Frank barda kalıp birazda bar işleriyle uğraşmak istiyordu. Lily'le bütün yükleri yüklememek gerek tabikide. Hmm Stefanıda başı boş bırakmamalı. Kurtadam olarak avlanmayı seven bir tip nasıl olsa. Frank dinlenmek için ofisine doğru ilerken aklına Henry'nin cenazesi geldi. Yarın Henry için bir cenaze düzenlecekdi. En yakın arkadaş olan Henry kaybetmenin açısını yaşıyordu şimdi de Frank.
Herşey ne çabuk gelişip ne çabuk oluvermişti. Bundan sonra artık mutlu olma vakti gelmemişmiydi hala. Nasıl mutlu olacakdı Frank. Daha bir kız arkadaşı bile yoktu. Onun gibi bir şekil değiştiren kız arkadaşı olmasını nerdeyse bütün bardakiler çok iyi biliyordu. Kaç kere o barın kapısından bir kızla girmişti. hiçbiriyle yapamamıştı ve her defasındada kendi gibi birini aradığını söyler dururdu.
Barın kapısından kaç kız girmişti kimse Frank'ı etkileyemezdi. Zaten Frank kendi gibi birinin kokusunu hemen alırdı.
Frank sevilen biriydi fakat yanlız çocuğu oynuyordu. Onu karizmatik yapıyordu belkide bu yanlızlık ama o artık sıkılmıştı. Yeni bir aşk istiyordu hayatından, yeni bir heyecan, yeni bir tecrübe yaşamak istiyordu.
Crimson ne kadar mutluydu Elijahla, onun gibi bir aşk yaşamak ne kadar çok istiyordu.
NOT:
ya Frank'ı iiyice sinirli biri yaptınız ama