverengi gözlü ve kumral saçlı bir genç, kardeşi vampirler tarafından öldürülmüş.
Rob Rogers: Yeşil gözlü, siyah saçlı. Sıradan yeni nesil bir erkek tipi, sevgilisi garip bir yaratık öldürmüş.
Francesca Collins: Kulüpdeki diğer kız. Sarışın saçlı güzel bir kız. Erkek arkadaşını garip bir yaratık öldürmüş.
Kulüpte Kelvin, Alex, Peter ve Melanie’de dâhil olmak üzere 6 kişi vardı. Yaptıkları tek şey ise vampir gibi çeşitli yaratıkları avlamaktı.
BÖLÜM SONU