5.Bölüm: İntikam (Revenge)
Bazen en çok sevdiklerimizden almak isteriz en acı intikamı.
İntikam belli belirsiz bir düşüncemidir? Sinirlendiğimiz zaman aniden ortaya çıkıveren bir canavar ya da hızlıca yayılıveren bir virüs. İntikam ne olursa olsun yıllar boyunca insanların en büyük hatası olmuştur. İntikam duygusu yüzünden sayamayacağımız kadar insan ölmüştür. İşte intikam bu yüzden
Dünya’daki en büyük kötülüklerdendir. Bu virüs size bulaşırsa hayatınızı gerçekten cehenneme çevirebilir. Bu hataya düşenler gerçekten batarlar.
İşte Richard bu virüse kapıldı ve hayatının en büyük hatasını gerçekleştirmek için o odanın kapısından içeri girdi. Karşısında gördüğü manzara ile daha da öfkelendi ve gözleri alev topuna döndü. Mas mavi gözler bir anda ateş kırmızısına burundu ve Isabel’de patladı.
Isabel şaşırmış bir durumda Richard’a bakarken; Richard kafasını hafifçe kaldırarak bembeyaz dişlerini gösterdi. Odanın ışığıyla beraber beyaz dişleri parlıyordu. Birden azı dişleri sivrileşmeye başladı, Vampir olduğunu işte o anda anlamışlardı. Tavana bakan yüzü bir anda Isabel’e döndü ve kedilerin çıkardığı hırıltıyla beraber Isabel’in şaçlarından tutarak başını arkaya attı. Kızın upuzun, güzel boynu karşısındaydı. Şahdamarı hızlı bir şekilde atıyordu, o anda bir hamleyle kızı ısırabilirdi. Gözlerinden gelen kanla beraber dişlerini kızın boğazına yaklaştırdı. Kanlar yüzünden süzülerek yatağın üstüne pıt pıt damlıyordu. Dişleri daha da yakınlaştı. James o anda onu durdurmak istedi ve eylemini gerçekleştirmek için hareketlendi. Bir nedenden dolayı gerçekleştiremiyordu istediği eylemi James. Biri onu engelliyordu. Evet! Bu kişi Deborah’dı.
Deborah Richard’ı Isabel’i ısıracakken engelledi ve duvara fırlattı. Richard şiddetle duvara çarptı. Duvar sanki içine göçmüş gibi oldu. Çarpanın etkisi ile yığıldığı yerden ayağa kalktı ve yaratıcısı olan Deborah’a;
“Burada ne işin var? Seni pislik ucube.”
“Bana mı ucube diyorsun. Az önce bir kızı yemeye çalışan biri olarak bana ucube diyorsun buna sadece gülerim.”
“Benim ne yaptığıma karışamazsın”
“Evet, karışabilirim, ben senin yaratıcınım”
“Hayır, ben seni yaratıcım olarak görmüyorum ve sana ihtiyaç duymuyorum.”
Eğer bir vampir yaratıcısına ihtiyaç duymadığını belirtirse yaratıcısı o anda onu serbest bırakmak zorundadır. Yaratıcısının yetkisi dışından çıkar ve istediğini yapabilir. Deborah Richard’ın yaratıcısı olmadığı için güçleri eşitlenir. Maalesef ki Deborah artık Richard’ı serbest bırakmak zorunda.
Deborah ile Richard tartışa dursunlar James ile Isabel binadan çıktılar. Geçen gece sahilde seviştikleri araba ile ormanlara doğru ilerlemeye başladılar.
Richard onların gittiğini fark edince iki saniyede binadan çıkarak arabanın peşine düştü. Deborah’da Richard’ın ardından binadan çıktı. Biraz sonra Richard arabaya yetişmişti. Arabanın üstüne zıplayarak yan camdan sürücü koltuğunda olan James’in üstüne atlayarak arabayı durdurdu ve James’i arabadan dışarı attı. Isabel’e dönerek yarım kaldığı işi bitirdi ve maalesef ki Isabel’i boynundan ısırıverdi. O anda arabanın diğer kapısı açıldı ve Deborah bir hamlede Isabel’i kucağına alarak ormana doğru hızlıca ilerledi. Richard arkalarından gitmek istedi ama çoktan gözden kaybolmuşlardı. Deborah Richard’dan yaşlı olduğu için daha hızlıydı.
Richard sinirini çıkarmak isteğiyle arabanın tekerliğine tekme attı ve “hayır,hayır” diye bağırdı. Bu sırada yirmi metre ötede ayağa kalkmaya çalışan James’i gördü. Sinirini ve intikamını ondan almak için hızlıca yanında gitti ve boynundan tutarak kalkmasına yardım etti. Kaldırdığı sırada çok büyük bir hata yaptı. Kardeşinin masmavi gözlerinin içine baktı ve korkudan başka bir şey göremedi.
“Lütfen, bunu yapma, yapmak zorunda değilsin, beni affet” der gibi bakıyordu kardeşi Richard’a. Richard içinde kalan bir parça vicdan ile kardeşine acıyarak baktı. Gitmesi için eliyle arabayı işaret etti. James korkusuyla beraber arabaya binerek eve doğru sürdü.
***
Micky’nin telefonuna gelen mesajda başka şeylerde yazıyordu. Micky bunu Paul’dan sır gibi saklayarak ofisten çıktı. Çıkarken gizemli kel adamla karşılaştı. Hemen asansörün önüne gelerek, beklemeye başladı. Asansör geldiğinde bindi ve en alt kata çıkış kapısına geldi. Şirketten çıktı ve kendisine verilen gücü kullanarak mesajda yazan buluşma mekânına gitti. Evet! Mesajı gönderen kişi Micky ile buluşmak istiyordu. Micky bunun heyecanı ile hızlıca buluşma yerine erkenden geldi. Birkaç dakikaya kadar mesajı yazan vampir kız geldi. Kızıl, düz saçlara sahip, gözleri koyu kalemle boyanmış ve uzun çeneli bir kız çıktı karşısına. Micky biraz şaşırsa da karşısındakinin bir vampir olduğunu biliyordu.
Micky kıza gelir gelmez sorular sormaya başladı.
“Niçin baha o mesajları gönderiyorsun?”
“Başın büyük belada Mike! Senin güçlerinden dolayı isteyen vampirler var.”
“Gerçekten mi? Bu bir sebep değil?”
“Sen özelsin Micky, özel güçlere sahipsin. Sen ölümsüzsün bunu biliyorlar.”
“Ölümsüzsem beni asla yakalayamazlar değil mi?” dedi yine alaycı tavrıyla
“Seni zaten yakalamak için plan yaptılar, ben buna engel olmak için buradayım”
“Bu zamana kadar neden gelip yakalamadılar da özel plan yaptılar.”
“Anlamıyorsun değil mi. Micky senin sadece koşma yeteneğin yok. Sen bunun yanı sıra ateşi kontrol edebiliyorsun. Bu vampirlerde olmayan bir özelliktir.”
“Peki, sen bir vampir misin?”
“Evet, bende bir vampirim.”
“Onlardan olmadığını nasıl kanıtlayacaksın.”
“Ben iyi bir vampirim Micky. Eğer onlardan biri olsaydım şuanda seni nasıl yakalayacaklarını anlatmazdım.”
“İyi vampir yoktur. Kendi çıkarını düşünen vampir vardır. Peki, bu soruyu da es geçiyorum. Nasıl olsa kokusu yakında çıkar. Ben bir vampirim dedin ama vampirler güneşte dolaşamazlar senin ayrıcalığın nedir?”
“Ben en az 1500 yıldan beridir bir vampirim. Vampirler 1000 yaşına geldiklerinde özel bir yüzük onlara hediye edilir. Bu yüzük bizleri güneşe karşı korur.”
“Peki, beni yakalamak için yaptıkları plan nedir?”
“Paul, sana ihanet edecek ve seni onlara teslim edecek. Bu dünya’da tek güvendiğin kişi o. Ona güvendiğini biliyorlar ve bu yüzden Paul’a çok büyük bir teklif yaptılar. Asla hayır diyemeyeceği bir teklif.”
“Bunları nereden biliyorsun”
“Onlar için çalışıyorum ama artık seni kurtarmak için onlara ihanet ettim.”
“Sen ne istiyorsun. Karşılıksız bir iş yapmayacağını biliyorum.”
“Onu”
Ashley “onu” diyerek neyi kastetti bilmiyorum ama galiba Micky biliyor.
“Ah! Şu vampirler, kendilerinden başkasını düşünmüyorlar.”
***
Diğer tarafta bunlar yaşanırken Deborah Isabel’i ormanın derinliklerine götürdü. Onu vampir olmaktan kurtarması gerekiyordu. Richard onu vampir yaparak intikamını çok acı bir şekilde alacaktı ama Deborah buna izin vermemek için elinden geleni yapmaya hazırdı. Isabel nerdeyse vampir olmuştu Deborah ondaki vampir kanını temizleyip onu kurtarmalıydı ama korkuyordu. Eğer bir kere kanından içerse bırakamayacaktı ve o ölecekti. Bunu göze alarak ondaki kanı temizlemesi gerekti.
Dişlerini ayın ışığıyla beraber çıkardı ve Richard’ın ısırdığı yerden kanı temizlemek için dişlerini kızın boğazına götürdü. Birden dişlerini geri çekti ve vazgeçti. Çünkü zehir artık Isabel’i vampire dönüştürmüştü.